Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda zamanaşımına ilişkin Yargıtay kararları

Avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarda zamanaşımına ilişkin Yargıtay kararları

Dava, mahkeme ve icra karşı yan vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davacının, davalı vekili iken davalı şirket tarafından 10.1.2003 tarihinde vekillikten azledildiği, davacının mahkeme ve icra karşı yan vekalet ücreti alacağının tahsili için 22.3.2011 tarihinde iş bu davayı açtığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 126. maddesi) gereğince vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğrarlar. Eldeki davada, davacının azil edildiğini öğrendiği 10.1.2003 tarihinden itibaren beş yıllık zamanaşımı süresi 11.1.2008 tarihinde dolmuş olup, davanm açıldığı 22.3.2011 tarihinde söz konusu alacağın zamanaşımına uğradığı tereddütsüzdür. Davalı zamanaşımı definde de bulunduğuna göre, dava konusu edilen bu alacak yönünden zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olası, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. (Y. 13. HD. 24.9.2014,2013/27081 -2014/28563)

Davacı, davalıların avukatı sıfatı ile icra ve hukuk dosyalarını takip ettiğini, 15.6.2006 tarihli azilname ile davalılar tarafından haksız olarak vekillik görevinden azledildiğini, vekalet ücretinin ve masrafların ödenmediğini ileri sürerek 18.800 TL nin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunmuş ve azlin haklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacının, 17.11.2000 tarihli vekâletname ile davalılar vekili iken davalılar tarafından 15.6.2006 tarihinde vekillikten azledildiği ve azilnamenin davacıya 22.6.2006 tarihinde tebliğ edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanu-nu’nun 126. maddesi) gereğince vekâlet sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar, 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, bu sürenin geçmesi ile zamanaşımına uğrarlar. Eldeki davada, davacının azledildiğini öğrendiği 22.6.2006 tarihinden itibaren başlayan 5 yıllık zamanaşımı süresinin, dava tarihi olan 15.6.2011 tarihi itibariyle dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde, davaya konu edilen vekalet ücreti alacağının zamanaşımına uğraması söz konusu olmadığından; mahkemece işin esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. (Y. 13. HD. 23.3.2015, 2014/29575 – 2015/9014)

Davacı, davalıların vekili olarak takip ettiği Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/1202 esaslı (Bozma sonrası 2009/429E-2010/38 K) dosya ile ilgili hak ettiği vekalet ücretinin ödenmediğini belirterek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davacı avukatın ilgili dava dosyasının duruşmalara girmediği tarih 9.5.2007 olarak kabul edilerek, B.K 147/5 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davacının 15.11.2007 tarihinde Antalya 1.Asliye Ticaret Mahkemesine davadan çekilme dilekçesi verdiği dosyadaki delillerden anlaşılmış olup, zamanaşımı süresi 15.11.2007 istifa tarihinden itibaren işleyeceğinden, 15.11.2012 dava tarihi itibariyle beş yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Mahkemece, davanın esasına girilerek delillerin toplanması ve değerlendirilmesi ile sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. (Y. 13. HD. 22.1.2014,2013/23487 – 2014/1495)

Taraflar arasında düzenlenen ücret sözleşmesine konu Rize 2. Asi iye Hukuk Mahkemesinin 1995/185-1998/45 esas ve karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; Davacı ve kardeşlerinin davalı İdris’e karşı açtığı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tapu iptali ve tescil davası olduğu, davalının davacılar vekili olarak 9.6.1995 tarihinde davayı açtığı, 1995/185 esasını alan davada, dava dilekçesine ekli vekaletnamesinde 5.6.1995 tarihli vekaletname ile davacının vekili olduğu, davanın 1997/136 esas sayılı dava ile birleştirildiği, 9.2.1999 tarihinde davanın reddine karar verilmesi üzerine 10.2.1999 tarihli Rize 3. Noterliğince düzenlenen azilname ile 5.6.1995 tarihli vekaletname ile verilen yetkilerden görülen lüzum üzerine davalıyı azlettiği, bilahare kararın 15.Hukuk Dairesinin 24.6.1999 tarihli ve 1999/1619-2729 esas ve karar sayılı ilamı ile davacı yararına bozulmasına karar verildiği, bozma sonrası davacının 13.6.2001 tarihli vekaletname ile Selahattin’i vekil olarak tuttuğu, Rize 1.Asliye hukuk Mahkemesinin 2001/265-271 esas ve karar sayılı ilamı ile davacıların davasının kabulüne karar verildiği, kararm 15.Hukuk Dairesince 19.2.2002 tarihinde onandığı dava safhasında davacının başka kişileri avukat olarak görevlendirdiği anlaşılmaktadır. Dayanak bu davanın hiçbir safhasında 5.6.1995 tarihli vekaletnameye ilişkin olarak 10.2.1999 tarihli azilnameden sonra davalı avukata bu dava için tekrar vekaletname verildiğine ilişkin bir belgeye, dilekçeye, vekaletnameye rastlanılmamıştır. Davacı ve davalının bahsettiği 21.2.2005 günlü vekaletname 1985/185 esaslı ve bozma üzerine 2001/265 esasını alan dava dosyasında sunulmamıştır. Tarafların beyanlarından davacının Samsun’da açılan Samsun 2.Sulh Hukuk mahkemesinin 2005/172 ve Samsun 3.Asliye Hukuk mahkemesinin 2004/738 esas sayılı dava dosyalarının bulunduğu, davalının bu bahsedilen davalar için vekil tayin edildiği, davaların açılış tarihi itibarıyla 21.2.2005 günlü vekaletnamenin bu davalara ilişkin olduğunun düşünüldüğü dolayısı ile 26.6.2006 günlü azilnamenin de
21.2.2005 günlü vekaletnameden dolayı düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dava konusu icra takibine konu ücret alacağına dayanak dava 1995/185 esas sayılı dava dosyası olup, bu dava açılırken verilen 5.6.1995 tarihli vekaletname için davanın reddinden sonra 10.2.1999 tarihinde davalının azledildiği, azilden sonra davalının bu dava dosyası için hiçbir şekilde hizmet vermediği, azilden sonra bir daha bu dava dosyasında davalıya vekaletname verilmediği, 21.2.2005 tarihli vekaletname ve buna ilişkin 26.6.2006 tarihli azilnamenin başka dava dosyalarına konu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, ücret sözleşmesine konu davada 10.2.1999 tarihinde azledildiğine göre bu tarih itibarıyla ücret alacağı muaccel olmuştur. Avukatlık Kanunun 40. maddesi hükmüne göre vekalet ücreti alacaklarında zamanaşımı zararı doğuran olaydan itibaren 5 beş yıl olup, azil tarihinden itibaren beş yıl dolduktan sonra icra takibi yapılmıştır. Davacı tarafça dava dilekçesinde ve temyiz dilekçesinde zamanaşımı itirazı ileri sürüldüğüne göre dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. (Y. 13. HD. 21.11.2013,2013/16944 – 2013/28956)