Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

İLAMLI İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLECEĞİ NE DAİR DÜZENLEME BULUNMADIĞI

İLAMLI İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLECEĞİ NE DAİR DÜZENLEME BULUNMADIĞI

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2016/13768
KARAR NO. 2016/13515
KARAR TARİHİ. 10.10.2016

>İLAMLI İCRA TAKİBİNE KARŞI BORCUN ZAMAN AŞIMINA UĞRADIĞI VEYA İTFA EDİLDİĞİ İTİRAZINDA BULUNULURSA İİK 33 VE DEVAMI MADDELERİNDE İSTEM REDDİ YADA KABULÜ HALİNDE İCRA İNKAR TAZMİNATINA HÜKMEDİLECEĞİNE DAİR YASAL DÜZENLEME BULUNMADIĞI.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı … vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda; faiz hesabının hatalı olduğunu belirterek faizin fazla olan kısmının iptalini istemiştir.

Alacaklı vekili faizin ilama uygun olarak hesap edildiğini iddia ederek şikayetin reddi ile %20 den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.Borçlu vekili, 21.01.2015 tarihli dilekçesi ile şikayetten vazgeçmiştir.

Mahkemece şikayetin reddine, 908,73 TL icra inkar tazminatının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda takip, ilamlı icra yoluyla başlatılmış olup, İİK’nun 33 vd. maddelerinde istemin reddi veya kabulü halinde icra inkar tazminatına hükmedileceğine dair yasal düzenleme bulunmadığından, istemde bulunan borçlunun ayrıca inkar tazminatı ile sorumlu tutulması doğru olmayıp kararın bu sebeple bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle Osmancık İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.03.2015 tarih ve 2014/32 E., 2015/19 K. sayılı kararının hüküm bölümünün icra inkar tazminatına dair 2. bendi olan ‘‘İİK’ nun 67/2. maddesi uyarınca 908,73 TL icra inkar tazminatının davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine” kısmının karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2016/5826
KARAR NO:2016/16353
KARAR TARİHİ: 01.12.2016
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet-İtiraz

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının onanmasına dair … sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Borçlu vekili, alacaklı ile müvekkili arasında 21.05.2010 tarihli ibraname düzenlendiğini, bu kapsamda alacaklıya ana para ödemesi yapıldığını ve borcun sona erdiğini, geriye kalan borcun da feragatla sonuçlanması nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise, dosya kapsamındaki ibraname, yapılan ödeme ve şikayet dilekçesinde isimleri belirtilen bankalardan sorulacak faiz oranları dikkate alınarak bilirkişi aracılığıyla faiz hesabı yapılmasını ve gerçek borcunun yeniden tespitini istemiştir.

Alacaklı vekili, borçlunun dayandığı ibranamenin ilamdaki kıdem tazminatı alacağına ilişkin olduğunu, buna dair 21.05.2010 tarihli dekontta da kıdem tazminatı yazıldığını, takip konusu alacakla ilgili bir ibraname düzenlenmediğini, faiz hesabının doğru olduğunu, zira kıdem tazminatı alacağına iş akdinin fesih tarihinden ödeme tarihine kadar; ücret farkı alacağına ise dayanak ilamda belirtilen tarihler arasında en yüksek banka mevduat faizinin uygulanması gerektiğini savunarak itirazın reddine karar verilmesini ve borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Mahkeme’ce, 21.05.2010 tarihli ibranamenin takip dayanağı ilamdaki kıdem tazminatının ödenmesine yönelik düzenlendiği, takibe konulan alacağın ise ücret alacağı olduğu ve bunun ödendiğine dair ibranamede bir kayıt olmadığı gibi başkaca bir belge de ibraz edilmediği gerekçesiyle itirazın reddine ve alacaklı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Hüküm borçlu vekilinin temyizi üzerine Dairece icra inkar tazminatı yönünden düzeltilerek onanmıştır. Borçlu vekilinin karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir.

Borçlu tarafından dosyaya ibraz edilen 14/05/2010 tarihli “ibraname” başlıklı belgede alacaklı açıkça;… toplam 24.594,57 TL’nin ödenmesi halinde; … ve diğer Toprak grubu şirketlerinden dava ve takibe konu hiçbir asıl alacağının kalmadığını beyan etmiş ve söz konusu ibranamesinin 2 nolu fıkrasının 2. bendinde ise; faiz, masraf ve ücreti vekaletle ilgili haklarını saklı tutarken takibe konu ücret alacağı hakkını saklı tutmamıştır. Dosya kapsamındaki 21/05/2010 tarihli dekonttan ibranamede belirtilen asıl alacağın ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, ibranamede yazılı paranın alacaklıya ödenmesi ile borcun asıl alacak yönünden sona erdiğinin kabulü gerekirken borçlu vekilinin buna ilişkin itirazının Mahkemece reddi isabetli olmamıştır.

Öte yandan, borçlu vekilinin dava dilekçesinde dosya borcunun faiz hesabı yapılarak tekrar belirlenmesini talep ettiği ve alacaklı vekilinin faiz hesabının ilama uygun olarak yapıldığını savunduğu nazara alınarak; asıl alacak kalemleri olan kıdem tazminatı ile ücret farkı alacağına işlemiş faizin icra emrinde istenen faiz miktarı ile uygunluk sağlayıp sağlamadığı yönünde Yargıtay denetimine elverişli hesaplama yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken hatalı kabul ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi, ilamlı icra takibinde İİK’nun 33 ve devamı maddelerinde istemin reddi ya da kabulü halinde icra inkar tazminatına hükmedileceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığı nazara alınmaksızın alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, kararının bozulması gerekirken, inkar tazminatı yönünden düzeltilerek onama kararı verildiği görülmekle karar düzeltme isteminin kabulü yoluna gidilmiştir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz’in … tarihli onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ve 60,80 TL peşin harcın karar düzeltme isteyene iadesine, 01.12.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.