Boşanma davası açıldıktan sonra gerçekleşen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlar, mevcut davada karara esas alınabilir mi?
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 185/3. maddesi uyarınca “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” Kanunda belirtilen bu sadakat yükümlülüğü, evliliğin yasal olarak son bulmasına kadar devam edecektir.
Başka bir deyişle, mahkemelerce boşanma kararı verilmiş olmasına rağmen bu karar henüz kesinleşmediği sürece evlilik birliği devam ettiğinden bu aşamada eşlerin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarının dikkate alınmasının gerektiği kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 26.11.2008 gün ve 2008/2698 E., 2008/711 K.; 22.12.2010 gün ve 2010/2636680 E., K., 13.07.2011 gün ve 2011/2403509 E., K.; 12.12.2012gün ve 2012/25261102 E., K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir).
YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas No:2013/2604 Karar No:2014/38 Sayılı kararında ;
“….Görüşmeler sırasında bir kısım üyeler davadan sonra gerçekleşen olayların kusur değerlendirmesine esas alınamayacağını, ayrıca davalının savunmasını ancak karşı tarafın açık muvafakati ya da ıslahı ile genişletmesinin mümkün olduğunu, böyle bir usul işleminin de gerçekleşmediğini belirterek davalının dava açıldıktan sonra gerçekleşen bir vakıayı daha sonra ileri sürmesinin mümkün olmadığı yönünde görüş beyan etmiş iseler de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir…” demek suretiyle, her davanın açıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği ilkesinden ayrılarak, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan eşin, boşanma davasından sonra gerçekleşen sadakatsiz davranışlarını da boşanma sebebi olarak kabul etmiştir