Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Avukatın hasılı davaya iştirak yasağı – Yargıtay Kararı

Avukatın hasılı davaya iştirak yasağı – Yargıtay Kararı

T.C
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2005/7970 E
KARAR NO: 2005/14434 K
TARİH: 03.10.2005 

Üzerine aldığı işten dolayı avukata davaya konu olan arsa üzerinde inşa edilecek binadan bağımsız bir dükkan veya daire verilmesinin kararlaştırılması
Hasılı Davaya İştirak Yasağı
Sözleşmenin Diğer Hükümlerinin Geçerli Olduğu

“…Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı,davalıların murisi olan Tahir K.’nın vekili olarak açtığı tapu iptal ve tescil davasını başarı ile sonuçlandırdığını, kararın 15.5.2003 tarihide kesinleştiğini, dava devam ederken aralarında 26.2.2003 tarihli Avukatlık ücret sözleşmesinin düzenlendiğini, ancak ücretinin ödenmediği gibi kendisinin vekillikten azil edilip taşınmazın satıldığını bildirip, ücreti karşılığı kararlaştırılan daire veya dükkanın bedelinin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılardan Ü., R., N., sözleşmenin geçersiz olup, davacının Avukatlık asgari Ücret tarifesi üzerinden ücret isteyebileceğini bildirip davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davacının dayandığı ücret sözleşmesinin Avukatlık Kanununun 163 ve 164. maddelerine aykırı olarak hasılı davaya iştiraki sağlamaya yönelik olup geçersiz olduğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Avukat olan davacının, davalıların murisi olan T. K. vekili olarak İzmir 11 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/165 esas ve 2003/248 karar sayılı tapu iptal ve tescil davasını açıp takip ederek davalıların murisi lehine sonuçlandırdığı, kararın 1.4.2003 tarihide kesinleştiği, davacı ile vekil edeni arasında 26.2.2002 tarihli Avukatlık Ücret sözleşmesinin düzenlendiği hususu tüm dosya kapsamı ile sabit ve tartışmasızdır.
Davacı sözleşmenin 2. maddesinde ” Üzerine aldığı işten dolayı avukata davaya konu olan arsa üzerinde inşa edilecek binadan bağımsız bir dükkan veya daire verilecektir. Taraflar bu hususta kayıtsız şartsız olarak anlaşmışlardır” kararlaştırmasına dayanarak ücretinin tahsili talebiyle davayı açmıştır.
Avukatlık kanunun 163, 164 maddeleri hükümlerinde tarafların Avukatlık sözleşmesini serbestçe düzenleyebilecekleri Avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği, yüzde yirmi beşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunan şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesinin Avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabileceği, ancak dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü sözleşmenin taşıyamayacağı yokluk halleri hariç, avukatlık sözleşmesinin bir hükmünün geçersizliği, bu sözleşmenin tümünü geçersiz kılmayacağı belirtilmiştir.
Öyle olunca, davacı avukatın üstlendiği tapu iptal tescil davasında, vekil edenin lehine tesciline karar verilen taşınmazın üzerine yapılacak binadan bir dükkan veya daire verileceğine dair sözleşmenin 2 maddesi hasılı davaya iştirak niteliğinde olduğundan geçersiz ise de, bu madde dışında sözleşme geçerliğini korumaktadır.
Sözleşmenin ücretin belirlenmesine ilişkin 2. maddesi geçersiz olduğuna göre, üzerine aldığı işi tamamlayan ve ücrete hak kazanan avukatın ücretinin, Avukatlık kanunun 164. maddesinin 4. fıkrasına göre takip ettiği tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihteki davaya konu taşınmazın değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar olarak, asgari ücret tarifesinin altında olmamak üzere mahkemece belirlenmesi gerekir.
Mahkemece az yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın, aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir