Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Ayrımcılık Suçunun Cezası Ne Kadar?

Ayrımcılık Suçunun Cezası Ne Kadar?

MADDE 122- (1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;

  1. Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,
  2. Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arzedilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
  3. Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,

kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir.

Ayrımcılık Suçu’nun Koruduğu Hukuki Değer

Anayasa’nın 10. maddesi hükmüne göre “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesi­ni sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”

TCK’nın 122. maddesinde düzenlenen ayrımcılık suçu, Anayasa ile güvence altına alınan kanun önünde eşitlik ilkesinin Ceza Kanunu ile tamamlanmış halidir. Madde, insanlar arasında, yürürlükteki kanun ve nizamların izin vermediği ayırım­lar yapılarak, bazı kişilerin hukukun sağladığı olanaklardan yoksun hâle getirilmele­rini cezalandırmaktadır. Koruduğu hukuki değer insanların kanun önündeki hak­larının hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınmadan eşit olarak paylaştırılmasıdır.

Ayrımcılık Suçu’nun Maddi Öğesi

Herkes bu suçun faili olabilir.

Suçun mağduru da herhangi bir kimse olabilir. .

Ayrımcılık Suçu’nun Konusu

Maddenin (a) bendinde suçun konusu, satılması ya da devri söz konusu olan “bir taşınır veya taşınmaz mal”, yapılacak veya yararlanılacak herhangi bir hizmet veya işe alınmak üzere olan herhangi bir kişidir.

  • bendinde, besin maddeleri ya da kamuya arz edilmiş bir hizmettir.
  • bendinde olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engellenen kişidir.

Ayrımcılık Suçu’nun Hareket ve Neticesi

Madde suçun maddî öğelerini üç ayrı bentte ayrı ayrı belirtmiştir. Bu eylemler maddede sayılan ayırım nedenlerine dayanılarak:

  1. Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmaması, devredilmemesi veya bir hizmetin icra olunmaması, hizmetten yararlanmanın engellenmesi, kişinin işe alınması veya alınmamasının bu ayırım nedenlerine bağlanması;

Burada failin gerçekleştirdiği engelleme eyleminin niteliği ve türü önemli de­ğildir. Taşınır veya taşınmaz malın satılmaması, devredilmemesi veya bir hizmetin icra olunmaması ya da hizmetten yararlanmanın engellenmesi, kişinin işe alınması veya alınmaması sonucuna ulaşılmış olması ve bu sonucun maddede sayılan ayırım nedenlerine dayandırılmış olması gerekir.

  1. Besin maddelerinin verilmemesi, kamuya arz edilmiş bir hizmetin yapıl­masından kaçınılması,

Kişilere, her ne çeşit olursa olsun, besin maddelerinin ayırım yapılmak suretiy­le verilmemesi ya da kamuya sunulmakta olan bir hizmetin mağdura diğer kişilerle eşit koşullarda verilmesinden sözü edilen ayırım nedenlerine dayanılmak suretiyle kaçınılmasıdır. Suç, diğer kişilerle eşit koşullarda besin malzemesi veya hizmetin verilmemesi ile tamamlanır.

  1. Kişinin olağan herhangi bir ekonomik faaliyette bulunmasının engellen­mesidir.

Kişinin, olağan herhangi bir ekonomik faaliyette bulunmasının ayrım yapılmak suretiyle engellenmesidir. Suç engelleme eyleminin gerçekleştirilmesi ile tamamla­nır. “Olağan ekonomik etkinlik” kavramından ne anlaşılması gerektiği maddenin gerekçesinde açıklanmamışsa da ifade, soyut ve geniş olarak seçilmiştir. Bununla birlikte kişinin parasal yarar sağlamasına dayanan her türlü alış veriş ya da sözleş­me ilişkisi olağan ekonomik etkinlik olarak değerlendirilmelidir. Ancak, kişiye parasal bir yarar sağlamayan ödünç borç veya emanet vermek vb. etkinlikler olağan ekonomik faaliyet olarak değerlendirilemez.

  1. maddede düzenlenen ayrımcılık suçu seçimlik hareketli bir suçtur. Üç bent halinde öngörülen hareketlerden herhangi birinin gerçekleştirilmesiyle suç oluşur. Eylemlerin hepsinin birlikte gerçekleştirilmiş olması aranmaz.

Ayrımcılık Suçu’nun Manevi Öğesi

Ayrımcılık suçu özel kast ile işlenebilir. Suç, maddede sayılan seçimlik hareketler­den birinin, ayrımcılık yapmak özel bilinç ve iradesi ile işlenmesi ile oluşur. Maddede her ne kadar belli bir amaçla suçun işlenmiş olması gerektiği belirtilmemiş ise de, failin ayırım yapma Özel kastı ile hareketinin suçun oluşması için bir zorunlu koşul olduğu maddenin 1. fıkrasının 1. cümlesindeki “Kişiler arasmda dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak ..”suçu işleme ifadesinden anlaşılmaktadır. Failin ayırım yapma özel kastı içinde bulunmadan madde­de öngörülen eylemleri gerçekleştirmesinin suç olmadığı anlaşılmaktadır.

Ayrımcılık Suçu’nun Yaptırımı

Ayrımcılık suçunu işleyen fail altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para ce­zası ile cezalandırılır.

Maddenin uygulanmasında hapis ve adli para cezası seçimlik olarak öngörül­müştür. TCK’mn 50/2. maddesi uyarınca suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez. Bu nedenle hakim öncelikle hapis cezasına mı yoksa adli para cezasına mı hükmedeceğine karar verecektir. Hakimin hapsi tercih etmemesi ve adli para cezasına hükmetmeye karar vermesi olanaklıdır. Bu durumda hakim, 122. maddede adli para cezasına ilişkin belli bir gün sayısından söz edilmemiş olduğundan, TCK’mn 52. maddesi uyarınca beş gün ile yediyüzotuz gün arasında belirleyeceği gün sayısını 52. maddenin 2. fıkrasında öngörülen değer­ler arasında bir miktar ile çarparak sonuç adli para cezasını belirleyecektir.

Ayrımcılık Suçu’nda Kovuşturma Ve Görevli Mahkeme

Suçun kovuşturulması şikayet koşuluna bağlı değildir.

Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 10. maddesi uyarınca yargılamayı yapmakla görevli mahkeme sulh ceza mahkemesidir.