Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

İlâmlı İcra Nafaka İlâmlarının Takibi

İlâmlı İcra Nafaka İlâmlarının Takibi

İcra iflâs yasamız ilâmların icrası başlığı altında ilâmların konularının farklılığı nedeniyle para ve teminat verilmesi hakkındaki ilâmların icrası için ayrı (İİK. md. 32-38), para ve teminattan başka borçlar hakkmdaki ilâmların icrası için ayrı hükümler (md. 24- 31) koymuştur.

İlâmlı takip yapılabilmesi için mutlaka bir mahkeme ilâmı veya yasaların ilâm ni­teliğinde kabul ettiği bir belgenin bulunması gerekir. Aksi taktirde ilâmlı icra yoluna başvurulamaz (Bakınız Baki Kuru İ.İ.Hukuku Ders Kitabı Sa. 358).

Mahkeme kararının iki taraftan her birine verilen mühürlü örneklerine ilâm denir (HUMK. md. 392).

Konumuz itibarıyla, Nafaka ilâmı Aile Mahkemesinden alınmış olan para borcu ile ilgili bir edim, ifa hükmünü içeren ilâmlardır.

Yine 2675 sayılı MÖHUK. nun 34 ve devamı maddeleri gereğince usulüne uygun tenfız kararı verilmiş bulunan yabancı mahkeme kararları da ilâmh takip hükümlerine göre icra edilecektir.

İ.İ.Y’sınm 38. maddesi gereğince ilâm niteliğinde ki belgeler ayrı ayrı açıklanmıştır.

Buna göre:

  1. Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar,
  2. Mahkeme huzurunda yapılan kabuller (HUMK. md. 91, 92, 95),
  3. Kayıtsız şartsız (tek taraflı) para borcu ikrarını içeren düzenleme biçimindeki noter senetleri,
  4. Temyiz kefaletnameleri (HUMK md. 443, İİK. md. 33-36). Bunlar temyiz hâ­linde icranın geri bırakılması için verilmiş, bulunan kefaletnamelerdir.

Ancak Nafaka ilâmlarının icrası için yapılan takiplerde İCRANIN GERİ BIRAKILMASI İSTENEMEZ (Md. 36).

  1. İcra dairesindeki kefaletler. Bunlar takip konusu borcun ödenmesini sağlamak için, özellikle borcun takside bağlanması durumunda, üçüncü bir kişinin (kefilin) İcra Dairesi huzurunda borçlunun borcuna kefil olmasıdır. Bu icra kefaletleri İ.İ.Y. sının 36. maddesi son fıkrası gereğince müteselsil kefalet hükmündedir.

İlâmlı İcrada Yetkili İcra Dairesi

İcranın nereden isteneceği: (Md. 34) ilâmların icrası her İcra Dairesinden talep olunabilir. Alacaklı yerleşim yerini değiştirirse takibin yeni yerleşim yeri icra dairesine havalesini isteyebilir.

İlâmh icradaki yetki, ilâmsız icrada ki yetkiden farklıdır. İlâmsız icrada (İİY. md. 50) Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik olunur. Şu kadar ki takibe esas olan aktin yapılabildiği icra dairesi takibe yetkilidir. Buna karşın ilâmh icra takibi için ÎİY. sının 34. maddesin de düzenlendiği gibi alacaklı Türkiye’deki her hangi bir icra dairesine başvurulabilir. Dilediği icra dairesinde Nafaka borçlusu hakkında takip yapabilir. Buna göre borçlu ilâmh icrada yetki itirazında buluna­maz.

Alacaklı ilâmlı icra takibine başladıktan sonra yerleşim yerini değiştirirse, ilâmh icra takibinin yeni yerleşim yerinin icra dairesine havale edilmesini dahi isteyebilir. Bura­daki amaç nafaka alacaklısının alacağına kavuşmasını kolaylaştırmaktır.

İlâm niteliğindeki belgelerde, ilâmlarla aynı prosedüre tabi olduğundan, bu belge­lere dayalı olarak yapılan takiplerde de örneğin noterlikte resen tanzim edilen nafaka borcu ile ilgili senetlere anlaşmalara dayalı takip, nafakalar ile ilgili kabul ve sulhe dayalı takipler vb. gibi takiplerde de tüm icra daireleri yetkilidir. Ancak ilâmlı takiplerde de olumsuz yetki sözleşmesi yapılabilir. Bu takdirde yetkili icra dairelerinin sözleşmeye uygun belirlenmesi gerekir. (İİK.md.38)

Nafaka İlâmı ile İlgili İcra Takibinin Başlaması

Nafaka hükümlerinin icrasını isteyebilmek için bunların kesinleşmesine gerek yoktur (İÎY. md. 36/IV ve HUMK md. 443/III). Nafaka ilâmına dayalı alacaklarda Md. 165’deki cebri icra yasağı uygulanmaz.. Kaldı ki 4721 Sayılı TMK’nın ile eşler arası cebri icra yasağı kaldırılmıştır. Ancak yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır.

Alacaklı elindeki nafaka ilâmı ile dilediği icra dairesine başvurarak takip talebinde bulunur.

Takip talebine nafaka ilâmının tarihi numarası ve özeti yazılır.

İlâmın takibe konabilmesi için zamanaşımı süresinin geçmemesi gerekir, ilâmlar 10 yıllık zamanaşımına tabi olduklarından Nafaka ilâmları da son işlem tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Tabii borçlu tetkik merciinden icranın zamanaşımı nedeniyle geri bırakıl­masını istemezse (İİY. md. 33-a) takip devam eder.

Alacaklının ilâmlı icra takip talebini alan icra dairesi, bir icra emri düzen­ler ve bunu icra borçlusuna gönderir.

Nafaka borçlusu icra emrinin tebliği üzerine yedi gün içinde dilekçe ile icra Tetkik Merciine başvurarak İİY. sının 33. maddelerine uygun borcun za­manaşımına uğradığı veya imhal (mehil verildiği) veya itfa (ödendiği) itirazında bulunabilir. Bunun dışında her hangi bir itirazda bulunarak ilâmlı icra takibini durduramaz. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş ifa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istemleri her zaman yapılabilir.

Ödeme ve mehil verildiği iddiası mutlaka yetkili mercilere re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya Tetkik Merciinde veya Mahkeme önünde ikrar edilmiş bir senetle belgelendirildiği takdirde Tetkik Mercii icranın geri bırakılmasına karar verir.

İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı, iddiaları icra tetkiki mercii tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir, alacaklı icra­nın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vaki olmadığını ispat, sadedinde ve 7 gün içinde umumî mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder (İİK. md. 33/a).

İcra enirinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir.

Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapıl­mış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.

Borçlu olmadığı nafakayı ödemek zorunda kalan nafaka borçlusunun İİY. sının 72.maddesi gereğince istirdat davası açarak ödediği nafakanın geriye verilmesini istemek hakkı saklıdır.

İcra emri ile borçlunun ilâmda yazılı nafaka borcunu yedi gün içinde öde­mesi, buna uymazsa ilâm hükmünün icra memuru tarafından zorla yerine ge­tirileceği borçluya ihtar olunur.

Borçlu bu yedi günlük süre içinde borcunu ödemezse, talep üzerine icra memuru nafaka borcunun tahsili için borçlunun mallarını haczeder, satışa çıkarır, satar, paraya çevirir. Alacaklıya ödeme yapar.

Yahut borçlu ifalasa tabi eşhastan olup da alacaklı isterse yetkili Ticaret Mahkemesince borçlunun iflasına karar verilir.(İİK.md.37)

Nafaka ilâmı ile ilgili takiplerde, borçlu ilâmın icrasını durdurabilmek için Yargıtay’dan teminat karşılığı icranın durdurulması karan isteyemez (ÎİY. md.36 HUMK. md. 443/1). Yargıtay’da icranın durdurulmasına karar veremez.

İcranın (Eski Haline) İadesi

Madde 40- Bir ilâmın nakzı (bozulması) icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.

Bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bozulup da (nakzedilip de) aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat’i bir ilâmla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur.

Ancak üçüncü şahısların hüsnüniyetle kazandıkları haklara hâlel gelmez.

Nafaka ilâmı temyiz edilmiş, ancak alacaklı tarafından Nafaka ilâmı icraya konul­muşsa, bu ilâmlarla ilgili takiplerde kesinleşme koşul olmadığından ve icranın geri bırakılması istenemeyeceğinden Yargıtay’da temyiz incelemesi yapılırken, icra dairesi ilâmının icrasına devam eder. Bu durumda yani ilâmın icrası devam ederken veya sonuçlandıktan sonra Yargıtay Nafaka hükmünü bozarsa icra işlemleri olduğu yerde durur. Örneğin haciz yapılmışsa haciz konusu mallar, satışa çıkarılmaz, satılmış ise parası alacaklıya ödenmez.

Mahkeme bozma ilâmına uyar nafaka davasını reddederse ve bu red karan kesinleş­mişse o zaman ilâmh icra takibi son bulur ve haciz safhasında ise hacizli mallar borçluya, satış yapılmış ise, satış bedelleri veznede ise henüz alacaklıya ödenmemişse bu paralar borçluya iade edilir. Paralar alacaklıya ödenmişse icra tamamen eski haline iade edilir.

Yok eğer hüküm kısmen bozulmuş ise ve icra işlemleri tamamen sonuçlanmış para alacaklıya ödenmişse icranın kısmen iadesi ile yanlız bu kısım alacaklıdan alınarak borçluya verilir. Yani hüküm kısmen onanmış, kısmen bozulmuş ise bozulan kısım için icra durdurulur. Onanan kısım için icraya devam olunur.

İcra dairelerinin icrayı eski haline iade edebilmesi için ayrıca bir Mahkeme hük­müne gerek yoktur. Bu nedenle borçlunun burada icranın iadesini isteyecek yerde ayrı bir dava açmasında da hukuki yararı yoktur, icranın iadesi işlemleri daha önce yapılan takip dosyası üzerinden yürütülür.

İcranın bu şekilde eski haline iade sağlanırken üçüncü şahısların iyi niyetle kazan­mış, oldukları haklara hâlel gelmez (İİY. md 40/son).