Katılma Alacağı ve Katkı (Değer Artış) Payı Alacağı Hakkında Önemli Bilgiler
KATILMA ALACAĞI NEDİR?
Hukukumuzda yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Mal rejiminin sona ermesi halinde eşlerin edinilmiş mallarından aktif ve pasif değerlerinin çıkarılması sonucunda kalan mal varlığı değerlerinin ikiye bölünmesi halinde eşlerin hak kazanmış olduğu mal varlıkları katılma alacağıdır.
Katılma alacağının hesaplanabilmesi için edinilmiş malların belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Zira evlilik birliğinde elde edilen tüm malvarlığı değerleri edinilmiş mal vasfında olmayıp kanunda belirtilen hususlarla sınırlandırılmıştır. Örnek vermek gerekirse kadın veya erkek eşe miras kalan bir malvarlığı değeri edinilmiş malların tespitinde tasfiyeye dâhil edilemeyecektir. Zira kanunda miras mallarının mal rejimine konu olmayacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir.
Edinilmiş Mallar;
1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4. Kişisel mallarının gelirleri,
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
Edinilmiş Mallara Dâhil edilmeyen Kişisel Mallar;
1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3. Manevî tazminat alacakları,
4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.
KATKI (DEĞER ARTIŞ) PAYI ALACAĞI NEDİR?
01.01.2002 tarihinden önce yürürlükte olan 743 Sayılı Medeni Kanun’da yer alan katkı payı alacağı, eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa tasfiye halinde o mal üzerinde talep edebileceği haktır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda katkı payı alacağı, değer artış payı olarak ele alınmaktadır. Yargıtay bir eşin diğer eş tarafından satın alınan mala yaptığı katkı; 01.01.2002 tarihinden önce ise “katkı payı alacağı” kavramı, 01.01.2002 tarihinden sonra ise yapılan katkılar için “değer artış payı” kavramı kullanılması gerektiğine vurgu yapmaktadır. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/10488 E. , 2022/1286 K.)
Katkı payı alacağında malın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden hesaplama yapılır ve faiz dava tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Ancak değer artış payı alacağında malın karar tarihindeki rayiç değeri üzerinden hesaplama yapılır ve karar tarihinden itibaren alacağa faiz işlemeye başlar.
Ayrıca mal ayrılığı rejiminde katkı payı alacağının uygulandığını belirtmekte fayda vardır.
KATILMA VE KATKI PAYI ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI
Mahkeme kararı, ölüm veya mal rejiminin değiştirilmesi halinde mal rejimi sona erecektir. Mal rejiminin sona ermesi ile birlikte mal rejiminden doğan katılma alacağı ve katkı payı alacağı hakkında zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır.
Türk Medeni Kanununda katılma alacağı ve katkı payı alacağının zamanaşımı hakkında açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Ancak Yargıtay kararlarıyla geliştirilen içtihatla birlikte katılma ve katkı payı alacaklarında dava zamanaşımı 10 yıl olarak uygulanmaktadır.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Boşanmanın gerçekleşmesi halinde meydana gelen katılma veya katkı payı alacağı davasında görevli mahkeme Aile mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise;
1-Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi,
2- Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme,
3- Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesidir.
YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ 2016/251 E., 2018/12338 K.
“…Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dosyadaki bilgi ve belgelere göre … Köyündeki dava konusu taşınmazın 3.kişi adına kayıtlı iken 12.04.2001 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edildiği anlaşıldığına göre, dava konusu taşınmazın zemini açısından istek, katkı payı alacağı isteğine ilişkin olup mahkemece bu yönden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacı vekili dava dilekçesinde bu taşınmaz üzerinde 3 katlı bina bulunduğunu belirterek bu yönden de mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Ne var ki, mahkemece bu hususta herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunduğu belirtilen binaya ilişkin belediyeden varsa yapı ruhsatı vb. belgelerin getirtilmesi, dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılarak, taşınmaz üzerinde bina bulunup bulunmadığının, varsa ne zaman yapıldığının, binanın 01.01.2002 sonrası yapılan kısmının olup olmadığının tespit edilerek 01.01.2002 tarihinden sonra yapılan kısım var ise, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında davacının artık değere katılma alacağının hesaplanması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır…”
Detaylı bilgi almak ve danışmanlık hizmetleri için iletişim bölümündeki bilgilerden Kayseri avukatlık büromuz Polat Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.