Bir ayda üç gün devamsızlık yapan işçinin iş akdinin feshi – Yargıtay kararları
“…Somut olayda davalı işyerinde kartlı puantaj sistemi uygulandığı sabittir. Dosya içindeki puantaj kayıtlarına göre davacının 11.4.2006, 12.4.2006 ve 9.5.2006 tarihlerinde devamsızlık yaptığı sabittir.
Bu hususta davacıdan savunma talep edilmiş ise de savunma vermekten imtina ettiği dosya içindeki belgelerden anlaşılmaktadır.
Davacı işçinin bir ay içinde 3 iş günü mazeretsiz olarak işe gelmemesi nedeniyle iş sözleşmesi davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğinden mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatının reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.”(9. HD. 2010/16857 E. 2012/23889 K. 20.06.2012)
İş Kanunumun 44. maddesinde, genel tatillerde çalışılıp çalışamayacağının TİS veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılacağı, sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışması için işçinin onayı gerektiği açıklanmıştır. Bu nedenle bir genel tatil günü olan dini bayram gününde çalışması için davacının ayrıca yazılı onayı gerekmemektedir, iş akti hükümlerinin uygulanması burada yeterlidir.
Davacının iş aktinde, işyerinde çalışma yapılacağı ilan edilen genel tatil günlerinde çalışmayı peşinen kabul ettiği düzenlenmiştir. Davacı asilin duruşmadaki beyanından, dini bayrama rastlayan 11/9/2010 gününde çalışma olacağını bildiği anlaşıldığı gibi davalı da belirtilen günde çalışma yapılacağını duyurduğunu savunmaktadır. Davacı asıl, her ne kadar bu gün için mazereti olduğunu duruşma esnasında belirtmiş ise de bu mazeretinin ne olduğunu somut olarak açıklamadığı, sadece “işi olduğunu” belirttiği gibi, bu mazeretini herhangi bir delil ile ispatlamamıştır. Davacının evvelce de aynı ay içinde 2 gün daha devamsızlığı olduğu kendi beyanı ve dosyadaki sair belgelerden sabittir.
Şu halde davalı işverene haklı fesih hak ve yetkisi tanıyan, 4857 sayılı İş Kanunumun 25/II-g maddesinde açıklanan bir ay içinde 3 işgünü işine devam etmemesi koşulu gerçekleşmiştir. Açıklanan nedenlerle kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalıdır.”(9. HD. 2012/3663 E. 2014/8847 K. 18/03/2014)
“…Somut olayda ise davacının 6-10 Eylül 2005 tarihleri arasında devamsızlığına ilişkin tutanak düzenlenmiş, tanıklar tutanağı doğrulamışlardır. Davacı tanıkları ise fesih sebebini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı feshin haklı nedene dayandığını kanıtlamıştır. Bu nedenle ihbar ve kıdem tazminatı taleplerinin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2007/16625 F.. 2008/10747 K. 29.04.2008)
“…Davalı işyerine giriş ve çıkışların kart ile yapıldığı dosyaya sunulan ve içeriğine davacı tarafından itiraz da edilmeyen kart dökümü bilgilerine göre davacının 14.08.2010, 21.08.2010 ve 28.08.2010 günlerinde işe “devamsız” kaydı ile gelmediğinin yazılı olduğu , dava aşamasındaki davacı taraf beyanına göre 25.08.2010 ve 26.08.2010 günleri için mazeret izini kullandığını takip eden iki günün hafta tatili olduğunu 30.08.2010 günü bayram tatili olduğunu ve 31.8.2010 günü işe gittiğinde alınmadığını belirttiği, ancak davacının hatta sonu dediği 28.08.2010 günü için işyerinde çalışma olduğu ve davacı hakkında işe gelmediğine dair tutanak tutulduğu diğer önceki iki günlük devamsızlık konusunda ise hiçbir mazeretin bildirilmediği görülmekle 4857 sayılı İş Kanun’un 25/2-g maddesine göre bir ay içinde üç gün devamsızlık şartı haklı fesih için gerçekleştiğinden davacının kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi bozma nedenidir.”(22. HD. 2012/7077 E. 2012/26730 K. 29.11.2012)
“…Somut olayda; davacı hakkında 07 – 08 – 12 – 19.02.2011 tarihlerinde işe gelmediğine ilişkin devamsızlık tutanakları tanzim edilmiştir. Belirtilen günlerde işe gelmediğini davacı kabul etmiş, ancak izinli olduğunu iddia etmiştir. Anılan tarihlerde davacı izinli olduğunu ispatlayamamıştır. Mahkemece tutanak tanığı M.Ş.’un beyanı alınmış olup, tutanak tanığı devamsızlık tutanaklarının içeriğini doğrulamıştır. Davacının 1 ay içerisinde 4 iş günü işe gelmediği dosya kapsamı ile sabit olup, devamsızlık nedeniyle işveren feshinin haklı nedene dayandığı göz önünde bulundurularak kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir”(7. HD. 2013/18092 E. 2014/657 K. 20/01/2014)
“….Somut olayda davacı babasının 304 0.2005 tarihinde tutuklanması ve duruşmasının 27.12.2005 tarihine bırakılması sebebiyle hasta annesini yalnız bırakamadığından devamsızlığının haklı sebebe dayandığını ileri sürmüştür.
Davalı, davacının bayram tatilinden sonra işbaşı yapması gereken 7 Kasım 2005 tarihinden itibaren ardı ardına üç günlük devamsızlığına ilişkin mazeret bildirmediği takdirde iş akdinin feshedileceği ihtarında bulunmuştur.
Davacı, ihtar cevabında babasının tutukluluğu ve annesinin hastalığı sebebiyle ilk duruşma tarihi olan 27.12.2005 tarihine kadar gelemeyeceğini bildirmiştir.
Davalı 29.12.2005 tarihli ihtarında ise ilk gönderilen ihtar içeriğine göre bayram tatilinden sonra devamsızlığına ilişkin mazeret bildirmediği sebebiyle ihtarın tebliğinden itibaren iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiğini açıklamıştır.
Dosya içeriğine göre, davacının bayram tatilinden sonra devamsızlığı ileri sürülen günlere ilişkin ücretli veya ücretsiz izinde olduğu, ya da haklı mazeretinin bulunduğu kanıtlanamamıştır.
Yukardaki açıklamalar karşısında davacının mazeretsiz devamsızlığı sabit olduğundan iş akdinin işveren tarafından feshinin haklı nedene dayandığı ve bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/5242 E. 2011/3912 K. 18.02.2011)