Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

BANKA KREDİ BORCUNU MİRASÇININ ÖDEMESİ SİGORTADAN TALEBİ

BANKA KREDİ BORCUNU MİRASÇININ ÖDEMESİ SİGORTADAN TALEBİ

T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2015/9762
KARAR NO. 2015/9725
KARAR TARİHİ. 20.10.2015

DAVA :Taraflar arasındaki davada, Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Diyarbakır 1. Tüketici Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, miras bırakanın davalı bankaya olan tüketici kredi borcunun, diğer davalı sigorta şirketi tarafından ödenmemesi sonucunda, davacılarca ödeme yapıldığı iddiasıyla ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir.

Asliye hukuk mahkemesi, davacı tarafından tüketici mahkemesi sıfatı ile dava açıldığı, HSYK’nın 12/10/2014 tarih ve 2258 sayılı kararı ile tüketici mahkemesi kurulduğu ve davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.

Tüketici mahkemesince ise, asliye hukuk mahkemesi tarafından davaya ticaret mahkemesi sıfatı ile bakılmasına karar verildiği ve mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.

4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde “Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.

Somut olayda, davacının mirasbırakanı N.D. ile davalı banka arasında tüketici kredisi sözleşmesi düzenlendiği, diğer davalı tarafından tüketici kredisi kapsamında hayat sigortası yapıldığı, mirasbırakanın ölümünden sonra davalı sigorta şirketince kanser hastalığının sigorta teminat kapsamı dışında bulunduğu gerekçesi ile kalan kredi borcunun düzenlenen sigorta sözleşmesi gereğince karşılanmadığı, davalı banka tarafından ödenmeyen tüketici kredisinin kalan kısmının, davacıdan mirasçı olarak tahsil edildiği, ancak borcun sigorta şirketinden tahsili gerektiği iddiasıyla, ödenen paranın davalılardan tahsili istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın kaynağı olan, olayda, taraflar arasında 4077 sayılı Kanun anlamında bir mal veya hizmet satışına dair bir ilişki bulunmadığı, tüketici kredisi sözleşmesinin davacının mirasbırakanı ile davalı banka arasında düzenlendiği, tüketici sıfatının mirasbırakana ait olduğu, davacının bu sözleşmenin tarafı ve tüketici sıfatına sahip olmadığı gibi davacının tacir de olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının mirasçı sıfatı nedeni ile ödenen paranın iadesi isteminden kaynaklanan, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ve 6102 sayılı TTK kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.

SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.

AKSİ YÖNDEKİ KARAR

T.C.
YARGITAY
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO:2015/14002
KARAR NO:2015/12025
KARAR TARİHİ: 02/12/2015

DAVA:Taraflar arasındaki davada, Kayseri 3. Tüketici ve Kayseri Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, miras bırakanın bankaya olan tüketici kredi borcunun, davalı sigorta şirketi tarafından ödenmemesi sonucunda, davacılarca ödeme yapıldığı iddiasıyla ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir.

Tüketici Mahkemesince, davacılar ile davalı sigorta şirketi arasında bir sigorta sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin “Tüketici ilişkisi” ve işlemin de “Tüketici işlemi” olmadığı ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.

Asliye Ticaret Mahkemesince ise, davacıların temelde sigorta ilişkisine dayandığını, sigortacılıktan doğan bu tür sözleşmelerin tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.

4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra Kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde “Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi” şeklinde tanımlanmıştır.

Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.

Somut olayda, davacının miras bırakanı ile dava dışı banka arasında tüketici kredisi sözleşmesi düzenlendiği, davalı tarafından tüketici kredisi kapsamında hayat sigortası yapıldığı, miras bırakanın ölümünden sonra davalı sigorta şirketince murisin poliçe başlangıç tarihinden önce şeker hastası olduğu ve bu hastalığı beyan etmediği gerekçesi ile kalan kredi borcunun düzenlenen sigorta sözleşmesi gereğince karşılanmadığı, davalı banka tarafından ödenmeyen tüketici kredisinin kalan kısmının, davacılardan mirasçı olarak tahsil edildiği, ancak borcun sigorta şirketinden tahsili gerektiği iddiasıyla, ödenen paranın davalılardan tahsili istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın konusu, olayda, davacıların irsi halefi oldukları murisleri ile davalı arasında tüketici kredisi ve hayat sigortası sözleşmesi bulunmakta olup ihtilaf bu sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında 4077 sayılı Kanun anlamında mal veya hizmet satışına dair bir ilişki bulunduğuna ve miras bırakan, tüketici sıfatına haiz bulunduğuna göre uyuşmazlığın tüketici mahkemesince incelenip sonuçlandırılması gerekmektedir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Kayseri 3. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 02/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.