Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Avukatın Zabıt Katiplerine Hakaret Etmesi Disiplin Suçunu Oluşturur

Avukatın Zabıt Katiplerine Hakaret Etmesi Disiplin Suçunu Oluşturur

TBB DİSİPLİN KURULU KARARI
Tarih – Esas No – Karar No Konu
T. 20.02.2009
E. 2008/501
K. 2009/111
* Avukatın her türlü mercide çalışan görevlilerle olan ilişkilerinde meslek onuruna uygun davranma yükümlülüğü.
(TBB Meslek Kur. m. 25, 34)
Şikayetli avukat hakkında, duruşma saatinin geçmesi sebebiyle davanın duruşmasının yapılmış olmasına kızarak, mahkeme kaleminde çalışan görevlilere yönelik olarak “ne biçim yer burası, ne biçim adamsınız? Geçmişinizi sinkaf edeyim,böyle işin geçmişini sinkaf edeyim.” Şeklinde sözler söylediği iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmüş ve şikayetli hakkında kınama cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli savunmalarında, olay günü müvekkillerine sitem ettiğini, o an kalemde bulunan personelin yanlış anlama sonucu alınarak tutanak düzenlemiş olduklarını, söz konusu personelle yıllardan beri süren saygı ve sevgi çerçevesinde dostlukları bulunduğunu bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu kararına şikayetli tarafından itiraz edilmiştir. Şikayetli itirazında, hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığını, şikayetçilerin hiçbir zaman şikayetçi olmadıklarını ve yasaya aykırı Disiplin Kurulu kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, şikayetli avukat hakkında, disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçundan dolayı Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/ 53 (Bozma öncesi 2007/41) Esasında kayıtlı kamu davasının açıldığı, mahkemece 09.05.2008 tarihinde 2008/99 Karar sayılı karar ile verilen kararda “Sanığın eylemi 5237 sayılı TCK’nunda öngörülen kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunu teşkil ettiğinden, sonuç olarak eylemine uyan 5237 sayılı Yasanın 125/1-3-a, 125/4, 43/2 delaletiyle 43/1 ve 62/1 maddeleri gereğince 1 yıl 2 ay 17 gün hapis Cezası ile cezalandırılmasına, sanığın sabıkasız oluşu ve suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşması nedeniyle, CMY.nın 5728 sayılı yasayla değişik 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkeme, kararının gerekçesinde, şikayetlinin vekil olarak takip ettiği Tefenni Sulh Hukuk Mahkemesinin 05.07.2005 tarihli duruşmaları için Tefenni’ye geldiği, duruşmalarının yapıldığını ve dosyalarının müracaata bırakıldığını öğrenince, şikayetçi-mağdur mahkeme kalem görevlilerine hitaben: “ne biçim yer burası, ne biçim adamsınız, geçmişini sinkaf edeyim böyle işin” demek suretiyle kamu görevlilerine hakaret ettiği kabul edilmiştir.
“Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin düzenleme, yakın tarihte Ceza Mevzuatımıza girmiştir. Mahkemece bu yönde verilen kararlar adli sicil kaydına işlenmemekte, başka bir deyişle hakkında mahkumiyet kararı verilmiş sanıklar, sabıkalı addedilmemekte, kararlarda belirtilen cezaların infazı 5 yıllık süre içinde suç işlenmediği takdirde infaz edilmemektedir. Ancak yapılan yargılama sonucu, ceza mahkemesi suçun unsurlarına ilişkin maddi olayları tespit etmekte ve manevi unsuru da nazara almak suretiyle, suç vasfını belirleyerek cezalandırma kararı vermektedir. Bu durumda, hakkında hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına karar verilen sanık, verilen cezanın infaz edilmemesi ve sabıka teşkil etmemesi imkanından yararlanmaktadır. Öte yandan, hakkında bu tür hüküm kurulan sanığın, atılı suçu işlediği ve işlediği suçun ferdileştirilmesi sonucu mahkemesince, kendisine uygun yasa maddesi gereğince ceza verildiği de tartışmasızdır.
Bu durumda, disiplin kovuşturmasına konu eylemle ilgili olarak şikayetli hakkında açılan ve Ağır Ceza Mahkemesince karara bağlanan dosyada, şikayetlinin mahkeme kalemi görevlilerine hakaret ettiğine ilişkin mahkeme yargısını ve kabulünü nazara almak ve doğru kabul etmek zorunluluğu bulunmaktadır.
Avukatlık Yasasının 34. maddesine göre, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 25. maddesindeki; “Avukat, mahkeme kalemlerinde, icra dairelerinde ve her türlü mercilerde çalışan görevlilerle olan ilişkilerinde de meslek onuruna ve ağırbaşlılığına uygun tutum ve davranışlarını korur.”
Şikayetlinin eylemi Avukatlık Yasasının 34. ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 25.maddesine açıkça aykırı olmakla eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Bu nedenle, Burdur Barosu Disiplin Kurulunun “kınama cezası verilmesine” ilişkin kararında hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetlinin itirazının reddi ile, Burdur Barosu Disiplin Kurulunun “Kınama cezası verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA oybirliğiyle karar verildi.