Hukuk Genel Kurulu Kararları nasıl incelenmelidir?
Hukuk Genel Kurulu Kararları’nın hukuk sistemimizdeki rolü ve önemini tüm avukatlar bilir.
“Deveden büyük fil var” atasözünü yargı sistemimize uyarlayacak olursak, Yargıtay kararlarını “Deveye”, Hukuk Genel Kurulu Kararlarını ise “Fil’e” rahatlıkla benzetmek mümkün.
Önündeki hukuki ihtilafa en uygun varsa güncel Hukuk Genel Kurulu kararı, yoksa Yargıtay kararı arayan bazı avukatların, mevcut iş yoğunlukları içinde, alelacele hareket ederek, özellikle Hukuk Genel Kurulu kararlarının özünü yanlış yorumladıklarını sıklıkla gözlemlemekteyiz.
Bu yazımızda, bir Hukuk Genel Kurulu kararının, hangi kısımlardan oluştuğuna, kararın özünün, kararın neresinde bulunduğa değinmek, böylelikle, mesleğe yeni başlayan avukatları, sayfalarca kararı okumak zorunda kalmadan, ellerindeki hukuk genel kurulu kararının, önlerindeki ihtilafa uygun olup olmadığını, hem daha kısa sürede, hem de doğru bir şekilde anlayıp yorumlayabilme alışkanlığı kazandırmayı amaçladık.
Hukuk Genel Kurulu, hukuk dairelerinin başkan ve üyelerinden oluşmaktadır.
Kurul, hukuk dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek karar verir. Bu kararlar kesin olup, mahkemeleri bağlar.
Hukuk daireleri arasında içtihat uyuşmazlıkları bulunursa ya da hukuk dairelerinden biri; yerleşmiş içtihadından dönmek isterse, benzer olaylarda birbirine uymayan kararlar vermiş bulunursa, bu içtihatların birleştirilmesi yoluyla kesin olarak karara bağlama görevi de Hukuk Genel Kurulu’na aittir.
Hukuk Genel Kurulu ayrıca, Yargıtay’ın, ilk derece mahkemesi olarak baktığı işlerin temyiz mercii olarak görev yapmaktadır. Ancak yazımızda, özellikle, karmaşık gibi görünen ve avukatlarca yorumlama hatalarına neden olan, hukuk dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek vermiş olduğu kararlara değinmek istiyoruz.
Hukuk Genel Kurulu kararı, belirli bir sistematiğe göre yazılmaktadır. Kararın, esas numarası olarak belirtilen kısmında 2014/2-1234 rakamları yer alıyorsa, 2014, açıkça belli olduğu üzere dosya yılını, / işaretinden sonra gelen rakam, ilgili yargıtay dairesini (Örneğe göre 2. Hukuk Dairesi), sonra gelen rakam ise, kararın esas numarasını göstermektedir.
Karar künyelerinde, bir de karar numarası ve tarih yer almaktadır. (13.05.2015 tarih, 2015/25 K. gibi) Esas numarası ile karar numarasının farklı yılları gösteriyor olması, esas kaydı yapılan dosyanın, daha sonraki yıllarda karara çıktığını göstermektedir. Kararın güncelliği, esas numarasından değil, karar numarasından ve karar tarihinden anlaşılır. Örneğin, 2011/12-258 E. 2015/12 K. sayılı bir Hukuk Genel Kurulu kararı, 2013/4-256 E., 2014/124 K. sayılı Hukuk Genel Kurulu kararından, esas kaydı daha geç yapılmış ise de, karar tarihi daha yakın zamana ait olduğundan, daha güncel bir karardır.
Eğer kararda, karar numarası, 2015/123 iken, karar tarihi 2014 yılını gösteriyorsa, bu durum, karar künyesinin hatalı olduğunu gösterecektir.
Gelelim kararların içeriğine…
1. Kısım: Yerel mahkeme kararının özeti:
Hukuk Genel Kurulu kararının başlangıç kısmında, davacının iddiasının, davalının savunmasının, yerel mahkeme kararının kısa özetleri yer almaktadır.
2. Kısım: Yargıtay kararının özeti
Yargıtayın, hangi gerekçelerle yerel mahkeme kararını bozduğu hususu, bu bölümde yer almaktadır.
3. Kısım:Direnme kararı
Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına katılmayarak, vermiş olduğu direnme kararı ve bunun gerekçesinin özetinin yer aldığı bölümdür.
4. Kısım: Hukuk Genel Kurulu kararı
Evrak eksikliği bulunmaması halinde, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca verilebilecek kararlar iki çeşittir. Kurul, Ya yerel mahkemeyi haklı bulup, direnme kararını onayacak,
Ya da Yargıtay’ı haklı bulup, direnme kararını bozacaktır.
Uygulamada avukatlarca en sık yapılan hata, kurulca, direnme kararı onanmasına rağmen, Hukuk Genel Kurulu kararı içinde yer alan Yargıtay’ın bozma gerekçesini, hukuk genel kurulunun kararı sanmaktır.
O yüzden, önünüze gelen bir ham hukuk genel kurulu kararını incelerken, kararın başından değil, sonundan başlamak oldukça yerinde olacaktır.
Böylelikle, Hukuk Genel Kurulu’nun, mahkemeyi mi, yoksa Yargıtay’ın bozma kararı veren dairesini mi haklı gördüğünü tespit edilebilecektir.
Eğer, “direnme kararının onanmasına” ibaresini görürseniz, karar içeriğinde yer alan Yargıtay’ın bozma gerekçesinin hiç bir hükmü bulunmayacağından, sizin odaklanmanız gereken kısım, mahkemenin ve hukuk genel kurulunun gerekçesi olacaktır.
Kararın özü:
Hukuk Genel Kurulu kararının özü, “Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık” ibaresinden sonra yer almaktadır.
Örneğin:
“Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık; ev başkanı durumundaki davalıların, %70 zihinsel özürlü bulunan küçüğün vermiş olduğu zarardan TMK’nun 369.maddesi çerçevesinde sorumlu tutulmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.” gibi…
Hukuk Genel Kurulu, devamında, uyuşmazlığın çözümü için gerekli kavramları, yasal düzenlemeleri ve görüşünü açıklar.
Karara katılmayan ve muhalefet şerhi veren üyelerin, karşı oy yazıları da kararın en alt kısmında yer almaktadır. Her ne kadar bu karşı oy yazılarının ve gerekçeleri önemli ise de, bu karşı oy, Hukuk Genel Kurulu’nun son sözü olmayıp, bizim, Genel Kurul’un gerekçesine odaklanmamız gerekmektedir.
Bazı kararlarda, Hukuk Genel Kurulu’nun gerekçesi kısa tutulmakta, yerel mahkemenin gerekçesinin yerinde olduğuna değinilmektedir. Hal böyle olunca, hemen, kurulca doğru bulunan yerel mahkeme kararının gerekçesini incelemek gerekir.
Peki ya direnme kararının bozulmasına karar verilmiş ise ne yapılacaktır?
Bu gibi durumlarda, iki olasılık söz konusudur. Kurul, ya yargıtay’ın gerekçesiyle, ya da kendi gerekçesiyle, direnme kararının bozulmasına karar verecektir. Hukuk Genel Kurulunun, direnme kararının bozulmasına ilişkin verilen karar, yerel mahkemece bağlayıcı olacağından, artık yerel mahkeme de, bu bozma ilamı ve gerekçesi doğrultusunda işlem yapmak mecburiyetindedir.
Eğer gerekçe kısa tutulmuş ve Yargıtay’ın bozma kararının gerekçesine atıf yapılmış ise, bu kez mahkemenin gerekçesi yok sayılacak ve Yargıtay’ın gerekçesi inceleme konusu yapılacaktır.
Eğer Kurul, kendi gerekçelerini belirtmiş ise, bu kez hem Yargıtay’ın, hem de Kurul’un gerekçeleri, kararın hayati önem taşıyan noktaları olacaktır.
Özgün içerik yolu ile işlenmiş eser oluşturmak adına, Genel Kurul Kararları’nın kısaltılması, kimi zaman, anlaşılabilirliğini büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Eğer kısaltma işi, usulüne uygun şekilde yapılmış ise, elbette sorun yoktur. Ancak, kararları, yukarıda ifade ettiğimiz şekilde inceleme alışkanlığı edindiğinizde, özetinden ziyade, ham halinden faydalanmanız, sizin için oldukça faydalı olacaktır.