Destekten Yoksun Kalma Davası Nasıl Açılır?
(6098 sayılı TBK. m.49,50,51,52,53,54,55,56,58,61,66,72,74
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.85,86,87,88,89,109
6100 sayılı HMK madde 13/1, 16/1,)
Görevli mahkeme
1-Asliye Hukuk mahkemesi (6100 s HMK. m. 13/1)
- İş kazası ve işverene ait motorlu aracın işçileri taşıdığı sırada trafik kazasına karışması olayından dolayı açılacak davalarda İş Mahkemesi, İş mahkemesi bulunmayan yerlerde iş davalarına bakmaya görevlendirilmiş asliye Hukuk mahkemesi
3-Türk Ticaret Kanunun hükümlerine göre; Kara, Hava ve Deniz taşımacılığı ticari iş niteliğindedir. Bu nedenle ücreti karşılığı yapılan taşımacılık sırasında meydana gelen kazalardan dolayı açılacak tazminat davalarında Asliye Ticaret Mahkemesi
Yetkili mahkeme
Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi (6100 s HMK. m 16/1)
Davacı
1-Davacı haksız fiilden zarar gören kişi ya da kişiler
2-Ölenin mirasçısı ve mirasçıları
3-Ölenin mirasçısı olmasa bile ölenin desteğinden yoksun kalan veya kalanlar
Davalı
a-Haksız fiili işleyen,
b-Haksız fiili işleyen küçük ya da vesayet altında ise husumet veli veya vasi
c-Ölmüşse mirasçıları
d-Haksız fiili yapan iş sahibinin yanında çalışıyor ve fiil işle ilgiliyse adam çalıştıran kişi
e-Motorlu taşıt trafik kazalarında;
-Aracı işleten (Araç sahibi, otobüs firması vs.)
-Aracın sürücüsü
-Kazada kusuru bulunan yaya,
-Kazada kusuru bulunan bisiklet sürücüsü
-Aile reisi veya hayvan sahibi
f-Finansal kiralamada aracı kiralayan
g-İş kazalarında;
-İşveren,
-İşverenle birlikte kusuru bulunan veya bulunanlar
-Araç sürücüsü
Zamanaşımı
1-Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. (6098 sayılı TBK. m. 72/1)
2-Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. (6098 sayılı TBK. m. 72/1)
Tazminat isteme hakkı ise, doğrudan doğruya zarar görene aittir.
Açıklamalar
Destekten yoksun kalma, bir yardımdan yoksun kalma ise de her yardımdan mahrum kalma destekten yoksun kalma değildir. Tazminat hukuku açısından destekten yoksun kalma kendisine bakanı, kendisine yardım edeni kaybetme anlamındadır. Bir başkasına bakmayan kişinin öldürülmesinden dolayı kimsenin destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkı olamaz. Tazminat istenebilmesi için öldürülenin, davacıya yardımda bulunuyor olması ve ileride bu yardımın devam edecek olması gerekir. Tazminat isteme hakkı ise doğrudan doğruya zarar görene aittir.
Bu duruma göre haksız fiilden dolayısıyla zarar görenin tazminat isteme hakkı olmayacaktır. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyen davacının bu isteğinde haklı olduğunu ispat etmesi gerekir. Davacının maddi durumu önemli değildir.Zira, maddi durumu iyi olan davacının ileride ölenin yardımına muhtaç olmayacağını önceden kestirmek mümkün değildir.
Karı ve koca gerek birbirlerine gerekse çocuklarına bakmak mükellefiyetindedirler. Ölen, nafaka vermekte olduğu kişinin desteği sayılır. Aralarında kanuni veya sözleşme gereği bakım yükümlülüğünün bulunması halinde de ölenin desteği söz konusu olur. Örneğin: ölenin davacıya burs vermesi vs. gibi. Davacı ile ölen arasında kanuni veya sözleşmeden doğan bir bakma yükümlülüğü olmasa bile ve ölen nafaka yükümlüsü olmasa bile ahlaki olarak bir başkasına bakan kimse bile o kişinin desteği sayılır. Örneğin; üvey babanın birlikte oturduğu üvey çocuğuna bakması halinde ölen üvey baba üvey çocuğunun desteği sayılabilir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53. maddesine göre, ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
- Cenaze giderleri.
- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
Bu nedenle ölenin desteğinden mahrum kalanların muhakkak mirasçı olmaları gerekmez. Hatta hısımlık ilişkisi dahi şart değildir. Ölenin desteğinden gerçekten mahrum kalındığının ispatlanması yeterlidir. Ayrıca desteğin sürekli ve düzenli olması şarttır. Destek yardımından ileride faydalanılacağı ileri sürülerek destekten yoksun kalma tazminatı istenemez. Böyle bir durumda süreklilik ve düzenlilik şartından bahsolunamaz.
Destek olduğu iddia edilen kişinin haksız fiil tarihi itibariyle bakım gücü olması veya ileride bakım gücüne sahip olacağının davacı tarafından ispat edilmesi gerekir. Olay anında bakım gücü olmayan ve ileride bakım gücüne sahip olamayacak kimse destek sayılamaz.
Ayrıca destekten yoksun kaldığını, iddia eden davacının tazminat talebinde bulunabilmesi için bakım ihtiyacının bulunduğunu, desteği kaybetmekle ekonomik kayba uğradığını ispat etmesi gerekir. Ekonomik durumda eksilme ve gerileme olmayan kişinin veya kişilerin bakım ihtiyacından söz edilemez. Yani desteğin ölümü sonucundaki sürede yaşam seviyesinde bir bozulma olmayan kişiler tazminat talebinde bulunamazlar. Bu durumun mahkemece resen araştırılması gerekir.
Mirasın reddedilmiş olması, destekten yoksun kalma davasının açılmasına ve incelenip hasıl olacak sonuç uyarınca esasına ilişkin karar verilmesine engel, yasal bir neden değildir.
Bakım ihtiyacı davacının zaruret veya sefalet haline düşmesini değil sosyal seviyesine uyun olan hayatı devam ettirmek için gerekli imkânlardan yoksun kalmayı ifade eder.
Destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için;
a -Tazminat hakkının doğumu ile ilgili bir zarar bulunmalıdır.
b -Destekten yoksun kalanların bakım ihtiyacı bulunmalıdır.
c -Ölenin bakma gücüne sahip bulunması gerekir.
Destekten yoksun kalma tazminatı icra iflas kanununun 80 nci maddesi gereğince haczediiemediği gibi ölenin terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasçıların mirası reddetmeleri de destekten yoksun kalma tazminatı istenmesine engel değildir.
Destekten yoksun kalma tazminatı davalarında alacağın tamamı için dava açılması şart değildir. Fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla kısmi dava açılabilir.
Uygulamada birisi gerçek diğeri de farazi olmak üzere iki çeşit destek kabul edilmektedir.
a-Gerçek destek (Fiili destek)
Ölenin sağlığında gerek kanuni gerek sözleşme gereği ve gerekse ahlaki bir ödev olarak sürekli ve düzenli olarak yaptığı yardımlardır. Aile reisi olan koca, eşinin ve üvey dahi olsa çocuklarının gerçek desteğidir.
Keza çocuklarda kazanç temin edebilecek durumda iseler ana-babanın gerçek desteğidirler.
Sürekli ve düzenli bakım iddiasının ispat edilmesi durumunda ölen, davacının gerçek desteği sayılır. Sürekli ve düzenli destek ilişkisinin ispat edilmesi durumunda gayri resmi evlilik ilişkisi sürdüren kadın için ölen erkek destek sayılmaktadır. Genel olarak kardeşler birbirlerine bakıp gözetmekle yükümlü değillerse de, sağlığında zaruret içinde olan kardeşine sürekli ve düzenli olarak bakıp gözetiyorsa, ölümü halinde onun yardımlarından faydalanan kardeşin dava açma hakkı olacaktır. Evlenmeden önce birbirlerine sürekli ve düzenli yardımda bulunan nişanlılardan birinin ölümü halinde sağ kalan nişanlı yardım gören ise destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir.
b-Farazi destek (Varsayımlı destek)
Ölmeseydi ileride başkasına bakması muhtemel olan kişiye farazi destek denilmektedir. Çalışma yaşına gelmemiş küçük çocukların ölmesi halinde, ölmemiş olsalardı ileride çalışma yaşına geldiklerinde çalışacakları, kazanç elde edecekleri, ana ve babaya destek olacakları farz edilmektedir.
Ana-babanın, sosyal güvenlik kurulularından gelir elde etmelerinin yani hayatlarının maddi güvencede olmasının, muhtaç durumda olup olmamalarının, çocukların kız veya erkek olmasının, çocukların sayısının önemi yoktur. Ana-babanın ilerideki yaşam süresi içinde çocuklarının bakımına muhtaç olmayacaklarını önceden kestirmek mümkün olmadığından ölen küçük çocuk ana-babanın farazi desteği sayılmaktadır.
Farazi destek sayılan çocuğun ölümü nedeniyle baba tarafından açılacak destekten yoksun kalma tazminatı davasında, hesaplanacak destek zararından çocuğun babaya yardıma başlama yaşına kadar geçen zaman içinde babanın çocuğa yapacağı yetiştirme masraflarının (giyim, kuşam, beslenme, tahsil, harçlık vs.) düşülmesi gerekir.
Destekten yoksun kalma tazminatı hesabı yapılmasında;
a-Ölenin nüfus aile tablosunun celbedilmesi, ölenle davacının aile bağının tespit edilmesi, ölenin ve davacının yaşlarının, desteğin fiili yaşam süresi ve iş görebilirlik süresi, davacının ihtiyaç süresinin belirlenmesi,
b-Ölümle neticelenen olayın oluş şekli itibariyle ölenin ve failin kusur oranları ve varsa müterafik kusur oranlarının belirlenmesi,
c-Ölenin mesleğinin ve tahsilinin tespiti,
d-Ölenin net gelirinin, kazancının ve bunların ilerideki dönemlerdeki artma miktarlarının,
e- Ölenden mirasçılara kalan miras gelirlerinin,
f-Ölüm nedeniyle sosyal güvenlik kurumlarından yapılan yardımların, tazminatın, maaş bağlanmışsa miktarının,
g-Ölen kişinin hatır için taşınmasının söz konusu olup olmadığının,
h-Ölenin net kazancının tespiti için, ölenin ödediği veya ödemeye mecbur olduğu nafaka, vergi, resim, harç, kazancı sağlamak için gerekli olan zaruri masrafların,
ı-Desteğin ölümü ile ihtiyaçlı durumda olan hak sahiplerinin ne kadar süre bu ihtiyaç hallerinin devam etmesi gerektiğinin,
i-Destek görenlerin gelirden alacakları pay oranlarının,
j-Sigortalılar veya memurlar için son aldıkları aylıklar esas alınarak kıdem tazminatları ve emekli aylıklarının,
k-Yaş haddinden emekli olduğu tarihten itibaren P.M.P. tablolarında belirlenecek muhtemel ölüm tarihine kadar alacağı emekli aylıklarının,
l-Dul eşin kocasından küçük olması halinde P.M.P. tablosuna göre ömrünün sonuna kadar alacağı dul aylığının,
Belirlenmesi gerekir.
Destekten yoksun kalma hesabının yapılabilmesi için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu zarar, ölüm olayı meydana gelmese idi desteğin (ölenin) davacıya sağlayacağı yardımların tamamıdır.
Öncelikle net gelirlerde nazara alınarak ölenin net gelirinin hesaplanması gerekir. Gelir belirlenmesinde tanık dahil her türlü delilden faydalanılabilir.
Ölen çalışıyorsa çalıştığı kurum veya iş yerinden aldığı ücret ve yan gelirleri (ikramiye, prim, fazla çalışma ücreti vs.) tespit edilecektir.
Gelir belirlenirken kural olarak ölüm günü esas alınır.
Gelirin belirlenmesinde esas alınması gereken ek gelirlerin süreklilik kazanan ek gelirler olması gerekir.
Ölen tarafından davacıya yapılan yardımlar belli ise tazminat miktarı ve yardımlar esas alınarak belirlenecektir.
Desteğin yardım süresinin hesaplanmasında, desteğin çalışma süresi (Bakım gücü) ve davacının bakım ihtiyacı süresi nazara alınacaktır. Bu sürelerden yani desteğin çalışma süresi ile davacının bakım ihtiyacı süresinden hangisi önce sona erecekse tazminat hesabında o süre esas alınacaktır.
Davacı sağ kalan dul eş ise ve bu arada evlenmiş ise tazminat hesabında evlenme tarihi esas alınacaktır. Yani tazminat dul kalan eşin evlenme tarihine kadar hesap edilecektir.
Ölenin çalışma süresi belirlenirken, mesleği, yaşı, sağlık durumu gibi hususların esas alınması gerekir.
Davacı, ölenden yaşam süresince faydalanacak durumda ise bakım süresi ortalama ömür cetveli (P.M.F.) dikkate alınarak belirlenecektir.
Ölenin ne kadar yaşayacağının önceden bilinmesi mümkün olmadığından yardım süresi farazi olarak hesap edilecektir.
Uygulamada Yargıtay’ın çeşitli kararlarında P.M.F. ömür tablosundaki ortalama ömürler nazara alınarak desteğin (ölenin) daha ne kadar zaman yaşayacağı ihtimali hesap edilmektedir.
Bu tabloya göre belirlenen ortalama ömürle, faal ömür genel olarak eşit kabul edilmektedir.
Ölüm nedeniyle desteğin mirasından mirasçı davacıya (davacılara) düşen miras gelirinin destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir.
Bu indirim mirasçılar için söz konusudur. Mirasçı olmayan davacılar için bu indirim söz konusu olmayacaktır.
Ölüm nedeniyle davacı bir takım giderler yapmaktan kurtulmuşsa bu yararlarında tazminat miktarından indirilmesi gerekir.
Kocasının ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan kadının evlenme şansı bulunup bulunmadığı, yaşı, çocuk sayısı gibi unsurlar değerlendirilerek, evlenmekle sağlayacağı yararlar değerlendirilerek tazminattan indirilmesi gerekecektir.
Zorunlu mali mesuliyet (Trafik) sigortası, ihtiyari mali mesuliyet ve kasko sigortasının trafik kazası nedeniyle ölenin hak sahiplerine yaptığı ödemeleri zarar verenden rücu hakları bulunduğundan yapılan bu ödemelerin tazminattan indirilmesi gerekir.
Trafik kazasında ölen desteğin Bağ-Kur’lu olması ve Bağ-Kur tarafından ölenin hak sahiplerine yapılan ödemelerin zarar verenden rücu hakkı bulunduğundan (Bağ-Kur Kanunun madde:63) bu ödemelerinde tazminattan düşülmesi gerekir.
İş kazası neticesinde ölen desteğin S.S. Kurumu üyesi olması halinde, Sosyal Sigortalar Kurumunun ölenin hak sahiplerine yaptığı ödemeleri zarar verenden rücu hakkı bulunduğundan bu ödemelerinde tazminat miktarından indirilmesi gerekir.
Desteğin kusurunun bulunması halinde, tazminat miktarından kusur durumu (müterafik kusur, hatır taşıması) nazara alınarak indirim yapılacaktır.
Ortak kusurun varlığı halinde ise; kusur oranında indirim yapılması gerekecektir.
Desteğin ölümü nedeniyle, davacı lehine nafaka alacağı doğması halinde, bu nafaka alacaklarının da hesaba katılarak tazminat miktarından düşülmesi gerekecektir.
Destekten yoksun kalma hesabının hesaplanmasında T.C. Emekli Sandığı tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirlerin tazminat miktarından indirilmemesi gerekir.
Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi sırasında, iş kazasına bağlı olmayarak haksız fiil sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine 506 sayılı S.S.K. uyarınca kurumca ölüm sigortasından bağlanan dul ve yetim maaşı ile yardımların, kurumun rücu hakkı bulunmadığından (S.S.K. madde:26) tazminat miktarından indirilmemesi gerekir.
Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması bir takım teknik bilgiyi gerektirdiği için tatbikatta mahkemeler bu hesabı tayin ettikleri bilirkişilere yaptırmaktadırlar.
Destekten Yoksun Kalma Davası Dilekçe Örneği
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNE
DAVACILAR : 1- Kendisine asaleten, çocukları…………….
……… ve………… velayeten…………….
(TC Kimlik No:………………… )
Adres :………………………………………….
VEKİLİ : Av………………………… (TC… Kimlik No:………… )
Adres :………………………………………….
DAVALI :……………………………..
Adres :………………………………………….
KONU :… TL Destekten yoksun kalma tazminatı talebidir.
DAVA DEĞERİ :…………………………. TL.
AÇIKLAMALAR :1-Davalı, tarihinde … – … karayolunun … mevkiinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkillerimin eşi ve babaları…………………………………………………………… ‘nın ölümüne sebep
olmuştur. (EK-1)
- … Asliye Ceza Mahkemesi’nde olayla ilgili olarak görülen ceza davasında sunulan bilirkişi raporunda davalının kusur oranı …/… olarak tespit edilmiş bulunmaktadır. (EK-2)
3-Müvekkillerimizin eşi ve babaları………… , … yılından beri … Fabrikası’nda vardiya şefi
olarak çalışmakta olup aylık … TL. ücret almakta idi. Müvekkillerden…………….. , ev kadını olup
herhangi bir geliri bulunmamaktadır.
4-Müvekkillerden 8 yaşındaki ………………. eğitimini……………………… İlköğretim… Okulunda
sürdürürken 16 yaşındaki………………………….. üniversite sınavlarına hazırlanmaktadır. Müvekkillerimizin tek desteği muris olup ölümüyle tamamen destekten yoksun kalmışlardır.
İddialarımız resmi kayıtlan ve tanık beyanları ile ispat edilecektir. (EK-4), (EK-5).
5-6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 53. maddesi “Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar”
6098 sayılı Türk Borçlar kanununun 56. maddesi ise; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin
yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
hükmünü getirmiştir.
6-Ortaya koyduğumuz bu sebeplerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere
müvekkilimiz………………. için. maddi, manevi olmak üzere…………………………… TL.; müvekkilimiz için………………………… maddi ve. manevi olmak üzere…… TL. ve müvekkilimiz …… için…. maddi ve manevi olmak üzere…………. TL., top
lamda ………. TL. maddi ve………………. TL. manevi tazminatın davalıdan alınarak tarafımıza
ödetilmesi amacıyla işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.
DELİLLER : Veraset İlamı,………………. Asliye Ceza Mahkemesinin ……………… /……. Esas,
…… /…………. Karar sayılı dosyası, ceza dosyasında sunulan bilirkişi raporu, keşif, tanık beyanları, nüfus kaydı, öğrenim belgeleri, Yargıtay kararları ve diğer deliller.
HUKUKİ SEBEPLER : 6098 sayılı TBK. m. 53, 56 ve ilgili mevzuat.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davamızın kabulü ile, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, müvekkilimiz
…………………… için …… TL. maddi, ……….. Tl. manevi olmak üzere TL.; müvekkilimiz için ……… TL. maddi ve TL. manevi olmak üzere…. TL. ve müvekkilimiz için……… TL. maddi ve TL. manevi olmak üzere
………… TL., toplamda………… TL. maddi ve………………. TL. manevi destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 2-Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, Karar verilmesini vekâleten arz ve talep ederiz. …/ …/ … Davacı vekili
Av……………..
EKLER:
Ek-1 Nüfus aile tablosu
Ek-2 Veraset ilamı
Ek-3 Bilirkişi raporu
Ek-4 Öğrenim kayıtları
Ek-5 Tanıkların isimleri ve adresleri ile tanıklık edecekleri
konuları gösterir tanık listesi,
Ek-5 Yargıtay Kararları
Ek-6 Onaylı vekâletname