Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

BİREYSEL KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI ALACAK – KEFİLİN TAKİBİN İPTALİ TALEBİ

BİREYSEL KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI ALACAK – KEFİLİN TAKİBİN İPTALİ TALEBİ

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/23425
K. 2017/14794
T. 29.11.2017

BİREYSEL KREDİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI ALACAK ( Kefilin Takibin İptali Talebi/Mahkemece Şikayetin Reddine Karar Verildiği – Borçluya Verilen Krediye Dair Sözleşmenin “Bireysel Kredi Sözleşmesi” Başlığını Taşıdığı ve Sözleşmenin İçeriği İtibariyle de Kredinin Tüketici Kredisi Niteliğinde Olduğu Anlaşılmakla 6502 S.K. Md. 4/6 Gereği Şikayetin Kabulüne Karar Verilmesi Gereği )

* KEFİLİN HAKKINDA TAKİP YAPILABİLMESİ İÇİN ÖNCE ASIL BORÇLUYA GİDİLMESİ GEREĞİ İDDİASINA DAYALI İPTAL TALEBİ ( Borçluya Verilen Krediye Dair Sözleşmenin “Bireysel Kredi Sözleşmesi” Başlığını Taşıdığı ve Sözleşmenin İçeriği İtibariyle de Kredinin Tüketici Kredisi Niteliğinde Olduğu – Tüketici İşlemlerinde Şahsi Teminatlar Adi Kefalet Sayılacağından Şikayetin Kabul Edileceği )

BİREYSEL KREDİ SÖZLEŞMESİNDE ŞAHSİ TEMİNAT ( 6502 S.K. 4/6 Md.si “Tüketici İşlemlerinde Tüketicinin Edimlerine Karşılık Olarak Alınan Şahsi Teminatların Her Ne İsim Altında Olursa Olsun Adi Kefalet Sayılır” Düzenlemesini İçerdiği – Kefilin Hakkında Takip Yapılabilmesi İçin Önce Asıl Borçluya Gidilmesi Gereği İddiasına Dayalı Şikayet Talebinin Kabulüne Karar Verilmesi Gereği )

6502/m.4/6

2004/m.16/2

ÖZET : Alacaklı tarafından bireysel kredisi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takibe konu kredi sözleşmesinde ve hesap kat ihtarnamesinde adi kefil olduğunu, hakkında takip yapılabilmesi için önce asıl kredi borçlusuna başvurulmuş olması gerektiğini, bu yola başvurulmadan hakkında icra takibi başlatılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptali ile maaşı ve aracı üzerindeki hacizlerin fekkini ve yapılan kesintilerin iadesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Borçluya verilen krediye dair sözleşmenin “Bireysel Kredi Sözleşmesi” başlığını taşıdığı ve sözleşmenin içeriği itibariyle de kredinin tüketici kredisi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından bireysel kredisi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; takibe konu kredi sözleşmesinde ve hesap kat ihtarnamesinde adi kefil olduğunu, hakkında takip yapılabilmesi için önce asıl kredi borçlusuna başvurulmuş olması gerektiğini, bu yola başvurulmadan hakkında icra takibi başlatılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptali ile maaşı ve aracı üzerindeki hacizlerin fekkini ve yapılan kesintilerin iadesini talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.

İcra takibinin dayanağı olan bireysel kredi sözleşmesine, şikayetçi borçlunun kefil olduğu görülmektedir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinin 6. fıkrası; “Tüketici işlemlerinde, tüketicinin edimlerine karşılık olarak alınan şahsi teminatlar, her ne isim altında olursa olsun adi kefalet sayılır” düzenlemesini içermektedir.

Anılan hüküm emredici nitelikte olup, kamu düzenine dair olmakla, borçlu, İİK.’nun 16/2. maddesi gereğince süreye bağlı olmaksızın şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurabilir.

Somut olayda, borçluya verilen krediye dair sözleşmenin “Bireysel Kredi Sözleşmesi” başlığını taşıdığı ve sözleşmenin içeriği itibariyle de kredinin tüketici kredisi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece, yukarda açıklanan yasa hükmü uyarınca şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönündeki hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

[/column]