Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Yardım Nafakası Nafaka Yükümlülüğü

Yardım Nafakası Nafaka Yükümlülüğü

Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.

Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır (Md. 364).

Medenî Kanunumuzun yeni düzenlemesinde yardım nafakası aile ile ilgili ikinci bölüm birinci ayrım nafaka yükümlülüğü şeklinde düzenlenmiş, 364. mad­dede nafaka yükümlüleri, 365. madde de dava hakkı ve koşullan belirlenmiştir.

Bu düzenleme, önceki Kanunumuzun 315 ve 316. maddelerini karşılamak­tadır. Ancak, maddede zaruret yerine yoksulluğa düşmek deyimi kullanılmış, 316. maddenin ikinci fıkrasındaki “erkek ve kız kardeşler hâli refahta bulunma­dıkça kendilerinden nafaka istenemez” hükmüne paralel olarak ancak sadeleştiril­mek suretiyle 364. maddenin ikinci fıkrasında “kardeşlerin nafaka yükümlülük­leri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır” hükmü getirilmiştir.

Maddeye eklenen üçüncü fıkra ile eşlerin biribirlerine, ana ve babanın er­gin olmayan çocuklarına karşı bakım borçlarına ilişkin özel hükümlerin saklı olduğu vurgulanmıştır.

Aile birliğinin devamı süresince ve aile birliği devam etmese dahi koşullan varsa tedbir nafakası, boşanma halinde yoksulluk nafakası küçükler içinde iştirâk nafakası dışında yoksulluk hâlinde alt soy, üst soy ve kardeşler tarafından istenebile­cek bir nafaka da TMK’nın 364. maddesinde düzenlenen yardım nafakasıdır.

Türk Medeni Kanunumuzun düzenlemelerine göre yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek altsoy, üstsoy ve kardeşler diğerinden yardım nafakası talep edebilir. Kısaca yardım nafakası talep edilebilmesi için nafaka talep edenin yoksulluğa düşmüş olması kanunen tayin edilen yükümlünün de ödeme gücü bulunması gerekir.

Kanunumuz nafaka ile yükümlü olanları teker teker saymıştır. Bunun dışındaki kimselerin nafaka verme yükümlülüğü yoktur. Buna göre kanunla na­faka vermeye yükümlü olanlar ana-baba, (çocuklar, evlâtlık) erkek ve kız kardeş­ler, dede ve ninelerdir (Büyükana, büyük babalardır).

Hala, teyze, amca, dayı, kayınpeder, kayınvalide, üvey ana üvey babadan yardım nafakası istenemez ama erkek ve kız kardeşlerin baba veya analarının ayrı oluşu onları nafaka yükümünden kurtarmaz.

Koca varken, kadın, çocuklardan ve mirastaki tertip sırası ile diğer nafaka yükümlülerinden yardım nafakası talep edemez. Yukarıda arz edildiği gibi ancak kocanın yoksulluğu hâlinde mirastaki tertip sırasına göre diğer yükümlülerden talep edilebilir.

Yardım nafakası, yoksulluğa düşen kişiyi bu yoksulluktan kurtaracak mik­tarla sınırlıdır.

Davacı, yoksulluk hâlinde değilse, yardım nafakası talep edemez. Mal var­lığı olan kimse önce ihtiyaçlarını bu mal varlığından karşılamak zorundadır.

Yine, iş bulma imkânı varken çalışmayan iş ve meslek sahibi kimselerle, ergin olduktan sonra eğitim görmeyen çocuklarda nafaka talep edemezler. Zira Anayasamızın 42. maddesi, Sosyal ve Demokratik haklar arasında Eğitim ve Öğrenim haklarını güvence altına almış, kimsenin eğitim ve öğrenim haklarından yoksun bırakılmayacağını vurgulamıştır.

Bu nedenle, ergin olan ancak, öğrenimine devam eden çocuklarda eğitimlerine uygun süre yardım nafakası talep edebileceklerdir.

Ergin olmayan küçüklerle ilgili nafaka yine soy bağının kurulması hâlinde (tanıma, babalığa hüküm, soybağının evlenme ve hâkimin hükmü ile düzeltil­mesi) kısaca soy bağının gerçekleşmesi hâlinde, hükmolunan nafakalar daha önce açıklandığı gibi tedbir ve iştirâk nafakası niteliğindedirler. İstisnaen ana babanın ölümü hâlinde ergin olmadığı için kendisine vasi veya kayyım tayin edilen çocu­ğun ergin olan kardeşlerinden, büyük ana büyük babasından talep edeceği nafakalarla, ergin olan çocukların yoksulluk hâli ve eğitim giderlerinin devamı nedeniyle istedikleri nafaka yardım nafakasıdır.

Ancak, yardım nafakasının bizzat ergin olan çocuklar tarafından istenmesi ve bu konuda dava açılması gerekir. Bu konudaki davaları çocuk ergin olmakla onu temsil haklarım yitiren ana, baba, vasi, kayyım açamaz.

Yardım nafakası talep edenin beden gücü kaybı, sağlık nedenleriyle çalışa­maması bu nedenle yoksulluğa düşmesi gibi durumlarda da nafaka hakkı doğar. O hâlde yoksulluk hâlini tespit esasları neler olabilir?

  1. Nafaka talep edenin çalışmadan; çalışma gücü kaybı, eğitim görmesi, hastalık, iş bulamama, vb. gibi nedenlerle yoksun olması, bunun sonucu yoksulluğa düşmesi,
  2. Nafaka talep edenin menkul ve gayrimenkul malları, hak ve alacakları­nın bulunmaması vb. gibi hâllerdir.

Kısaca: Yardım nafakası talep eden, kendisine yardım edilmediği takdirde, yoksulluğa düşecek hâlde olmalıdır.

Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır (Md. 364/2).

Refah içinde bulunmaktan beklenen zengin olmak değildir. Bu nedenle, kendisine yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan kardeş alt soyu ve üst soyu yoksa içerisinde bulunduğu yaşam koşulları bakımından esaslı değişik­liğe uğramaksızın yardım edebilecek durumunda olan kardeş veya birden fazla iseler, kardeşlerinden yardım nafakası talep edebilecektir.

Eğer kendisinden yardım nafakası talep edilen kardeş, eş ve çocuklarının ancak ihtiyaçlarım karşılayabiliyor, bunun dışında mal varlığı ve nakit varlığı bulunmuyorsa, kardeşine yardım ettiği takdirde kendisi ve ailesi yoksulluğa düşe­cek ise; dava koşullan oluşmadığından reddedilecektir. Burada gözden uzak tutulmaması gereken bir hususta, nafaka yükümlüsü kardeşin refah içinde bulu­nup bulunmadığının tespitinde sadece onun gelir ve mal varlığının esas alınacağı­dır. Nafaka istenen kardeşin eşinin veya çocuklarının mal varlığı veya gelirlerinin bulunması refah hâlinin belirlenmesinde nazara alınmayacaktır.

Kardeş, yönünden önemli bir konuda, nafaka talep eden kardeşin ergin olup olmadığıdır. Eğer yardım nafakası talep eden kardeş küçükse, bakım borcu öncelikle anne ve babaya ait olduğundan onların aczi gerçekleşmedikçe kardeş diğer kardeşten yardım nafakası İşleyemeyecektir. Yine, anne baba ölmüşlerse küçük kardeşte bunun sonucu yoksulluğa düşmüş ise, refah içinde olan kardeş veya kardeşlerinden yardım nafakasını yasal temsilcileri aracılığı ile (vasi-kayyım) veya onların açacakları dava ile talep edebilecektir. Medeni kanunumuz ayırtım gücü taşıyan küçüklere de nafaka davası açmak hakkı tanımıştır.

Yine, yardım nafakası takdirinde diğer koşullar yanında önemli bir hu­susta, eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümlerin saklı olmasıdır (TMK. Md. 364/son).

Aile Mahkemesi hakimi yardım nafakası isteyen altsoy, üstsoy veya kardeşle­rin ana-babanın ekonomik ve sosyal durumlarının, hayat koşullan ve ödeme güçlerinin, nafaka isteyenin mal varlığı ve geliri olup olmadığının yine yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin hak ve alacaklan bulunup bulunmadığının nafaka yükümlü kardeş veya kardeşler yönünden hali refahta, refah içinde bulunup bulunmadıklarının birden fazla nafaka yükümlüsü varsa bunlann ayn ayn ekonomik ve sosyal durumlarının bakmakla yükümlü oldukları kişilerin bakım borçlarının ayn ayn tespit ve belirlenmesinde 4787 sayılı Kanunun 5’inci maddesine uygun görevlendirileceği uzman araştırma, inceleme ve görüşlerinden de yararlanabilecektir.

Buna görede;

Medenî Kanunumuzun 186. maddesi gereğince ana ve baba evlilik birliği­nin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılmak zorunda olduklarından, bu babta eşler birlikte yaşarken ailenin geçimi için parasal katkıda bulunacaklarından, birlikte yaşamaya ara verilmesi hâlinde de haklı nedenler varsa eş diğer eşten parasal katkı, konut ve ev eşyalarından yararlanma hakkı isteyebileceğinden, gerekirse bu konulardaki talep ve haklarını dava yolu ile elde edebileceğinden (TMK. Md. 196-197) yardım nafakası davalarında nafaka talep eden eşin evli olup olmadığı araştırılmalı, öncelikle eşler biribirlerine yardım ve katkı zorunda olduklarından diğer eşin bakım gücünden yoksun olup olmadığı araştırılmalı, eğer bakmakla yükümlü ve bakım gücü olan eş varsa, alt soydan veya onlarda yoksa üst soydan yardım nafakası istemleri reddedilmelidir.

Boşanma hâlinde de; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süre­siz olarak nafaka isteyebileceğinden (TMK. Md. 175) yardım nafakası talep eden eşin yoksulluk nafakası talep hakkı varsa, dava da bu konu bekletici mesele yapılmalı veya yoksulluk nafakası koşullan oluşmuş ise alt veya bunlarda yok ise üst soydan onlarda yoksa kardeşlerden yardım nafakası talepleri ile ilgili dava reddedilmelidir.

Ana, babanın ergin olmayan çocuklanna bakma, borçları da esas olduğun­dan, ana ve babanın bakım güçleri varsa, ergin olmayan çocukların kardeşlerden, büyük ana veya büyük babalardan yardım nafakası istemleri reddedilmelidir.

Diğer taraftan ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edi­nene geçeceğinden (TMK. Md. 314/1), evlâtlık verilen küçük veya ergin, evlât edinen veya edinenlerin ölümü veya güçsüz oldukları kanıtlanmadıkça asıl anne ve babalarından yardım nafakası talep edemeyeceklerdir.