Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Adi Ortaklık Nasıl Sona Erer?

Adi Ortaklık Nasıl Sona Erer?

Kanunda açıkça bu ayrım yapılmış olmamakla birlikte, infisah (dağılma, kendili­ğinden sona erme) veya fesih (dağıtma) şeklinde iki grupta toplanabilecek neden­lerden birisinin gerçekleşmesi, şirketin sona ermesine yol açar.

İnfisah(Dağılma) Nedenleri

Bu nedenlerden birisinin gerçekleşmesi ile ortaklık kendiliğinden sona ermiş, yani dağılmış sayılır.

  1. Amacın gerçekleşmesi ya da gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesi (TBK m. 639, b.1).
  2. Mirasçılar ile ortaklığın devam edeceğine dair önceden yapılmış bir anlaş­ma yoksa ortaklardan birinin ölmesi (TBK m.639, b.2).
  3. Sözleşmede ortaklığın süreceğine dair bir hüküm yoksa ortaklardan birinin iflâs etmesi, kısıtlanması veya tasfiye payının cebri icrayla paraya çevrilme­si (kişi ortaklığına bağlı özellik) (TBK m. 639, b.3).
  4. Belirli süreli kurulmuş ortaklıkta sürenin dolması (TBK m.639, b.5). Ancak, süre dolmuş bulunmasına rağmen faaliyetlere fiilen devam edilmesi halin­de ortaklık, belirsiz süreli ortaklığa dönüştürülmüş sayılır (TBK m.640/3).

Fesih (Dağıtma) Nedenleri

  1. Bütün ortakların sona erdirme isteği (TBK m.639, b.4).
  2. Fesih bildirimi ile de şirket sona erdirilebilir. Ancak kanun bu hakkı, söz­leşmesinde fesih bildirimi hakkı saklı tutulmuş veya belirsiz süreli ya da ortaklardan birisinin ömrü boyunca sürmek üzere kurulmuş ortaklıklarla sınırlamıştır (TBK m.639, b.6). Bu üç durumdan son ikisinin söz konusu olduğu hâllerde, fesih bildiriminin 6 ay önceden yapılması öngörülmüştür. İlk halde ise, sözleşmedeki hükme göre hareket edilmelidir. Fesih bildirimi­nin dürüstlük kurallarına göre ve uygun zamanda yapılması gerekir, bildi­rim ancak hesap yılı bitiminde hüküm doğurur (TBK m.640).
  3. Haklı bir sebep varsa mahkeme kararı ile şirket sona erdirilir (TBK m.639, b.7).

Sona Ermenin Sonuçları

  1. Yönetim yetkisine sahip olan ortakların, yetkisi ortadan kalkar. Ancak şir­ket, fesih bildirimi dışında bir nedenle sona eriyorsa yöneticinin durumu öğrendiği veya öğrenmiş sayılması gerektiği ana kadar yetkisi devam eder. Şirket, ortaklardan birisinin ölümü ile kendiliğinden sona eriyorsa ölen ortağın mirasçısı, diğer ortaklara durumu derhal bildirmek ve ölen ortak aynı zamanda yönetici ise, gerekli önlemler alınıncaya dek, ölenin yöne­tim yetkilerini, dürüstlük kuralı çerçevesinde kullanmaya devam etmekle yükümlü ve yetkilidir. Diğer ortaklar da geçici olarak şirket işlerini aynı şekilde yürütmeye devam ederler (TBK m.641).
  2. Tasfiye işlemlerinin yapılması gerekir (TBK m.642-644). Sözleşmede tas­fiye memuru atanmamış ise, tasfiye tüm ortaklarca birlikte gerçekleştirilir (TBK m.644/1). Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye memuru atayabilirler; bu konuda anlaşamadıkları takdirde, her bir ortak, atamanın hâkim tarafından yapılmasını talep edebilir (TBK m.644/2).

Tasfiye memuruna ödenecek ücret miktarı sözleşmede belirlenmiş veya ortak­larca oybirliği ile karara bağlanmış değil ise gereken emek ve şirket malvarlığının geliri dikkate alınmak suretiyle hâkim tarafından saptanır; şirket malvarlığından, buna olanak bulunmazsa da ortaklardan müteselsilen karşılanır. Tasfiye usulü ve payın belirlenmesi konusunda konusunda çıkabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin talebi üzerine hâkim tarafından çözümlenir (TBK m.644/3 ve 4).

  1. Tasfiye, dış ve iç tasfiye aşamalarından geçer. Önce dış tasfiye yapılır; yani alacaklar toplanır, borçlar ödenir ve üçüncü kişilerle olan ilişkiler çözülür. Sona erme, ortakların üçüncü kişilere karşı olan yükümlülüklerini etkile­mez (TBK m.645). Geriye bir artı değer kalmış ise, ortakların masraf ve avans alacakları ile sermaye paylarının değeri iade edilir. Geriye kâr kalırsa ortaklara dağıtılır; zarar kalır ise o paylaştırılır (TBK m.643).

Zamanaşımı

Bir ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile şirket arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya or­taklar arasındaki alacak davaları, alacağın muaccel olduğu andan itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir (TBK m.147, b.4,149).