İcra Hukukunda Şikayet Nedir?
İcra ve iflâs daireleri, cebri icranın yürütülmesinde birinci derecede görevlidirler. Bu dairelerde çalışan icra veya iflâs müdürlerine, icra ve iflâs takibinde geniş yetki ve görevler verilmiştir. Kendilerine geniş yetkiler verilmiş olan ve geniş anlamda yargı mercileri içinde yer alan icra ve iflâs memurlarının, bu yetkilerini kötüye kullanmalarını önleyebilmek için bir denetime tâbi tutulmalarının gereği açıktır. Bu amaçla icra ve iflâs dairelerinin işlemlerinin denetlenmesi için bu dairelerin üzerinde icra mahkemeleri kurulmuştur. İcra ve iflâs daireleri icra mahkemesinin devamlı gözetim ve denetimi altındadır. Ayrıca icra ve iflâs daireleri, Cumhuriyet Savcıları ve adalet müfettişleri vasıtasıyla denetlenirler (İİK m. 13, 13/a). Bunun yanı sıra İcra ve İflâs Kanunu’nda ilgililere icra organlarının işlemlerinin hukuka uygunluğunun sağlanması amacıyla şikâyet kurumu düzenlenmiştir (İİK m.16). İcra ve iflâs dairesinin işlemlerine karşı ilgililer, icra mahkemesine şikâyet yoluyla başvurabilirler.
Şikâyet, icra veya iflâs takibinin taraflarına veya hukuki yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflâs dairelerinin kanuna veya olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapmadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan bir hukuki çaredir. Şikâyet bir hukuki çare olmakla birlikte, bir dava değildir; bu sebeple davaya ilişkin kurallar şikâyet yolunda tamamen uygulanmaz.
Şikâyet, şikâyete konu işlemi yapmış olan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince incelenir ve karara bağlanır. Şikâyet yoluna başvuru dışında, şartları oluştuğu takdirde icra memurlarının hukuki, cezai ve disiplin sorumluluğu yollarına da gidilebilir.
Şikâyetin Konusu
Şikâyetin konusunu kural olarak, icra ve iflâs daireleri tarafından yapılan işlemler oluşturur. Bir işlemin şikâyet konusu olabilmesi için ortada icra veya iflâs memurunca yapılmış olumlu veya olumsuz bir işlemin bulunması gerekir; icra veya iflâs memurunca yapılmış bir işlem olmadıkça şikâyet de söz konusu olamaz. Şikâyet ile icra organlarının işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetlenmesi amaçlanır. Bu nedenle şikâyet sadece icra ve iflâs dairelerinin değil; diğer icra organlarının işlemlerine karşı da tanınmış bir yoldur. İşlemlerine karşı şikâyet yoluna başvurulabilen diğer icra organları, iflâs hukukunda ve konkordatoda karşımıza çıkmaktadır. Alacaklılar toplantısı (İİK m. 225) ile iflâs bürosunun (İİK m.221/I) kararlarına ve iflâs idaresi (İİK m. 227) ile konkordato komiserinin (İİK m. 287/III) işlemlerine karşı da şikâyet yoluna başvurulabilir.
Şikâyet Nedenleri
Şikâyet, icra ve iflâs dairesinin icra ve iflâs hukukuna ilişkin hükümleri hiç uygulamaması veya yanlış uygulaması üzerine başvurulabilen bir yoldur. Bu anlamda şikâyet yoluna maddî hukuka değil, takip (icra ve iflâs) hukukuna ilişkin kuralların yanlış uygulanması hâlinde başvurulur. Şikâyet başvurusuyla icra memurunun takip hukukuna ilişkin görevlerini hiç yapmadığı veya yanlış yaptığı iddia edilir. Şikâyet nedenleri dört başlık altında toplanmaktadır (İİK m. 16).
İşlemin Kanuna Aykırı Olması
Kanuna aykırılıktan anlaşılması gereken, bir kanun hükmünün hiç uygulanmaması veya yanlış uygulanmasıdır. Burada kullanılmakta olan kanun deyimiyle başta İcra ve İflâs Kanunu olmak üzere diğer kanunlarda yer alıp da icra ve iflâs hukukunu ilgilendiren hü kümler ve yönetmelikler ifade edilmektedir. Esasen kanuna aykırılık, genel bir şikâyet nedenidir ve bundan sonra aşağıda sıralanan diğer nedenler, bu genel şikâyet nedeninin özel bazı görünümleri olarak kabul edilebilir.
İşlemin Olaya Uygun Olmaması
İcra memuru tarafından yapılan bir işlemin olaya uygun olmaması hâli, kanunun icra memuruna takdir yetkisi tanımış olduğu durumlarda söz konusudur. İcra ve iflâs memurlarına tanınan takdir yetkisi, kanunda açıkça belirtilmiş olabileceği gibi, kanun hükümlerinin amacından da çıkarılabilir. Ancak kanunda bir düzenleme bulunmaması, memurun takdir yetkisine sahip olduğu anlamına gelmez. Takdir yetkisinin tanındığı hâllerde çoğu kez takdir yetkisinin sınırları da çizilmiştir. Örneğin, açık arttırma ilânının şekli, yeri, günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra memuru tarafından takdir edilir. Ancak icra memuru bu yetkisini ilgililerin yararına en uygun şekilde kullanmak zorundadır (İİK m.114/II, c. 1).
Bir Hakkın Yerine Getirilmemesi İcra memurunun görev alanı içerisindeki bir işi yapmayı reddetmesi hâlinde bir hakkın yerine getirilmemesi durumu ortaya çıkar. İcra memuru, bir işlemi yanlış da olsa yaptığı takdirde, artık bir hakkın yerine getirilmemesine değil; kanuna aykırılık veya olaya uygun olmama nedenine dayanılarak şikâyet yoluna başvurulabilir.
Bir Hakkın Sebepsiz Yere Sürüncemede Bırakılması
İcra memuru, kendiliğinden veya ilgilinin talebi üzerine yapmak zorunda olduğu bir işlemi, açıkça yapmayı reddetmemekle birlikte, kanunda öngörülen veya uygun olan bir süre içinde, haklı bir neden olmaksızın yapmazsa bir hakkın sebepsiz yere sürüncemede bırakılması hâli gerçekleşmiş olur.
Şikâyetin Tarafları
Şikâyet, icra ve iflâs dairelerinin işlemlerine kaşı başvurulan kendine özgü bir yol olup bir dava değildir. Bu nedenle, şikâyet başvurusunda davacı veya davalı terimleri kullanılmaz. Bununla birlikte şikâyetin taraflar üzerinde durmak gerekir. Bunlar, şikâyet eden (şikâyet talebinde bulunan) ve şikâyet olunandır (karşı taraf).
Şikâyet Eden (Şikâyet Talebinde Bulunan)
İcra memurunca yapılan bir işlemden olumsuz etkilendiğini düşünen her kişi (ilgili), o işlem hakkında şikâyet yoluna başvurabilir. Yukarıda sayılan nedenlerden birine dayanarak icra memurluğunda yapılan bir işlemi iptal ettirmek veya düzelttirmek konusunda hukuki yararı olan her ilgili, şikâyet yoluna başvurabilir. Şikâyet talebinde bulunabilmek için, söz konusu icra takip işleminin, doğrudan doğruya şikâyet talebinde bulunan ilgilinin hukuki durumuna yönelik olması ve onu olumsuz etkilemesi gerekmektedir.
Takibin tarafları, şartlar oluştuğunda şikâyet yoluna başvurabilirler; ayrıca takibin tarafı olmamakla birlikte rehin hakkı sahibi diğer alacaklılar, açık arttırmaya pey sürmek yoluyla katılanlar, haciz konusu malın borçlunun ve ailesinin geçimi için haczedilmezliği kabul edilmiş olması durumunda borçlunun aile fertleri gibi üçüncü kişiler de şikâyet talebinde bulunabilirler.
İcra ve iflâs dairesi kendi yapmış olduğu işlem için şikâyet yoluna başvuramaz. Ancak icra dairesi, yapmış olduğu işlemin yanlış olduğu düşüncesine varırsa, şikâyet süresi içinde işlemi değiştirebilir veya iptal edebilir. Bununla birlikte, şikâyet süresi geçtikten sonra yapılan işlem kesinleşeceğinden icra dairesi kesinleşen işlemi değiştiremez veya iptal edemez.
Şikâyet edenin, medeni hakları kullanma ehliyetine, yani şikâyet ehliyetine sahip olması; yoksa şikâyetin onun adına kanuni temsilci tarafından yapılması gerekir. Bunun yanında ayrıca, şikâyet talebinde bulunan ilgilinin, şikâyetin konusu işlemin ilgili olduğu hak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olması gerekir.
Şikâyet Olunan (Karşı Taraf)
Şikâyet, icra ve iflâs organının (dairesinin) bir işlemine karşıdır. Bu anlamda, şikâyet olunan, şikâyet konusu işlemi yapan icra ve iflâs dairesidir. İcra dairesi, şikâyet yolunda, karşı taraf olarak gösterilmez. Ancak bu durum, şikâyet incelemesi sırasında icra mahkemesinin, işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasını ve dinlenmesini engellemez (İİK: m. 18/III). Nitekim 4949 sayılı kanunla aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesinin, şikâyet konusu işlemi yapmış olan icra dairesinin açıklama yapmasına karar verebileceği kabul edilmiştir. Böylece şikâyet hakkında karar verilmeden önce işlemi yapan icra memuru dinlenerek doğru karar verilmesi amaçlanmıştır. Uygulamada, şikâyet konusu işlem lehine olan kimse, karşı taraf olarak gösterilmektedir. Bununla birlikte, şikâyet bir dava olmadığı için, şikâyet talebinde karşı tarafın gösterilmemiş veya yanlış gösterilmiş olması, şikâyet talebinin reddini gerektirmez.
Şikâyet Süresi
Kural
Şikâyet süresi, kural olarak şikâyet edenin şikâyet konusu işlemi öğrendiği tarihten itibaren başlar ve yedi gündür (İİK m. 16/I). Şikâyet konusu işlem tebliğ edilmişse, süre tebliğden itibaren işlemeye başlar. İşlem, ilgiliye tebliğ edilmemişse, şikâyet edenin, söz konusu işlemi hangi tarihte öğrendiğini ispat etmek zorunda olmaksızın, öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarih, dikkate alınır. Ancak karşı taraf, şikâyet edenin işlemi daha önce öğrenmiş olduğunu iddia ve ispat edebilir. Bazen şikâyet süresinin başladığı tarih, kanun tarafından (işlemin ilgililerce öğrenildiğinin kabul edildiği tarih şeklinde, örneğin İİK m. 134/II, VI) belirlenmiştir.
Şikâyet süresi, hak düşürücü niteliktedir. İcra mahkemesi, şikâyetin süresinde yapılıp yapılmadığını kendiliğinden gözetmek zorundadır. Süresinden sonra yapılan şikâyet, dinlenmez; zira icra dairesinin yapmış olduğu işlem kesinleşmiştir. Yargıtay, şikâyet süresinin elde olmayan nedenlerle kaçırılması durumunda eski hale getirme yoluna (HMK 96-101) başvurulamayacağı görüşündedir.
Şikâyet için geçerli olan yedi günlük sürenin iki önemli istisnası vardır.
İstisnalar
Bir Hakkın Yerine Getirilmemesi veya Sebepsiz Sürüncemede Bırakılması Şikâyet, bir hakkın yerine getirilmemesi ve sebepsiz sürüncemede bırakılması nedenine dayanıyorsa, ilgililer yedi günlük süreye bağlı olmaksızın her zaman şikâyet yoluna başvurabilir. Bu hükmün amacı, ilgilileri, icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. Kaldı ki, icra dairesinin hareketsiz kalması, daima yeni bir vakıa oluşturur, bu her yeni vakıadan sonra her zaman şikâyet yoluna başvurulabilir.
Kamu Düzenine Aykırılık: Bu durum, Kanunda düzenlenmiş değildir. Ancak gerek öğretide, gerekse Yargıtay kararlarında, kamu düzenine aykırılık durumunda, şikâyetin süreye bağlı olmayacağı kabul edilmektedir. Çünkü kamu düzenine aykırı işlemlere karşı şikayetin bir süreye bağlanması mümkün değildir. Hangi işlemlerin kamu düzenine aykırı sayılacağı konusunda bir ölçü koymak zordur. Ancak takibin taraflarının, üçüncü kişilerin ve kamunun çıkarlarını korumak için getirilmiş emredici hükümlere aykırı olarak yapılmış olan işlemler, kamu düzenine aykırı olarak değerlendirilmekte, bu işlemlere karşı her zaman şikâyet yoluna başvurulabilmektedir. Örneğin, tarafın takip ehliyetine sahip bulunmaması, borçluya ödeme emri gönderilmeden savunma hakkı ihlal edilerek takibe devam edilmesi, devlet mallarının haczedilmesi, birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olunmasına rağmen ikinci haciz ihbarnamesinin gönderilmesi, takibin dayanağı olan ilâma aykırı takip ve icra işlemleri yapılması durumlarında şikâyet, kamu düzenine aykırılık nedeniyle yedi günlük kanuni süreye tabi olmaksızın süresizdir.
Şikâyet Usulü
Şikâyet, icra mahkemesince incelenir ve karara bağlanır. Şikâyetin icra dairesine yapılması geçerli olmayıp herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz; ayrıca icra mahkemesi yerine icra dairesine şikâyet yoluna başvurulması durumunda şikâyet süresi korunmuş olmaz. Şikâyet edenin şikâyetini doğrudan icra mahkemesine yapması gerekir. Yetkili icra mahkemesi, şikâyet konusu işlemi yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesidir. İcra mahkemesinin buradaki yetkisi kesindir. Haczolunacak mal, takibi yürüten icra dairesinin yetki alanı dışında ise haciz, malın bulunduğu yer icra dairesince istinabe yoluyla yapılır ve bu haciz ile ilgili şikâyet, haczi gerçekleştiren, yani istinabe olunan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince incelenir (İİK m. 79/II). Aynı şekilde istinabe yoluyla yapılan satışlar bakımından arttırma ve ihaleye ilişkin şikâyetler de, istinabe olunan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince incelenir (İİK m. 360). Şikâyetin, yetkili icra mahkemesine gönderilmek üzere, başka bir yer icra mahkemesi aracılığıyla da yapılması da mümkündür..
Şikâyet, icra mahkemesine verilecek bir dilekçeyle yapılabileceği gibi sözlü şekildeki şikâyet beyanının icra mahkemesinde tutanağa geçirilmesi yoluyla da yapılabilir. İcra mahkemesi, şikâyeti basit yargılama usulüne (HMK 316-322) göre inceler. Basit yargılama usulünde dava, dilekçeyle yazılı olarak açıldığı halde, gerek şikayet talebi gerekse bu talebe cevap dilekçeyle olabileceği gibi sözlü şekilde de olabilir. Sözlü olarak şikâyet, bu yöndeki beyanın tutanağa geçirilmesi suretiyle yapılır.
Kanunda ayrıca bir düzenleme bulunmadığı durumlarda, icra mahkemesi, işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını kendisi takdir eder. İcra mahkemesi, duruşma yapılmasını gerekli görürse, tarafları en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile şikâyeti inceler ve gereken kararı verir. Duruşma yapılmayan işlerde, icra mahkemesi, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde karar verir. Duruşmalar, ancak zorunlu hallerde ve otuz günü geçmeyecek şekilde ertelenebilir (İİK. m. 18/III).
İcra mahkemesi, şikâyeti incelerken tanık dinleyebilir, bilirkişiye başvurabilir, gerektiğinde keşfe karar verir. İcra mahkemesi, şikâyet edenin bildirmiş olduğu nedenlerle bağlı değildir; şikâyete konu işlemin tümünü inceleyerek gereken kararları vermek yetkisine sahiptir. Şikâyet kendiliğinden icrayı durdurmaz. Şikâyeti alan icra mahkemesi, talep üzerine veya kendiliğinden, şikâyet sonuçlanıncaya kadar icranın durmasına karar verebilir (İİK. m. 22).
Şikâyetin Sonuçları
Şikâyet, süresi içinde yapılmamışsa veya şikâyet nedenleri yerinde değilse, icra mahkemesi, şikâyet talebini, ilk durumda usulden, ikinci durumda esastan reddeder. Şikâyet incelemesi esnasında icranın durdurulmasına karar verilmişse, şikâyetin reddi üzerine icraya devam olunur. Buna karşılık icra mahkemesi, şikâyet nedenlerini yerinde görürse şikâyeti kabul eder. Şikâyetin kabulü, sadece şikâyet eden ilgili için değil; diğer tüm ilgililer hakkında da hüküm ifade eder. İcra mahkemesi, şikâyet hakkında verdiği karardan kendiliğinde dönemez; bu karar istinaf yoluna başvurulduğu takdirde bozulabilir. Gerek şikâyetin reddi gerek kabulü kararlarına karşı, ancak İcra ve İflâs Kanunu’nun 363. maddesinde öngörülen durumlarda istinaf yoluna gidilebilir.Şikâyetin kabulü üzerine icra mahkemesi, şikâyet nedenlerine göre üç şekilde karar verir.
Şikâyet Konusu İşlemin İptali (Bozulması)
İptal kararının verilmesiyle şikâyet konusu işlem, yapıldığı andan itibaren geçerli olmak üzere iptal edilir ve iptal edilen bu işleme dayanılarak yapılmış olan diğer işlemler de kendiliğinden iptal edilmiş sayılır.
Şikâyet Konusu İşlemin Düzeltilmesi
İcra mahkemesinin şikâyet konusu işlemin düzeltilmesi hakkındaki kararı, verildiği andan itibaren sonuç doğurur; iptal kararı gibi geriye etkili sonuç doğurmaz.
İcra Memurunun Sebepsiz Olarak Yapmadığı veya Geciktirdiği İşlemlerin Yapılmasını Emretmek
İcra mahkemesi, icra memurunun bir işlemi sebepsiz olarak yapmadığı veya sürüncemede bıraktığı kanaatine varırsa, icra memuruna o işlemi yapmasını emreder (İİK. m. 17/II). Örneğin, icra mahkemesi, icra memuruna takip talebini alarak ödeme emri göndermesini veya talep doğrultusunda haczi yapmasını emreder. Böyle bir durumda, icra mahkemesi ancak, icra memurunun yapmadığı veya geciktirdiği işlemi yapmasını emreder; icra müdürlüğünce yapılması gereken ve fakat somut olayda yapılmayan işlemi, kendisi yapamaz. İcra memuru, icra mahkemesinin kararına direnemez; karar gereğince işlem yapmak zorundadır.