Ceza Mahkemesinde Görev Kuralının İstisnaları
Ceza muhakemesi kanunları, aşağı yetkili mahkemenin yetkisinin yüksek yetkili mahkemenin yetkisi tarafından yutulmasına rıza göstermek suretiyle görev kurallarına bazı istisnalar getirmişlerdir. Bu istisnalar, yüksek yetkili mahkemenin, aşağı yetkili mahkemenin görevine (madde yönünden yetkisine) giren işlere bakması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Ancak bunları incelemeye geçmeden önce yüksek yetkili mahkeme ve ortak yüksek yetkili mahkeme kavramları üzerinde durmakta fayda olduğunu düşünüyoruz. Buna göre:
Yüksek yetkili mahkeme, cezası ağır olan suçlarla ilgili uyuşmazlıklara bakan mahkeme, cezası hafif olan suçlarla ilgili uyuşmazlıklara bakan mahkemeye nazaran “yüksek yetkili mahkeme”dir. Dolayısıyla bu bağlamda, ağır ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesine nazaran yüksek yetkili mahkeme, asliye ceza mahkemesi ise ağır ceza mahkemesine nazaran “aşağı yetkili mahkeme”dir.
Ortak yüksek yetkili mahkeme, aynı ağır ceza mahkemesinin yargı çevresinde bulunan iki mahkeme açısından (Örneğin asliye ceza-asliye ceza ya da asliye ceza-icra ceza mahkemeleri) ortak yüksek yetkili mahkeme o yer ağır ceza mahkemesidir. Buna karşılık, aralarında uyuşmazlık çıkan mahkemelerden birinin ağır ceza mahkemesi olması veya uyuşmazlığın farklı ağır ceza mahkemelerinin yargı çevrelerinde bulunan mahkemeler arasında çıkması durumunda, Bölge Adliye Mahkemesi ceza daireleri ortak yüksek yetkili mahkeme konumundadır; bunlar göreve başlayıncaya kadar ise Yargıtay’dır. Uyuşmazlığın, farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresi içinde bulunan mahkemeler arasında çıkmış olması durumunda da uyuşmazlık Yargıtay yetkili ceza dairesi tarafından çözülür.
Görev kurallarının istisnası bahsine tekrar dönecek olduğumuzda ise;
Kanunumuzun 6. maddesine göre, “Duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez.” Böyle bir kararın verilebilmesi, ancak iddianamenin kabulünden sonra ve fakat duruşmadan önce mümkündür. Bu gibi durumlarda, yüksek yetkili mahkemenin yetkisizlik kararı verememesinin güvence yönünden sakıncası bulunmamaktadır. Zira yüksek yetkili mahkemenin daha güvenceli olduğu, onun yetkisinin aşağı yetkili mahkemenin yetkisini de kapsadığı, kabul edilmektedir. Ancak şu hususun da özellikle altını çizmemiz gerekir ki Kanunumuz her ne kadar yüksek görevli mahkemenin, aşağı görevli mahkemenin görevine giren bir işi yapabileceğini istisnai de olsa öngörmüşken, bunun tersini öngörmemiştir. Dolayısıyla mevzuatımızda hiçbir durumda, aşağı görevli mahkemenin, yüksek görevli mahkemenin görevine giren bir işi görmesine olanak tanınmamıştır. Bu husus CMK’nın 5/1. maddesinde de “İddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.” denilmek suretiyle açıkça vurgulanmış ve bu kurala yasa koyucu tarafından bir istisna da getirilmemiştir.
Madde yönünden yetki itibariyle başka başka mahkemelerin yetkisi içinde yer alan uyuşmazlıklar arasında bağlantı bulunduğunda da davaların CMK m. 9 hükmü gereğince yüksek görevli mahkemede birleştirilmesi mümkündür. Peki bağlantı kavramından anlamamız gereken nedir?
Bir kimsenin, birden fazla suçtan sanık olması durumunda, bazı suçların örneğin asliye ceza mahkemesinin; bazılarının ağır ceza mahkemesinin görev alanına girdiği hâllerde, yargılamanın ayrı ayrı yapılması birçok açıdan doğru olmayacaktır. Keza bir suçta birden fazla sanık bulunması durumunda da bunların ayrı mahkemelerde yargılanması birçok işlemin ayrı ayrı tekrarlanması anlamına gelecektir ki bu da usul ekonomisi yönünden zararlı olacaktır. İşte bu sa- iklerle yasa koyucu dar ve geniş anlamda olmak üzere bağlantı kavramını ortaya koymuştur.