Dolandırıcılık Suçunun Özel Görünüş Biçimleri
Teşebbüs
Dolandırıcılık suçu, başkasının zararına olarak haksız bir yararın elde edilmesi anında tamamlanır. Mağduru veya bir başkasını aldatmak için hileli davranışlara başvurulmuş olmasına karşın karşı taraf aldanmamış ya ada engel bir sebep yüzünden haksız yarar elde edilmemiş ve dolayısıyla zarar doğmamış ve haksız yarar elde edilememişse bu durumda teşebbüs söz konusu olur. Hakim bu durumda hileli davranışın karşı tarafın malvarlığında meydana getirdiği “tehlikenin ağırılığı”nı teşebbüs nedeniyle cezanın alt ve üst sınırlar arasında tayini bakımından göz önünde bulunduracaktır (TCK. 35/2.md.).
Dolandırıcılık suçunun kanuni tanımında ayrıca bir unsur olarak neticeye de yer verildiğinden suç (haksız) yararın elde edildiği anda tamamlanır. Elde edilen yararın üzerinde fiili bir tasarrufta bulunulması gerekmez. Tasarruf imkanının doğması yeterlidir ve bu anda suç tamamlanır. Suç tanımından ayrıca bir unsur olarak belirlenmiş olan yararın elde edilemediği durumlarda suçun teşebbüs halinde kaldığı kabul edilir. Örneğin;
“Dolandırıcılık suçunda failin icrai hareketlerinin şeyi teslim almakla biteceği, bu anda da esasen suçun oluşacağı, …. somut olayda sanığın, şikayetçinin taksisine binip bir süre dolaştıktan sonra cebindeki değersiz olduğunu bildiği sahte bileziği şikayetçiye verip, taksi ücretinin düşülmesinden soma üzerinin kendisine haksız bir biçimde ödenmesini sağlamaya yönelik eylemde, ödeme yapılmadan bileziğin sahte olduğunun anlaşılması nedeniyle dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurularak fazla ceza tayini yasaya aykırıdır.”; “sanığın “bul karayı al parayı” tabir edilen oyunu oynattığı ve kimliği belirlenemeyen mağdura ait paranın tabure üzerinde bulunduğu sırada, durumu fark eden emniyet görevlilerinin olaya el koyduğu, sanık ve mağdurun olay yerinden uzaklaştıkları, ortada bulunan suça konu paranın henüz sanık tarafından elde edilemediği ve kolluk görevlileri tarafından olaya el konuluncaya kadar geçen süre içinde haksız yarar sağladığı konusunda dosyaya yansıyan herhangi bir kanıt bulunmadığı, üst arama tutanağı içeriğinden sanığın üzerinden para da çıkmadığı eylemin bu nedenle teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden tamamlandığından bahisle sanığa fazla ceza tayini yasaya aykırıdır.
İştirak
Suça iştirak bir özellik göstermez, bu konuda TCK.nun genel hükümleri uygulanacaktır İştirakin her türlüsü faillik şeriklik azmettirme yardım etme dolandırıcılık bakımından uygulanabilir.
TCK’daki düzenlemeye göre iştirakin şekilleri (faillik ve şeriklik), fiilin işlenişi üzerinde kumlan hakimiyet esas alınarak belirlenecektir. Bu bağlamda fiilin işlenişine katkısı fiile hakimiyet şeklinde olanlar fail, değilse şerik olarak kabul edilecektir. Suça iştirak için, teşebbüs aşamasına varmış olması koşuluyla kasten ve hukuka aykırı bir fiilin işlenmiş olması yeterlidir.
İçtima
Suçların içtimai bakımından özel bir hüküm bulunmadığından, dolandırıcılık suçu bakımından içtima sorunu genel hükümler çerçevesinde çözümlenecektir. Hilenin sahte belge kullanılarak gerçekleştirilmesi, yani sahte belgenin aldatıcı vasıta olarak kullanılıp dolandırıcılık suçunun işlenmesi durumunda yeni Kanunun 212.maddesindeki özel düzenleme uyarınca faile hem dolandırıcılıktan ve hem de sahtecilikten dolayı gerçek içtima kuralları uyarınca ceza tayini gerekecektir.
Dolandırıcılık suçunun zincirleme suç biçiminde (43.md.) işlenmesi de mümkündür. Aynı fiille birden fazla kişiye karşı suçun işlenmesi halinde de zincirleme uçun (43/2.md.) oluştuğunun kabulü gerekir. Ancak, birden fazla mağdura karşı ayrı fiillerle suçun işlenmesi durumunda, mağdur sayısınca ayrı suçların oluştuğunun kabulü gerekir.