TCK m 146 Kullanma Hırsızlığı Suçu ve Cezası
TCK m 146 Kullanma Hırsızlığı
MADDE 146.- (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.
5237 sayılı yeni TCK.nun 146.maddesinde “kullanma hırsızlığı”, ortak bir hafifletici neden olarak düzenlenmiş olup, bu hüküm kullanma hırsızlığı suçunu bağımsız bir suç tipi olarak düzenleyen 765 sayılı eski TCK.nun 494/1.fıkrasının karşılığıdır. Her iki hüküm arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK.nun 494/1 .fıkrasında, kullanma hırsızlığı, yalnızca ücret karşılığı yük ve yolcu taşımacılığına tahsis edilmiş olmayan “özel bir ulaşım aracı” na karşı işlenebilirken, yeni Kanunun 146.maddesinde bu sınırlama kaldırılmış ve basit veya nitelikli olup olmadıklarına bakılmaksızın “bütün hırsızlık suçlarında” taşınabilir ve kullanılabilir nitelikte bir malın, geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi durumunda kullanma hırsızlığı olarak kabul edilmiş, böylece kullanma hırsızlığı suçunun uygulama alanı genişletilmiştir. Eski düzenlemede olduğu gibi 146.maddede de hırsızlığın bu şeklinin takibi şikayete bağlı tutulmuştur. Ancak, eski Kanunun 494/1.fıkrasında kullanma hırsızlığı bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmiş ve yaptırımı 2 aydan bir yıla kadar hapis olarak belirlenmiş olmasına karşın, yeni Kanunun 146.maddesinde, faile işlediği hırsızlık suçunun basit (141.md.) veya nitelikli (142.md.) haline göre suçun tanımlandığı maddedeki cezanın verilmesinden sonra bu cezadan yarı oranına kadar indirim yapılması öngörülmüştür. Diğer yandan, yeni Kanunun 146/1.fıkrasının ikinci cümlesinde, malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hükmün uygulanmayacağı, yani suçun re’sen kovuşturulacağı gibi cezada indirim de yapılmayacağı belirtilmiştir.
HÜKMÜN UYGULANMA KOŞULLARI
146.madde hükmünün uygulanabilmesi için; hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp iade edilmek üzere işlenmesi ve malın suç işlemek için kullanılmamış olması gerekmektedir.
Hırsızlık suçunun malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi
146.maddede “hırsızlık suçunun” tabiri kullanıldığından, basit veya nitelikli olup olmadıklarına bakılmaksızın bütün hırsızlık suçlarında bu hüküm uygulanabilir. Bu yönüyle 146.madde hükmü tüm hırsızlık suçları bakımından uygulanabilen ortak bir hafifletici neden niteliğindedir.
Maddede sözü edilen “mal” tabirinden maksat, hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilen herhangi bir taşınabilir maldır. Bu itibarla, kullanmaya elverişli herhangi bir mal hırsızlığın bu şeklinin konusunu oluşturabilecektir. Yiyecek, içecek yada benzin gibi kullanılmakla tüketilen mallar kullanma hırsızlığının konusunu oluşturamazlar.
Karşılaştırmalı hukuka baktığımızda, kullanma hırsızlığının her türlü taşınabilir mala karşı değil, yalnızca taşıtlara karşı işlenebildiğim görmekteyiz. Örneğin Alman Ceza Kanunu (248 b.md.) suçun konusunu motorlu araç ve bisikletle sınırlandırmıştır. Keza Polonya Ceza Kanunu (289.md.) motorlu aracı, Rus Ceza Kanunu (166.md.) motorlu araç ve diğer bir nakil aracını, İspanyol Ceza Kanunu (244.md.) motorlu araç ve bisikleti, suçun konusu olarak belirlemiştir.
146.maddenin uygulanabilmesi bakımından önemli olan husus, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan kullanmaya elverişli herhangi bir taşınabilir malın, geçici bir süre kullanılıp iade edilmek üzere alınıp alınmadığıdır. Eylemin kullanma hırsızlığı olarak nitelendirilebilmesi için failin malı sahiplenme amacıyla değil geçici bir süre kullandıktan sonra iade etmek amacıyla almış olması gerekir. Kullanma amacının kabulü için kullanmanın kısa sayılabilecek bir süre devam etmiş olması gerekir. Fail malı sahiplenme maksadıyla almışsa 146.madde değil, eylemin niteliğine göre 141. ve devamı maddeleri uyarınca failin cezalandırılması ve davranışları ile somut olayın özellikleri gözetilerek belirlenecektir. Mal alınırken kullanma maksadı yoksa, kısa süre sonra iade edilmiş olsa da kullanma hırsızlığı oluşmaz. Bu durumda, ancak 168.maddede öngörülen “etkin pişmanlık” hükümlerinin uygulanması söz konusu olabilir. Failin malı, örneğin çaldığı otomobili kısa bir süre sonra iade etmesi yada zilyedin kolaylıkla bulunabileceği bir yere bırakması halinde malın kullanma amacıyla alındığı kabul edilebilir. Hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kalması ve failin suçu işledikten sonra henüz malı iade etmeden yakalanması durumunda kullanma amacıyla suçu işlediğinin kabul edilebilmesi için, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra zilyedine iade edilmek üzere alındığının “açıkça anlaşılması” gerekmektedir. Bu bakımdan, kastın kullanmaya ve iadeye yönelik olduğunun, somut olayın gelişimi içinde, normal yaşam gözlemlerine göre duraksamaya yer bırakmayacak biçimde kendini göstermesi gerekir.
Kullanma süresinin kısa sayılacak bir süre olması gerekir. Bu konuda Yargıtay’ın geçmişte 494/1.maddenin uygulanmasına ilişkin kararlarına bakıldığında;
“Somut olayda motosikletin “çok kısa sayılması mümkün olmayan” 7 gün süreyle kullanıldığı ve iade edilmek üzere alınma amacını gösteren dış aleme yansıyan bir belirti de bulunmadığı, sanığın kastının mobiletin mülkiyetine yönelik olduğunun kabulü gerektiğine”; “Sanığın aynı tür suçlardan hükümlü olduğu, 13.5.2002 tarihli talimatla alınan savunması ve geceleyin 01.00 sıralarında, aracı Maden ilçesinden İstanbul’a götürmek için düz kontak yapmak suretiyle çalıştırmak isterken devriye görevi yapan sivil görevlilerce tesadüfen görülüp yakalanması karşısında, eylemin aracın mülkiyetine yönelik olduğunun kabulü gerektiğine”; “Suça konu bisikleti kısa sayılması mümkün olmayan 3 gün süreyle kullandıktan sonra tamir için getirdiği yerde şüphe üzerine yakalanan sanığın eyleminin aracın mülkiyetine yönelik olduğuna”; “Sanığın suça konu motosikleti 2-3 gün kullandıktan sonra arıza yaptığı için müzenin arkasına bıraktığı, böylece hırsızlığın mülkiyete yönelik olduğunun açıkça anlaşıldığı halde, esasen süre yönünden de uygulama alanının bulunmadığı gözetilmeden, fiilin kullanma hırsızlığı olarak kabulünün yasaya aykırı olduğuna”; “Somut olayda sanığın 15.12.1999 tarihinde şikayetçinin evi önünde park halindeki mobileti çaldığı, 16.12.1999 günü şikayetçinin yaptığı araştırma sonucu mobiletin sanığın evinde olduğunu tespit etmesi üzerine yakalayıp karakola getirdiği, daha sonra görevli polislerce sanığın evinin önünde bulunan mobiletin deposu ve arka çamurluğu boyanmış, sinyal lambaları, arka stop lambası, yan çamurluk kapakları, kilometre saati, siperlik ve platin kapakları sökülmüş olarak ele geçirildiğinin anlaşılması karşısında, sanığın, “motosikleti bir süre bindikten sonra iade edecektim” şeklindeki mücerret savunmasından başka geri verme amacını gösteren ve dış aleme yansıyan bir belirtinin bulunmadığı, motosikleti boyaması ve parçalarını sökmesi de dikkate alındığında sanığın kastının mülkiyete yönelik olduğu gözetilmeden, fiilin hırsızlığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde düşme kararı verilmesinin yasaya aykırı olduğuna” şeklindeki kararlarında Yargıtay, bu hırsızlık şeklinin oluşması için kişinin sahibinin rızası olmaksızın malı alırken, bunu belli bir süre kullandıktan sonra iade etmek amacıyla hareket etmesi ve kullanmanın kısa sayılacak bir süre devam etmesi gerektiğini vurgulamıştır.
146.maddenin uygulanabilmesi için, ilk bakışta malın geri iade edilmek üzere alındığı anlaşılmalıdır. Örneğin, acil bir hastayı hastaneye yada servisi kaçıran öğrenciyi sınava yetiştirmek amacıyla komşunun aracının alınmasında failin iade amacıyla hareket ettiği açıkça anlaşılmaktadır. Yargıtay CGK.nun aşağıda özetlenen iki kararında failin eylemi “kullanma hırsızlığı” olarak kabul edilmiştir;
“Sanığın, şoförün bilgisi dahilinde önceden de tanışıyor olmaları gibi hususlar ile eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında, hırsızlığın aracın mülkiyetine yönelik olmadığı, bir süre kullanıldıktan sonra iade amacıyla gerçekleştirildiği saptanmıştır.”
“Sanık alkollü iken çalıştırıp götürdüğü aracı aldığı yere bırakacağını şikayetçinin yanında çalışan kişiye söylemiş, nitekim çok kısa sayılabilecek bir zaman dilimi içinde aracı çaldığı yere bırakmak üzere aynı mahalleye dönmüş, ancak kaza nedeniyle kullanılamaz hale gelen aracı çaldığı yere kadar götüremeyip orada bırakmış, olay yerinden ayrılmadan önce de aracın daha fazla zarar görmemesi için bir takım tedbirler almıştır. Geçmişte hırsızlık suçundan sabıkası bulunmadığı gibi, bir süre de şikayetçinin yanında çalışmış olup, aracın başka anahtarlarla nasıl çalıştırılacağını bildiği ve aracı önceden de kullandığı anlaşılmaktadır. Sanığın tutum ve davranışları, suçun işlendiği yer ve zaman ile eylemin gerçekleştirilme biçimi karşısında hırsızlığın aracı mülkiyetine yönelik olmadığı, bir süre kullanıldıktan sonra aracın iadesi amacıyla gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.”
Hırsızlık konusu malın başka bir kasıtlı suçu işlemek için kullanılmamış olması
146.maddenin 1.fıkrasının ikinci cümlesi hükmüne göre, malın suç işlemek için kullanılmış olması durumunda, kullanma hırsızlığına ilişkin bu hüküm uygulanmaz, yani şikayet olmasa da suç resen kovuşturulur. Fail basit yada nitelikli hırsızlıktan cezalandırılır ve cezada indirim yapılmaz.
Burada “suç işlemek”ten söz edildiği için, kullanma hırsızlığına konu malın ancak “kasıtlı bir suç işlenmesi” için kullanılması durumunda 146.maddenin uygulanamayacağı sonucuna varmak gerekir. Buna karşılık kullanma hırsızlığına konu otomobil ile bir kişiye çarpıp ölümüne neden olma örneğinde olduğu gibi, taksirle işlenen suçlarda 146.maddenin uygulanmasına bir engel yoktur. Hırsızlığa konu olan malın, başka bir kasıtlı suçta fiilen kullanılması yeterli olup, o suçun türünün ve ağırlığının bir önemi yoktur.
Maddedeki ifadeden, başlangıçta suç işlemek maksadıyla kullanmak üzere malı alınanın aranmadığı, geçici bir süre kullanılmak üzere alınan malın bilahare suç işlemek üzere kullanılmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Sözgelimi geçici bir süre kullanmak için birisinin otomobilini çaldıktan sonra, otomobilin öldürme eyleminde kullanılması durumunda maddenin son cümlesi uygulanabilecektir. Bir başka ifadeyle, bir malın suç işlemek maksadıyla geçici bir süre kullanılmak üzere alınması son cümlenin uygulanması için yeterli değildir. Başlangıçta böyle bir maksatla alınsa bile, alınan mal suç işlemede kullanılmadığı veya kullanılamadığı sürece 146/son cümle uygulanmayacak; buna karşın bir süre kullanılmak üzere alınan malın suç işlemede kullanılması durumunda bu hüküm uygulanma imkanı bulacaktır. Alınan malın suç işlemede kullanılmış olması şarttır.
HÜKMÜN UYGULANMASININ SONUÇLARI
Kullanma hırsızlığında suçun takibi şikayete bağlı tutulmuş ve faile verilecek cezanın normal hırsızlığa göre yarısına kadar indirileceği hükme bağlanmıştır. Diğer bir anlatımla, hırsızlık suçunun malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi ve malın fail tarafından başka bir kasıtlı suçu işlemek için kullanılmamış olması halinde, basit veya nitelikli olup olmadıklarına bakılmaksızın bütün hırsızlık suçlarında fail işlediği hırsızlık suçunun basit veya nitelikli oluşuna göre cezalandırılıp, ardından bu cezadan 146/1.fıkra uyarınca yarı oranına kadar indirim yapılacaktır.
146.maddenin 1.fıkrasının birinci cümlesinin uygulanması halinde suçun takibi şikayete bağlıdır ancak, CMK’nun 5560 sayılı Kanunla değişik 253/3.fıkrası uyarınca, bu suç bakımından YTCK’nun 168.maddesinde etkin pişmanlık hükümlerine yer verilmiş olması nedeniyle bu suçta uzlaştırma yoluna gidilemez.
Kullanma hırsızlığı halinde de, değer azlığı nedeniyle cezanın ayrıca 145. maddeye göre indirilmesi mümkündür.