Hakim ve Bağlı Şirket Ne Demektir?
6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanununda düzenlenmemiş bulunan şirketler topluluğu düzenlemesi, 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununda düzenlenmiştir.
6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 195/4’tincü maddesinde şirketler topluluğu tanımlanarak topluluk şirketinin anlamı da hüküm altına alınmıştır.
6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 195/4’üncü maddesine göre; hakim şirkete doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunan şirketler, onunla birlikte şirketler topluluğunu oluşturur. Hâkim şirketler ana, bağlı şirketler yavru şirket konumundadır.
Hakim ve Bağlı Şirket
6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 195/1’inci maddesinde hakim ve bağlı şirkete ilişkin düzenleme aşağıda yer aldığı şekildedir.
“Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketinin, doğrudan veya dolaylı olarak;
- Oy haklarının çoğunluğuna sahipse veya,
- Şirket sözleşmesi uyarınca, yönetim organında karar alabilecek çoğunluğu oluşturan sayıda üyenin seçimini sağlayabilmek hakkını haizse veya,
- Kendi oy hakları yanında, bir sözleşmeye dayanarak, tek başına veya diğer pay sahipleri ya da ortaklarla birlikte, oy haklarının çoğunluğunu oluşturuyorsa,
birinci şirket hâkim, diğeri bağlı şirkettir. Bu şirketlerden en az birinin merkezi Türkiye’de ise, bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır.
Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketini, bir sözleşme gereğince veya başka bir yolla hâkimiyeti altında tutabiliyorsa, birinci şirket hakim, diğeri bağlı şirkettir. Bu şirketlerden en az birinin merkezi Türkiye’de ise, bu Kanundaki şirketler topluluğuna ilişkin hükümler uygulanır.”
Yukarıdaki kanuni hükümde “kontrol” ölçütüne uygun olarak hakimiyet olanakları araçları belirtilmiştir. Belirtilen araçlardan herhangi birinin varlığı halinde fiili şirketler topluluğu meydana gelmektedir. Bu durum, sözlesmesel şirketler topluluğundan farklı bir topluluğu kümler uygulanır. Hakim teşebbüs tacir sayılır. Konsolide tablolar halikındaki hükümler saklıdır.” hükmü yer almaktadır.
6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 195/6’ncı maddesinde ise; ‘”Şirketler topluluğuna ilişkin hükümlerin uygulanmasında “yönetim kurulu” terimi limited şirketlerde müdürleri, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile şahıs şirketlerinde yöneticileri, diğer tüzel kişilerde yönetim organını ve gerçek kişilerde gerçek kişinin kendisini ifade eder.” hükmü yer almaktadır.
6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 195’inci maddesi, Almanya başta olmak üzere hemen hemen tüm ülkelerin şirketler topluluğuna ilişkin düzenlemelerinin aksine, şirketler topluluğunun sermaye şirketlerinden oluşmasını öngörmüş, şirket sıfatını taşımayan kişi topluluklarının, şahıs şirketlerinin, tek kişiye, derneğe, İktisadî devlet teşekküllerine ve kamu tüzel kişilerine ait ticarî işletmelerin ve gerçek kişilerin, yani geniş anlamda “teşebbiis”lerin, topluluk üyesi olmasını kabul etmemiştir. Sistemimize göre yukarıda da açıklandığı gibi bir kollektif ve komandit şirket, bir topluluk şirketi olamaz. Bunun kapsamlı bir istisnası 6102 sayılı 6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 195/5’inci maddesinde öngörülmüştür. Bir şirketler topluluğunun tepesinde sermaye şirketi olmayan herhangi bir özel veya kamu tüzel kişisi, gerçek kişi veya ticarî işletme bulunabilir. Bunların merkezleri veya yerleşim yerleri yurt dışında da bulunabilir. Tüm bu olgular söz konusu topluluğun şirketler topluluğu kabul edilmesine engel olmaz, şirketler topluluğuna ilişkin özel hükümlerin uygulanmamasının gerekçesini oluşturamaz.
6102 sayılı Yeni Ticaret Kanununun 195/5’inci maddesi; anılan özel hükümlerin uygulanmasından kaçınmanın (kurtulmanın) yollarını kapatmak amacıyla, geniş kavramlara ve ifadelere yer vermiştir. Bu sebeple hüküm, sıfatı, türü, amacı, görevi, yetkileri ve ehliyet durumu ne olursa olsun, gerçek ve tüzel kişiyi ya da işletmeyi niteleyip uygulamadan kaçınmaya yol açabilecek yorumlara müsait değildir. Hükme hukuki şekilden hareketle istisna getirilmemesi ve amaca sıkı bağlılık ilkesine göre yapılacak yorumların tercih edilmesi, hükmün öngörülme amacının yönergesidir. Onun için “işletme” sözcüğü de bilinçle seçilmiştir. “İşletme” kavramının “teşebbüs”ü veya benzeri diğer kavramları kapsadığı da şüphesizdir.