TCK m 271 Suç Uydurma Suçu ve Cezası
MADDE 271.- (1) İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Bu maddede, 765 sayılı ETCK’nun 283/1.fıkrasında “suç tasnii” olarak adlandırılan suç tipi, unsurlarında değişiklik yapılmaksızın “suç uydurma” başlığı altında düzenlenmiştir. ETCK’nun 283.maddesinde suçun oluşumu bakımından ihbar ya da şikayetin yapılması gerekli olan makamlar üçlü bir ayırıma tabi tutularak “Adli- yeye veya keyfiyeti Adliyeye tevdie mecbur olan bir makama veya kanuni takip yapacak veya yatırabilecek bir mercie” şeklinde sayılmasına karşın YTCK’nun 271.maddesinde “yetkili makamlar” tabiri kullanılmıştır.
Suçla Korunan Hukuksal Değer
Suç uydurma fiillerinin suç olarak tanımlanmasıyla korunmak istenilen hukuksal yarar, adli makamların zaman ve emek kaybının önüne geçilmesi, adliyenin hatalı karar vermesinin, saygınlık ve itibarının korunmasıdır. Bu suretle adli makamları gereksiz olarak işgal etmek veya yanlış yollara yönlendirerek gereksiz yere uğraştırmak cezalandırılmış olmaktadır.
Suçun Faili
Bu suçun faili, işlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran herhangi bir kimse olabilir.
Suçun Maddi Unsuru
Suç uydurma suçunun maddi unsuru; işlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etmek ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmaktır. Doktrinde şekli suç uydurma (işlenmemiş bir suçun ihbar edilmesi) ve maddi suç uydurma (delil ve emare uydurulması) olarak adlandırılan bu iki seçimlik hareketten birinin yapılmasıyla suç uydurma suçu oluşur, seçimlik hareketlerden ikisinin birden yapılması halinde de eylem tek suçu oluşturur.
İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etmek
Suçun bu seçimlik hareketle işleniş şeklinde, fail, işlenmemiş olan bir suçu, kovuşturmaya yetkili olan makamlara işlenmiş gibi ihbar etmektedir. Ancak, eylemin suç uydurma suçunu oluşabilmesi için, fail tarafından yetkili makamlar nez- dinde gerçekleştirilen suç ihbarının belli bir kimseye suç atma suretiyle yapılmamış olması gerekmektedir. İhbar, suç işlendiğinin yetkili makamlara her hangi bir şekilde bildirilmesidir. Bu suçun konusunu, TCK’da veya özel bir kanunda “suç” olarak tanımlanmış bir eylem oluşturabilir. İşlendiği iddia olunan suçun tamamlanmış veya teşebbüs aşamasında kalmış olmasının, bu suç karşılığında öngörüen cezanın yaptırımın türü ve miktarının “suç uydurma” suçunun oluşumuna bir etkisi yoktur. Suçun bu seçimlik hareketle işleniş biçiminde yalnızca “ihbarda bulun- ma”dan söz edilmesi nedeniyle, uydurulan suçun re’sen kovuşturulan bir suç olması gerekir. Diğer bir anlatımla, soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı bir suçun uydurularak yetkili makamlara ihbar edilmesi halinde bu suç oluşmaz. Uydurulan ve ihbar edilen eylemin “suç” olması arandığından, idari soruşturmayı, bir kurumun iç işleyiş ve düzenini ilgilendiren disiplin cezasını gerektiren bir eylemin veya idari bir yaptırımı gerektiren kabahat eyleminin uydurulması halinde de bu suç (271.md.) oluşmaz.
Suçun oluşması için ihbarın kovuşturma organlarını harekete geçirebilecek şekilde objektif olarak gerçek dışı bir ihbarda bulunulması yeterlidir. Bu itibarla, failin ihbarda suçu doğru olarak nitelendirip nitelendirmediği, suçun delillerini de uydurmuş olup olmadığı önem taşımaz. CMK’nun 160.maddesi uyarınca, C.savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamakla yükümlü olduğundan, uydurulan suçla ilgili bildirimde teknik anlamda ihbara ilişkin koşullar bulunmasa (örneğin ihbar edenin açık kimliği bulunmasa, dilekçesinde imza bulunmasa) bile kovuşturma organlarını harekete geçirebilecek biçimde objektif olarak gerçek dışı bir ihbarda bulunulmuşsa suç oluşur. İşlenmiş veya ileride işlenebileceği talimin edilen bir suçun ihbarı ise bu suçu oluşturmaz. İşlenmemiş olan bir suçun belli bir kişiye yüklenmesi veya belli bir kimsenin adının verilmemekle birlikte, bir kimseyi ima edecek şekilde ihbarda bulunulması halinde eylem suç uydurma suççunu değil iftira suçunu oluşturur. Ancak gerçek dışı ihbarda hayali bir kişiye suç yüklenmiş ise eylem iftira uçunu değil suç uydurma suçunu oluşturur.
Gerçek dışı ihbarın, kovuşturmaya yetkili makamlara yapılmış olması gerekir. Suçların şikayet veya ihbarının yapılabileceği yetkili makamlar CMK’nun 158.maddesinde gösterilmiştir. Buna göre, suça ilişkin ihbar veya şikayet, Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluk makamlarına, Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılabilir. Yurt dışında işlenip Türkiye’de kovuşturulması gereken suçlar hakkında ise, Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da ihbar veya şikayette bulunulabilir. Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili kurum ve kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, geciktirilmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. İhbar veya şikayet yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılabilir. Sözlü olarak yapılan ihbarlar bir tutanakla belgelenir. İhbarın fail tarafından doğrudan yetki makamlara yapılmış olması ve bu gerçek dışı ihbarda sözü edilen suçun belli bir kimse tarafından değil belirsiz kişilerce işlendiği ve işlenen suçun failinin bilinmediğinin ihbar edilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay’ın bir kararında, suç uydurma ve iftira suçlarının ayırımı yapılmış ve “ihbarda yakınanın hedef alındığının kanıtlanması halinde iftira, belirli bir kişinin hedeflenmemesinde ise suç uydurma suçunun oluşacağı” vurgulanmıştır. Gerçek dışı suç ihbarının doğrudan (sözlü veya yazılı olarak) suçu kovuşturmaya yetkili makamlara (CMK 158.md.) yapılmış olmayıp da, örneğin basında veya bir yayın organında yer alan bir hususun yetkili makamlarca ihbar kabul edilip kovuşturmaya geçilmesi durumunda suç uydurma suçu oluşmaz. Fail gerçek dışı suç ihbarında, suçun belli bir kimse tarafından değil belirsiz kişilerce işlendiğini bildirdikten sonra kovuşturma sırasında suçun faili olarak belli bir kişiyi göstermesi durumunda iki ayrı suçtan (suç uydurma ve iftira suçlarından) değil eklenen kastı da gözetilerek yalnızca iftira suçundan cezalandırılır.
İşlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmak
Suçun bu seçimlik hareketle işleniş biçiminde, fail, işlenmemiş bir suçun delil veya emarelerini (izlerini) soruşturma makamlarını harekete geçirecek biçimde uydurmaktadır. Bu durumda, failin, arıca yetkili makamlara ihbarda bulunup bulunmaması, yetkili makamlarca fiilen soruşturmaya başlanmış olup olmaması önemli değildir. Önemli olan, failin, işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini uydurmasının soruşturma makamlarını harekete geçirecek nitelikte olmasıdır. Fail, gerçekte işlenmeyen bir suçun delil ve emarelerini uydurduktan sonra suçu soruşturmaya yetkili makamlara ihbarda da bulunmuşsa, eylem 271.maddeye uyan tek suçu oluşturur. Failin delil veya emarelerini uydurduğu suçu, ayrıca ihbar etmesi suçun oluşması için bir koşul olarak aranmamış olmakla birlikte, suçun kanuni tanımında “soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde” ibaresinden de anlaşılacağı üzere, failin uydurduğu delil veya emarelerden soruşturma yapmaya yetkili makamlarının haberdar olmasını sağlayacak bir takım önlemler alması ve girişimlerde bulunması gerekir. Nitekim Yargıtay’ın bir kararında, “sanığın, kendisini sandalyeye bağlayarak, evdeki eşyaları dağıtıp duvarlara yazı yazarak tanımadığı kişiler tarafından eve gelinip gasp yapıldığına ilişkin delilleri hazırladığı ve eşinin karakola başvurusundan sonra da karakolda buna uygun anlatımlarda bulunduğunun anlaşılması karşısında; sanığa yükletilen suç uydurma suçunun oluştuğu gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğu” belirtilmiştir.
Gerçekte işlenmiş olan bir suçun cezasını etkileyecek şekilde maddi delil veya emarelerinin abartılı ve ekleme yapılarak ihbar edilmesi halinde bu suç(271.md.) oluşmaz. Ancak, uydurulan delil veya emarelerin suçun niteliğini değiştirmesi durumunda, örneğin hırsızlığın yağma, taksirle öldürmenin kasten öldürme olduğunu kanıtlamak için delil veya emarelerin uydurulması halinde de gerçekleşmemiş bir suçtan dolayı soruşturma organlarının harekete geçirilmesi söz konusu olduğundan, bu durumda suç uydurma suçu oluşur.
Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru
İhbar ve şikayet hakkının kullanılması veya görevin ifası bağlamında suç ihbarında bulunulması hallerinde eylem hukuka uygundur. Anayasa’nın 74.maddesi uyarınca kişiler, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikayetleri hakkında, yetkili makamlara başvurma hakkına sahiptirler. Dilekçe hakkının uzantısı olarak vatandaşların suçu ya da suçluları yetkili makamlara bildirmeleri konusunda bir haklan bulunduğu kabul edilmektedir. Esasen YTCK’nun 278.maddesi uyarınca, işlenmekte olan bir suçun ihbarı kişiler için bir hak olmanın ötesinde bir görev ve yükümlülük olarak öngörülmüştür. Bu itibarla kişilerin şüphe altında yaptıkları ihbarın, yapılan soruşturma sonunda öngörülen suçun oluştuğundan söz edilemez. Çünkü, YTCK’nun 26/1.maddesi gereğince, hakkını kullanan kimseye ceza verilemez. Ancak, failin, işlenmediği bilinen bir eylemi işlenmiş gibi yetkili makamlara bildirdiğinin kanıtlanması durumunda görevin ifası ya da hakkın kullanılmasından söz edilemeyeceğinden, bu durumda failin 271.madde uyarınca cezalandırılması gerekir.
Suçun Manevi Unsuru
Suç uydurma suçu ancak kasten işlenebilir. Failin suç uydurmadaki saikinin (amacının) önemi yoktur. Ancak, suçun oluşması için failin işlenmediğini bildiği bir suçu ihbar etmesi veya delil ya da emarelerini uydurması arandığından, bu suç ancak doğrudan kastla işlenebilir, olası kastla veya taksirle işlenmesi mümkün değildir.
Suça Etki Eden Nedenler
Bu suça özgü cezanın artırılmasını veya daha az ceza verilmesini gerektiren özel bir hüküm öngörülmemiştir.
Teşebbüs
Suç uydurma suçu, tehlike ve sırf hareket suçu niteliğinde olup, failin, işlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar ettiği anda veya işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurmasıyla suç tamamlanmaktadır. Bu nedenle, eylemin icra hareketlerinin kısımlara bölünebilmesi halinde bu suça teşebbüs mümkündür.
İştirak
Bu suça iştirakin her hali mümkündür.
İçtima
Failin yetkili makamlara birden fazla suç uydurarak ihbarda bulunması veya bir suç işleme kararıyla değişik zamanlara birden fazla suç uydurması durumlarında zincirleme suç (43.md.) hükümlerinin uygulanması mümkündür. Failin başka bir suçun işlenmesi veya işlenmiş olan bir suçun gizlenmesi amacıyla suç uydurması halinde gerçek içtima kuralları uyarınca cezalandırılması gerekir. Örneğin kendisine teslim edilen bir eşyanın çalındığını yetkili makamlara bildiren ve onu mal edinen kimsenin eylemi suç uydurma (271.md.) ve güveni kötüye kullanma (155.md.) suçlarını oluşturur.
Kovuşturma
Suçun soruşturma ve kovuşturması C.savcılığınca re’sen yapılır.
Görevli Mahkeme
5235 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca bu suç dolayısıyla açılan davaya bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir.
Suçun Yaptırımı
Bir aydan (YTCK 49/1.md.) üç yıla kadar hapis cezasıdır.
Dava Zamanaşımı
YTCK’nun 66/1-e bendi uyarınca, suçun dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.