Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Anlaşmalı Boşanmalarda Mal Rejiminin Tasfiyesi Nasıl Düzenlenmelidir?

Anlaşmalı Boşanmalarda Mal Rejiminin Tasfiyesi Nasıl Düzenlenmelidir?  Tarafların “başkaca bir talebim yoktur” Beyanı Yeterli Midir?

Anlaşmalı boşanmalarda mal rejimi tasfiyesi şu şekilde belirtilebilir: “Eşler, müşterek haneden kendilerine ait eşyaları aldıkları gibi evlilik birliğinin devamı süresince edindikleri malların tamamını işbu protokolde görüldüğü şekil ve şartlarda paylaşmış bulunmaktadır. Her iki taraf da birbirlerinden edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamındaki katılma alacağı, değer artış payı alacağı veya mal ayrılığı rejimi dönemindeki katkı payı alacağı veya herhangi başka bir alacak talebinde bulunmayacaklarını kabul ve taahhüt ederler.”

Anlaşmalı boşanma davasında yapılan boşanmanın eki niteliğindeki istemlere ilişkin açıklamalar boşanma davasının eki niteliğinde olmayan mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı yönünden bağlayıcı nitelikte değildir.

Bu konuda Yargıtay 8. H.D.’nin 07.07.2009 tarih, 2061-3690 sayılı kararında “Dava mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Davacının boşanma davasının 17.05.2007 tarihli yargılama oturumunda “…her ay 2000 YTL yoksulluk nafakası istiyorum, bunun dışında maddi ve manevi başka bir isteğim yoktur…” şeklindeki ifadesi TMK’nun 174. maddesinde düzenlenen maddi ve manevi tazminat ile aynı kanunun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakasına ilişkindir. Yargıtay HGK’nun 27.05.2009 gün 2009/2-158 E. 2009/217 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi, bu tür açıklamalar boşanma davasının eki niteliğinde olmayan mal rejiminden kaynaklanan alacak davaları yönünden bağlayıcı nitelikte değildir.