Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Boşanma, Haysiyetsiz Hayat Sürme Yargıtay Kararı

Boşanma, Haysiyetsiz Hayat Sürme Yargıtay Kararı

T.C.

YARGITAY 2. Hukuk Dairesi

E:2014/3225 K:2014/15341 T: 03.07.2014

Boşanma Davası

Haysiyetsiz Hayat Sürme

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması

Özet: Boşanma talebinin haysiyetsiz hayat sürme yanında evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine de dayandığı davada, haysiyetsiz hayattan söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için, başkalarıyla ilişkinin bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş olması ve bu şekilde yaşamanın az veya çok devamlılık göstermesi gerekir. Davalı-davacının başka erkeklerle cep telefonu ve sana! ortamda çok sayıda görüşmeler yapması, haysiyetsiz hayat sürdüğünü kabule yeterli olmasa da, kadının bu davranışlarla evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama ve eşine sadık kalma yükümlülüğünü ihlal ettiği ve evlilik birliğini ve ortak hayatı sürdürmesi diğer eşten beklenmeyecek derecede temelinden sarstığı gözetilerek, davacı-davalı kocanın şiddetli geçimsizlik hukuki sebebiyle açılan boşanma davası kabul edilmelidir.
Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadın ağır kusurlu ise de, koca da hakaret edip evin kilidini değiştirdiğinden kusurlu olup, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmelidir.
(4721 s. MK m. 163, 166, 185)
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından velayet, yararına hükmolunan manevi tazminatın miktarı, maddi tazminat talebinin reddi yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Boşanma talepli açılan bir davada; iki ayrı boşanma sebebine dayanılabililir. Davacı-davalı kocanın dava dilekçesindeki açıklamalarından boşanma talebinin haysiyetsiz hayat sürme (MK 163 md.) yanında Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine de dayandığı anlaşılmaktadır. Haysiyetsiz hayattan söz edilebilmesi ve bu sebeple boşanma kararı verilebilmesi için, başkalarıyla ilişkinin bir yaşam tarzı olarak benimsenmiş olması ve bu şekilde yaşamanın az veya çok devamlılık göstermesi gerekir. Davalı-davacının başka erkeklerle cep telefonu ve sanal ortamda çok sayıda görüşmeler yaptığı, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalı-davacının gerçekleşen bu davranışları ve toplanan deliller haysiyetsiz hayat sürdüğünü kabule yeterli görülmemiştir. Davada Türk Medeni Kanununun 163. maddesi koşulları oluşmamış ise de, davalı-davacının bu davranışlarının Türk Medeni Kanununun 185. maddesinde yer alan evlilik birliğinin mutluluğunu sağlama ve eşine sadık kalmak yükümlülüğünü ihlal ettiği ve evlilik birliğini ve ortak hayatı sürdürmesi diğer eşten beklenmeyecek derecede temelinden sarstığı da açık ve tartışmasızdır. O halde Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi koşulları davacı-davalı koca lehine oluşmuştur. Kocanın şiddetli geçimsizlik hukuki sebebiyle açılan boşanma davasının kabulü gerekirken bu hususta olumlu olumsuz hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırıdır.
2- Toplanan delillerle; davalı-davacı kadının güven sarsıcı davranışlar içine girdiği, buna karşılık davacı-davalı kocanın da “bu orospuyu buraya satmaya mı getirdiniz, hangi pezevenk getirdi” diyerek hakaret ettiği ve evin kilidini değiştirdiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadın ağır kusurlu ise de, koca da kusurlu olup, davalı-davacı kadının boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2 maddesi koşulları oluşmuştur. Davalı-karşı davacı kadının da boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davalı-karşı davacı kadının davasının reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA), bozma sebebine göre yeniden karar verilmesi gerekli hale gelen kadının ve kocanın boşanma davası ve fer’ilerine yönelik tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.