AVUKATIN TAHSİL ETTİĞİ PARALARI MÜVEKKİLİNE VERMEMESİ HİZMET NEDENİYLE GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA
YARGITAY 5. CD
Esas: 2020/6723
Karar: 2023/5727
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesince temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrasınca temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi uyarınca temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereğince temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1….Cumhuriyet Başsavcılığının, 02.07.2014 tarihli ve 2014/10372 Soruşturma, 2014/4061 Esas, 2014/345 numaralı İddianamesiyle sanık hakkında zimmet suçundan 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 59 uncu maddesi uyarınca son soruşturmanın açılması kararı verilmesi talep edilmiştir.
2.Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 04.09.2014 tarihli ve 2014/304 Esas, 2014/355 sayılı Kararı ile sanık hakkında zimmet suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 247 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca yargılamasının yapılması ve delillerin takdiri için 1136 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesine göre son soruşturmanın İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verilmiştir.
3.İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.10.2015 tarihli ve 2014/338 Esas, 2015/271 sayılı Kararı ile sanık hakkında zimmet suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 247 nci maddesinin birinci fıkrası ve 43 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık 22.03.2016 tarihli süre tutum dilekçesi ile; aleyhine verilen kararı temyiz ettiğini bildirmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
Suç tarihinde *** Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yapan sanığın, davacı katılan vekili sıfatıyla borçlular AAAAA A.Ş. ve Şevket N… haklarında alacağın tahsili için İzmir 2. İcra Müdürlüğünün 2012/8209 sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü icra takibi sırasında, 23.07.2012 tarihli reddiyat makbuzu ile 41.662,20 TL, borçlu BBBBB A.Ş. hakkında ise aynı İcra Müdürlüğünün 2012/8210 sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü takip sırasında da 24.09.2012 tarihli reddiyat makbuzu ile 15.701,95 TL tahsil ettiği hâlde, tahsil ettiği bu miktarları müvekkili katılana vermeyip uhdesinde tuttuğu iddia ve kabul edilerek zincirleme biçimde basit zimmet suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulunun 17.06.2021 tarihli ve 2021/5-43 Esas, 2021/287 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; sanık ile katılan arasındaki vekalet ilişkisinde kamu otoritesi ve kamu gücünün kullanılmadığı, söz konusu paraların teslim edilmesinin sanığın avukat olmasının doğal sonucu değil katılan tarafından şahsına duyulan güven ilişkisi nedeniyle verilen ahzu kabz yetkisi kapsamında gerçekleştirildiği ve buna bağlı olarak da aralarındaki ilişkinin hizmet ilişkisi kapsamında kaldığı gözetildiğinde, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 155 inci maddesinin ikinci fıkrasında tanımı yapılan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve hükümden sonra 24.10.2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26 ncı maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesinin ikinci fıkrasının ’’Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur’’ hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 254 üncü maddesi uyarınca aynı Kanun’un 253 üncü maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Başkaca yönleri incelenmeyen İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin, 21.10.2015 tarihli ve 2014/338 Esas, 2015/271 sayılı Kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi ve 326 ncı maddesinin son fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
03.05.2023 tarihinde karar verildi.