BONO BEDELİNİN YAZIYLA VE RAKAMLA FARKLI YAZILMASI
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
ESAS: 2013/16462
KARAR: 2013/25394
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu hakkında bono ya dayalı olarak 24.000,00 TL üzerinden kambiyo senederine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun yasal sürede icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
TTK.’nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 588/1. maddesi gereğince bono bedeli hem yazı ve hem de rakamla gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazı ile gösterilen bedele itibar olunur. Ancak bu kuralın uygulanabilmesi borçlunun tahrifat iddiasında bulunmaması halinde mümkündür.
Borçlunun bononun rakamla değer gösteren bölümünde tahrifat yapıldığını ileri sürmediği görülmüştür. O halde senet bedelinin yazıyla gösterildiği kısımdaki miktarına itibar edilmesi gerekir.
13.03.1996 tarihinde “yirmidörtbin” TL bedel üzerinden düzenlenen senedin, para biriminde yapılan değişiklik nedeniyle aynı bedel üzerinden takibe konulması mümkün değildir. Zira 31.01.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5083 Sayılı Kanun’la, 01.01.2005 tarihinden geçerli olmak üzere Türk Lirasından altı sıfır atılmış bulunmaktadır.
Somut olayda takibe konu senedin tanzim tarihi, anılan yasanın yürürlüğünden önce olup, senede dayanılarak takip tarihi itibariyle talep edilebilecek miktar, senet bedeli olan “yirmidörtbin” TL’den altı sıfır atılmak suretiyle bulunan “0.24” TL olmaktadır. Bir başka ifadeyle alacaklının senetten dolayı isteyebileceği alacak miktarı “0.24” TL ‘dir.
O halde mahkemece, İİK’nun 169/a-5. maddesi gereğince “0,24” TL’nin üzerinde kalan alacakla ilgili takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.