Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ (Yetki ve borç yönünden) DİLEKÇESİ

İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ (Yetki ve borç yönünden) DİLEKÇESİ

İhtiyati Hacze İtiraz Yetki ve Borç Yönünden

……. SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

DOSYA NO : …….

İHTİYATİ HACZE

İTİRAZ EDEN :…….

VEKİLİ :…….

KARŞI TARAF :…….

KONU :……. D. İş sayılı İhtiyati Haciz Kararına Karşı İtirazlarımız Hk.

ITTILA TARİHİ : …….

AÇIKLAMALAR : Müvekkilimiz ………. aleyhine sayın mahkemenizin ../…. D. İş dosyası ile İhtiyati Haciz başvurusu yapılmıştır. İhtiyati Haciz Talep eden …………. ile müvekkilimiz şirket arasında başlangıcı …… yılına dayanan bir ticari alış veriş bulunmaktadır.

Karşı tarafın başvurusu sonucu mahkemeniz vermiş olduğu İhtiyati Haciz Kararını ….. İcra Dairesinin ../…. E. Sayılı dosyasından esasa kaydetmiş ve aldığı talimat ile ….. İcra Dairesi aracılığı ile müvekkilimizin ………… adresinde bulunan işyeri merkezine ihtiyati hacze gelmiştir.

USULE İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ

Genel yetki kuralları gereğince İhtiyati Haciz başvurularında yetkili mahkeme Aleyhine İhtiyati Haciz İstenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkemedir. Müvekkilimiz şirketin kanuni ikametgahı ekte sunduğumuz faaliyet belgesinden de anlaşılacağı üzere ……………… adresidir. Bu nedenle yetkili mahkeme …….. mahkemeleridir.

İhtiyati haciz talebine dayanak olan faturalar incelendiğinde var olduğu iddia edilen borcun aranılacak borçlardan olduğu, herhangi bir sözleşmenin var olmadığı görülecektir. Dolayısı ile sayın Mahkemenizin yetkisizliğini ortadan kaldıracak herhangi bir hukuki durum söz konusu değildir.

Yukarıda açıkladığımız nedenler ışığında mahkemenizin ../…. D. İş sayılı dosyanız üzerinden verilen İhtiyati Haciz Kararına yetkisiz mahkemede verilmesinden dolayı Yetki İtirazında bulunuyoruz.

ESASA İLİŞKİN İTİRAZLARIMIZ

İhtiyati Haciz kurumunun alacaklı bakımından aranan şartlarından biri ihtiyati haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatını taşıması gerektiğidir. Oysa ki müvekkilimizin ……..’ ye herhangi bir borcu bulunmamakta aksine müvekkilimiz şirket alacaklı durumda bulunmaktadır. Dilekçemiz ekinde sunulan tahsilat makbuzları ve cari hesap ekstreleri incelendiğinde bu durum açıkça ortaya çıkacaktır.

Ayrıca karşı taraf ….. ihtiyati haciz dilekçesinde müvekkilimiz şirketin mal kaçırma ihtimali olduğundan bahsetmiştir. Müvekkilimiz …………. 1991 yılından beri …… bölgesinde faaliyette bulunan bir şirkettir. Dilekçemiz ekinde sunduğumuz belgelerden de anlaşılacağı üzere yıllık bilançoları ………….-TL’yi aşmaktadır. Satışa sunulan mallar haricinde depolarında ortalama ………..-TL’lık malları bulunmaktadır. Tüm bu unsurlar incelendiğinde müvekkilimiz şirketin mal kaçırma hazırlığında olduğu iddiasının tutarsızlığı açıkça görülmektedir.

H. NEDENLER : M, HUMK. İİK, ve İlgili Mevzuat

DELİLLER :Karşı tarafın göstereceği delillere karşı delil gösterme hakkımız saklı kalmak kaydı ile cari hesap ekstreleri, tahsilat makbuzlar, banka makbuzları, ….. Asliye Hukuk Mahkemesinin ../…. D. İş sayılı Dosyası, … İcra Müdürlüğünün ../…. E. Sayılı dosyası, , haciz zaptı örneği ve sair deliller…

İSTEM SONUCU : Yukrıda açıklanan nedenler ile usul ve esasa ilişkin itirazlarımızın kabul edilerek kanuna aykırı olarak verilen İhtiyati Haciz kararının iptaline yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekalet ücretinin Avukat olarak adımıza hükmedilmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. …….

İTİRAZ EDEN VEKİLİ

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2007/11-977
Karar: 2007/935
Tarih: 05.12.2007

ÖZET: İhtiyati haciz kararına karşı yapılan itiraz üzerine verilen karar, temyiz edilebilir. Ancak, Yargıtay’ın temyiz üzerine verdiği karar kesindir.

(2004 sayılı İİK. m. 265)

KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki “ihtiyati hacze itiraz” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Bursa Asliye İkinci Ticaret Mahkemesi)’nce “ihtiyati haciz kararının yetkisizlik sebebiyle kaldırılmasına” dair verilen 11.12.2006 tarih ve 2006/1610-1610 D.İş s. kararın tetkiki karşı taraf/ihtiyati haciz isteyen/alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi’nin 22.02.2007 tarih ve 2007/1588-3228 s. ilamı ile; (…İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, beş adet çeke dayalı toplam 49.000,00 TL alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, iddia ve dosyadaki belgelere göre, alacağın ödenmediği, borçlunun temerrüde düştüğü ve alacağı rehinle temin edilmemiş olduğu gerekçesiyle, borca yetecek miktar için ihtiyati haciz kararı verilmiştir.

Karşı taraf borçlu vekili, yetkisiz mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiğini savunarak, itiraz etmiştir.

Mahkemece, yetkili olunmadığı gerekçesiyle, itirazın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili temyiz etmiştir.

Uyuşmazlık, ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkindir.

Mahkemece, yetkisiz olduğu gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş ise de; somut olayda, karşılıksız kalmış çeklere dayalı, temel ilişkiden soyut olarak ihtiyati haciz isteminde bulunulmuş olmasına ve BK.nun 73. maddesi hükümü uyarınca borcun salt para borcu niteliğinin bulunmasına göre, alacaklının ikametgah mahkemesinin, bu uyuşmazlığa bakmaya yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekir.

Bu itibarla, itiraz eden borçlunun, sadece mahkemenin yetkisiz olmasına dayalı olarak, ihtiyati haciz kararına itiraz etmiş olmasına göre, bu itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle itirazın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Karşı taraf/İhtiyati haciz isteyen/Alacaklı vekili

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, çeke dayalı ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.

Alacaklı vekili, Balıkesir’de ikamet eden borçlu hakkında muhatabı Balıkesir F…bank Şubesi, keşide yeri Balıkesir, keşidecisi itiraz eden borçlu olan, çeklerin muhatap bankaya ibrazında karşılıksız oldukları anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinde bulunmuş; mahkemece, talebin kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir.

Aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen/borçlu vekili, kanuni süre içinde verdiği dilekçe ile; kambiyo ilişkisine dayalı olarak ihtiyati haciz talebinde bulunulduğundan, bu talebe esas teşkil eden çeklerin muhatap bankasının F…bank Balıkesir Şubesi, keşide yerinin Balıkesir olduğu gibi borçlunun ikametgahının da Balıkesir olduğunu, alacaklının bu çeke dayalı olarak icra takibini sırf Bursa İcra Dairelerinde yapabilmek için ihtiyati haciz kararını vermekte yetkisiz olan alacaklının kendi ikametgah mahkemesi olan Bursa İkinci Ticaret Mahkemesi’ne müracaat ettiğini ifadeyle ihtiyati haciz kararına yetkisizlik itirazında bulunmuştur.

Bu şekliyle, isteğin kanuni dayanağı 2004 s. İcra ve İflas Kanunu’nun 4949 s. Kanun’la değişik 265. maddesidir.

Mahkemece, bu itiraz üzerine yapılan duruşma sonunda verilen 11.12.2006 günlü ek kararla itirazın süresinde yapılıp, Balıkesir mahkemeleri ihtiyati haciz kararı vermekte yetkili olduğundan, yetki itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, dosyanın talep halinde Balıkesir Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.

İhtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece; borçlu itirazının reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün doğru olmadığı, gerekçesi ile karar bozulmuş; itiraz eden borçlu vekilinin karar düzeltme istemi de “Daire kararının kesin olduğu” gerekçesiyle reddedilmiştir.

Mahkemece önceki kararda direnilmiş; direnme kararını ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili temyiz etmiştir.

İşin esasının incelenmesine geçilmeden önce, yerel mahkemenin, borçlu vekilinin itirazının kabulü ile yetkisizlik sebebiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına ait kararını bozan Özel Daire kararının kesin olup olmadığı, dolayısıyla da bu karara karşı direnme olanağı bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak ele alınmıştır.

Ön sorunun sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi için konuya ait kanuni düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır.

İhtiyati hacze ait kanuni düzenleme 2004 s. İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddelerinde yer almaktadır.

Eldeki uyuşmazlık, ihtiyati haciz kararına itiraz ve buna ait hükmün temyizine ait olmakla, bu hususu düzenleyen hüküm 2004 s. İcra ve İflas Kanunu’nun 265. maddesidir.

Bu maddenin “İhtiyati Haciz Kararına İtiraz” şeklindeki başlığı ve içeriği, 30.07.2003 gün ve 25184 s. Resmi Gazetede yayımlanan, 17.07.2003 gün ve 4949 s. Kanun’un 63. maddesiyle değiştirilmiş; böylece,

“İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz” başlığını alan 265. maddede aynen:

“Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi durumda haciz tutanağının kendisine tebliği gününden itibaren yedi tarih içerisinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.

(Ek 2. fıkra: 4949-17.07.2003/m. 63) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi tarih içerisinde ihtiyati haczin dayandığı nedenlere veya teminata itiraz edebilir.

Mahkeme, gösterilen nedenlere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.

İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği tüm belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.

(Ek son fıkra: 4949-17.07.2003/m. 63) İtiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Yargıtay bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. Temyiz, ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmaz.”

Hükmüne yer verilmiştir.

Görüldüğü üzere, bu maddede ihtiyati haciz isteminin kabulü halinde borçlunun ve üçüncü kişilerin bu karara itiraz edebilecekleri; itiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yolunun açık bulunduğu, Yargıtay’ın temyiz üzerine verdiği kararın ise kesin olacağı hükme bağlanmıştır.

Şu durumda, mahkemece verilen ihtiyati haciz isteminin kabulüne ait karara borçlunun itirazı üzerine verilen itirazın kabulü yönündeki mahkeme kararına karşı, alacaklı tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine Özel Dairece hüküm altına alınan bozma kararı, 2004 s. İcra ve İflas Kanunu’nun 4949 s. Kanun’la değişik 265. maddesi gereğince kesindir. Kesin nitelikteki bu bozma kararına karşı yerel mahkemece, direnme kararı verilmesi usulen olanaklı değildir.

O halde, kesin nitelikteki Özel Daire kararına uyulması gerekirken açık kanun hükümü gözardı edilerek önceki kararda direnilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Bu nedenle, ön sorunun kabulü ile kesin nitelikteki bozmaya uyularak karar verilmek üzere, direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Karşı taraf/ihtiyati haciz isteyen/alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda gösterilen değişik sebeplerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istem halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 05.12.2007 gününde, oybirliği ile karar verildi.