Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

İMZANIN BORÇLUYA AİT OLUP OLMADIĞININ BELİRLENEMEMESİ DURUMU

İMZANIN BORÇLUYA AİT OLUP OLMADIĞININ BELİRLENEMEMESİ DURUMU

YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/14168
KARAR: 2013/23293

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

1-Borçlular M.S.A ve F.H’nun temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu M.S.A ve F.H.vekilinin yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda, bononun hatır senedi olarak verildiğini ileri sürerek takibin iptalini istediği görülmektedir. Borçlular vekilinin başvurusu bu hali ile borca itiraz niteliğindedir.

Borca itiraz hakkında uygulanması gereken 4949 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 169/a-6. maddesinin 2. cümlesi hükmü aynen: “takip muvakkaten durdurulmuş ise bu itirazın reddi halinde borçlu, diğer tarafın isteği üzerine takip konusu alacağın %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir” hükmünü içermektedir.

Borçluların borca itirazı üzerine mahkemece, takip muvakkaten durdurulmadığı halde itirazı reddedilen borçlular aleyhine, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde icra inkar tazminatına ve para cezasına hükmedilmesi isabetsizdir.

2-Borçlu ….. Ltd Şti’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

İcra takibinin dayanağı olan çekteki imzaya itiraz edildiği ve Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 04.12.2012 tarihli raporda “…. inceleme konusu çek üzerinde …. Ür. Ltd Şti’nin kaşesi üzerine atılan imzanın taklidi kolay,teşhise götürecek önemli materyal ve yazı unsuru içermeyen, basit tersimli imza olması nedeniyle F.H ‘nun eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği” rapor edilmiş, mahkemece, borçlu şirketin itirazının reddedildiği anlaşılmıştır.

İİK.nun 170/3 . maddesinde (inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu) anlaşıldığı takdirde itirazın reddedileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, bilirkişi raporunda imzanın borçlu şirket yetkilisi eli ürünü olduğu yada olmadığı yönünde kesin bir görüş bildiriminde bulunulmadığı görülmektedir. Bu durumda bilirkişi raporunda yer alan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması zorunludur, zira takibe başlayan ve icra dosyasına sunduğu çekteki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olup, bu iddiayı ispat külfeti de alacaklıya aittir.

O halde Adli Tıp Kurumunca düzenlenen 04.04.2012 tarihli rapor içeriğine göre borçlu şirketin itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir.

SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (1) nolu nedenle M.S.A ve F.H. yararına, (2) nolu nedenle Borçlu …. Ür. Ltd Şti yararına İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.