Küçüklerin Korunması Konusunda Makamların Yetkisine ve Uygulanacak Kanuna Dair Sözleşme (02.10.1973 Tarihli La Haye Sözleşmesi)
Bu sözleşme 2029 sayılı Yasa ile onaylanmış ve 21.2.1983 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
Sözleşme ile küçüklerin mutad meskenlerinin bulunduğu Devletin Mahkemeleri ve idari makamlarına bu sözleşmenin 3. fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere küçüğün şahsını ve Mallarını Korumaya yönelik tedbirleri alma yetkisi tanınmıştır.
Sözleşmenin 3. maddesi ile ise küçüğün vatandaşı olduğu devletin iç hukukuna göre kanunen mevcut olan bu otorite ilişkisi bütün âkit devletlere tanınmıştır.
- madde gereğince küçüğün vatandaşı olduğu Devlet makamlarına küçük yararına mutad meskeninin bulunduğu Devlet makamlarına haber verdikten sonra, kendi iç hukuku uyarınca küçüğün şahsını ve mallarını korumaya yönelik tedbirleri alma yetkisi tanınmıştır.
Sözleşmenin 5. maddesi ile de küçük mutad meskeni bulunan Devletten başka bir âkit Devlete ikamet için gittiği takdirde küçüğün eskiden ikamet ettiği Devlet makamları tarafından alınan tedbirlerin yeni mutad mesken makamları tarafından kaldırılıncaya veya yerine yenileri konuluncaya kadar geçerli kalacakları ve bu konuda eski mutad meskenin bulunduğu Devletin makamlarına haber verilmeden tedbirlerin kaldırılamayacağı ve yerine yeni tedbirlerin alınamayacağı esası, yine vatandaşı olduğu Devlet makamlarının koruması altında bulunan bir küçüğün yer değiştirmesi hâlinde bu makamlar tarafından kendi iç hukuku uyarınca alınmış bulunan tedbirlerin yeni mutad meskenin bulunduğu Devlette de geçerli kalacağı esası getirilmiştir.
Sözleşmenin devam eden maddelerinde ise, âkit Devletlerin alınmış olan bütün tedbirleri tanıyacakları, tehlike hâlinde gerekli tedbirleri alacakları, kısaca küçüğü koruyan karar ve tedbirlerin âkit Devletlerde de geçerli olduğu bu konuda birbirlerine bilgi verme yükümlülükleri koşulu getirilmiştir.
Bu sözleşmeye göre âkit devletlerden birinde verilmiş olan nafakaya ilişkin kararlar yeniden gözden geçirilmeden diğer âkit devletlerce tanınmalı ve haklarında lüzumlu tenfız kararları verilmelidir.
Şu kadar ki:
- Karan vermiş olan merci bu sözleşme uyarınca yetkili olsun.
- Kararı veren merciin mensup olduğu Devletin Kanununa göre davacı taraf usulü dairesinde mahkemeye çağrılmış veya mahkemede temsil edilmiş olsun.
Karann davalının yokluğunda verilmiş olması hâlinde, tenfıze karar verecek mercii davalının kendi kusuru olmaksızın davadan habersiz kaldığını veya kendini savunamadığma kanaat getirirse o takdirde tanıma veya tenfız istemini reddedebilecektir.
- Karann verilmiş olduğu memlekette kesin hüküm kuvvetini kazanmış olsun.
- Karann dermeyan edildiği memlekette aynı konuda aynı taraflar arasında verilmiş karara aykırı karar bulunmasın. Yine kararın verildiği mercide hükmün tefhiminden önce demıeyan edildiği memlekette derdest dava durumu varsa yine tanıma veya tenfız reddolunabilir.
- Karar dermeyan edildiği memleketin kamu düzeniyle açıkça uyuşmazlık hâlinde olmasın.
Bu sözleşme uyarınca aşağıdaki merciler nafakaya ilişkin karar vermekle yetkilidirler.
- Davanın açıldığı sırada nafaka borçlarının mutad meskeninin bulunduğu devletin ülkesi dahilindeki merciler,
- Davanın açıldığı sırada nafaka alacaklısının mutad meskeninin bulunduğu devletin ülkesi dahilindeki merciler.
- Nafaka borçlusunun açık veya yetki itirazında bulunmaksızın davanın esasına girilmesini kabul ettiği mercii.
Sözleşmeye göre kararın tenfizini isteyen taraf aşağıdaki belgeleri ibraz etmelidir.
- Kararın geçerli olması için gerekli şartları haiz bir örneğini,
- Kararın icra kabiliyeti olduğunu tespit eden belgeleri,
- Karar yoklukta verilmiş ise; Dava dilekçesinin resmen tevsik edilmiş bir kopyasını ve bu dilekçenin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiğini tespit edecek nitelikteki belgeleri ibraz etmelidir.
Tenfıze karar verecek merciin incelemesi 2. maddedeki şartlar ve 4. maddede sayılmış belgelere inhisar edecektir.
Tenfız karan verilmesine ilişkin usul bu sözleşme de başka bir şekil öngörülmemiş ise, tenfız merciinin mensup olduğu devletin kanununa tabidir.
Sonradan imzalanan; Nafaka yükümlülüğü konusundaki kararların tanınması ve tenfızine ilişkin 1973 tarihli sözleşme, bu sözleşmenin yerini almıştır (Bkz. md. 29).