Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Cezası Nedir?

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Cezası Nedir?

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal

MADDE 132.- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kim­se, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu gizli­lik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

  • Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  • Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksı­zın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
  • Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayın­lanması halinde, ceza yarı oranında artırılır.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Açıklama

132.maddede, ETCK.nun 195. ve 197.maddelerinde yer alan suçların kapsamı genişletilerek ve “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçu da dahil edilmek suretiyle düzenlenmiştir. Yeni düzenlemede eski metinde yer alan ve suçun konusunu oluş­turan haberleşme araçlarının “Mektup veya telgraf veya kapalı zarf” şeklindeki sınırlayıcı sayma sistemi yerine genel ve daha kapsamlı biçimde “haberleşme içeri­ği” ve “haberleşme gizliliği” ifadelerine yer verilmiştir. Keza, ETCK.nun 197. mad­desindeki “neşir ve işaa” yerine “alenen ifşa” tabiri kullanılmış, 195/2 ve 197. mad­delerdeki suçların karşılığı olarak getirilen 132/2. ve 3.fıkralarda tanımlanan suçla­rın oluşması bakımından “zarara neden olma” koşulu aranmamıştır.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Suçla Korunan Hukuksal Değer

132.maddede tanımlanan suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar, genel ola­rak Özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı’nın özel olarak ise haberleşme hürri­yetinin dokunulmazlığıdır.

Nitekim Anayasa’nın “özci hayatın gizliliği ve korunması” başlıklı bölümde 22. maddede “Haberleşme hürriyeti” düzenlenmiş ve “Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.” hükmüne yer verilmiş ve maddenin gerek­çesinde; “Burada sözkonusu olan haberleşme, kişilerin kendi aralarında PTT araçları aracılığı ile serbestçe haberleşmesidir. Bu husus dahi özel hayatın bir unsurunu teşkil etmektedir.” denilmek suretiyle haberleşme hürriyetinin kişilerin özel hayat alanıyla bağlantılı olduğu vurgulanmıştır. 5271 sayılı CMK’nun “Elkonulamayacak mektup­lar ve belgeler” başlıklı 126., “Postada el koyma” başlıklı 129., “Avukat bürolarında arama, elkoyma ve postada elkoyma” başlıklı 130. ve “İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması” başlıklı 135.maddelerinde, kişinin özel hayatının gizliliği ve ko­runması hakkını ve bu bağlamda haberleşme hürriyetini güvenceye alacak nitelikte­ki hükümlere yer verilmiş ve kişilerin anılan hak ve hürriyetleri bir suç nedeniyle adli makamlar tarafından yapılan soruşturma ve kovuşturmalara karşı koruma altı­na alınmıştır.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Konusu

132.maddede tanımlanan suçların maddi konusu haberleşme araçları- dır.maddedc sınırlama getirilmediğinden kişiler arasında haberleşme niteliği taşı­yan mektup, telefon, telgraf, faks, elektronik posta ve diğer herhangi bir yolla yapı­lan her türlü haberleşme araçları maddede tanımlanan suçların konusunu oluştu­rur. Ancak, bu suçların konusunu oluşturabilmesi için haberleşme içeriklerinin kişilerin özel hayat alanına girmesi ve belirli bir kişiye izafe edilebilmesi gerekir. Bu itibarla özel hayat alanına girmeyen anonim ve genel nitelikteki gönderiler, örneğin, reklam broşürleri, kullanma talimatları gibi kişisel nitelikli olmayan haberleşme içerikleri 132.maddede tanımlanan suçların maddi konusunu oluşturmaz.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Faili ve Mağduru

Bu suçların faili herhangi bir kimse olabilir. Maddenin 1.fıkrasında tanımlanan suç açısından belirli kişiler arasında yapılan haberleşmenin gizliliğinin ihlali söz konusu olduğundan, bu suçun failinin bu haberleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişi veya kişiler olması gerekmektedir. Maddenin 3.fıkrasındaki “kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini alenen ifşa” suçunun faili ise, mağdurun kendisiyle haberleşti­ği, haberleşmenin tarafı olan bir kişi olabilir.

YTCK.nun 137.maddesine göre, bu suçların; kamu görevlisi tarafından ve göre­vinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi cezayı ağırlatıcı nitelikli hal sayılmıştır.

Bu suçların mağduru ise herhangi bir kişi olabilir.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Maddi Unsuru

  1. Haberleşmenin gizliliğinin ihlali: 132.maddenin 1.fıkrasında tanımlanan su­çun basit halinin maddi unsuru, haberleşmenin gizliliğini ihlal eden her türlü fiille oluşmaktadır. “Haberleşme”, zorunlu olarak en az iki kişi arasında araya bir vasıta sokulmak suretiyle gerçekleştirilen iletişimi ifade eder. Ancak, 132/1.fıkradaki “ha­berleşme” deyiminden anlaşılması gereken bireylerin başkalarıyla paylaşmadığı ve doğrudan doğruya olmayıp bir araç vasıtasıyla yapmış oldukları görüşmelerin içerikleridir. “Gizliliğin ihlali” ise, haberleşen kişiler arasındaki konunun/hususun haberleşmeyi yapan kişilerin iradesi hilafına üçüncü kişilerce öğrenilmesidir.

Kişiler arasındaki haberleşmenin ne suretle yapıldığının suçun oluşumuna bir et­kisi bulunmamaktadır. Bu itibarla söz konusu haberleşme örneğin mektupla, telefon­la, telgrafla, elektronik posta yoluyla yapılabilir. Önemli olan haberleşme özelliği taşıyan bir içeriğin gizliliğinin ihlal edilmiş olmasıdır. Haberleşme özelliği taşıma­yan, örneğin bir araç vasıtasıyla yapılmayan, doğrudan kişiler arasında gerçekleşen konuşmaların dinlenmesi bu suçu oluşturmaz. Bu suç açısından önemli olan haber­leşmenin belirli kişiler arasında yapılmasıdır. Söz konusu suç, belirli kişiler arasın­daki haberleşme içeriğinin hukuka aykırı biçimde öğrenilmesiyle oluşmaktadır. Bu itibarla suçu işleyenin, bu haberleşmenin tarafı olmayan bir kişi olması gerekir.

Haberleşmenin gizliliğinin ihlalinin sadece okumak veya dinlemek suretiyle iş­lenmesi, örneğin postadaki bir mektubun üçüncü bir kişi tarafından açılıp içeriğinin okunmak suretiyle öğrenilmesi veya telefon konuşmalarının telefon hattına girile­rek, dinlemek suretiyle öğrenilmesi bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Eğer, haberleşmenin gizliliğinin ihlali, haberleşme içeriklerinin kayda alınması suretiyle yapılmışsa, örneğin kişiler arasındaki telefon konuşmalarının başkası tarafından bir dinleme aletiyle kaydedilmesi suretiyle yapılmışsa, bu durumda 132/1.fıkranın ikinci cümlesinde tanımlanan bu suçun nitelikli hali oluşur. Suçun bu temel ve nite­likli halinin oluşması bakımından dinleme, okuma veya kaydetme suretiyle öğreni­len haberleşme içeriğinin ifşa edilmesi (açıklanması) gerekli değildir. Ancak, haber­leşme içeriklerinin, örneğin CMK’nun 135.maddesinin verdiği yetkiye dayalı olarak iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması veya ilgili mevzuat hükümlerinin izin verdiği çerçevede cezaevindeki hükümlü ve tutukluların yada asker kişilerin mektuplarının açılması kamu güvenliği, adli soruşturma ve kovuşturmadaki yasal zorunluluklardan dolayı yapıldığından bu ve benzer durumlarda hukuka uygun olan bu eylemler suç oluşturmaz. Keza haberleşmenin taraflarının rızasıyla dinle­me, okuma ve kayda alma hususları gerçekleşmişse, yine hukuka uygun olan bu eylemler suç oluşturmayacaktır.

Haberleşmenin tarafı olan kişinin bu haberleşmenin içeriğini açıklaması, 132/3.fıkraya uyan suçu oluşturur. Haberleşme içeriğinin öğrenilmesi ve kaydedil­mesi değil de engellenmesi söz konusu ise bu durumda 124.maddede tanımlanan suç oluşur.

  1. Haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi: 132.maddenin 2.fıkrasında tanımlanan bu suçun maddi unsuru, haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşasıyla, yayılmasıyla; yani yetkisiz kişilerce öğrenilmesinin sağlan­masıyla oluşmaktadır.

“İfşa etmek”, gizli bir şeyi ortaya dökmek, açığa vurmak, yaymak, ilan etmek, reklam etmektir. Bu bağlamda “kişiler arasındaki haberleşmenin ifşa edilmesi”nin, “karşılıklı olarak alınıp verilen haberi, iletiyi, muharebeyi açığa vurmak, yaymak” olarak anlaşılması gerekir.

Bu suçun konusunu oluşturan haberleşme içerikleri maddenin birinci fıkrasında tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle veya hukuka uygun bir şekilde öğrenilmiş olabilir. Önemli olan, haberleşme içeriklerinin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesidir. Örneğin, haberleşme içeriği CMK’nun 135.maddesi uyarınca tamamen hukuka uygun olarak kaydedilmiş olsa bile bunların sözgelimi gazetelerde veya televizyon­larda yayınlanması halinde ilgililerin bu eylemi 132/2.fıkraya uyan suçu oluşturur. Fail, 1.fıkrada tanımlanan haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçunu işledikten sonra bunu ifşa etmişe yani bu fiilleri işleyen aynı kişi ise sadece 132/2.fıkradaki suçtan cezalandırılması gerektiği kanısındayız. Zira, ifşa edebilmek için haberleşme içeri­ğinin okunması, dinlenmesi veya kaydedilmesi gerekmektedir.

Haberleşme içeriğinin açıklanmasının (ifşa edilmesinin) aleni bir şekilde gerçek­leşmesi zorunlu değildir. Bu bakımdan, haberleşme içeriğinin bir kişiye açıklanması dahi yeterlidir. İfşanın şekli önemli değildir, yazılı veya sözlü, açık veya örtülü olabilir.

  1. Kendisiyle yapılan haberleşme içeriğini alenen ifşa etmek: 132.maddenin 3.fıkrasında tanımlanan bu suçun maddi unsuru, kişinin kendisiyle yapılan haber­leşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa etmesi ile oluşmakta­dır. Suçun oluşabilmesi için ifşanın “aleni” olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aleniyet için aranan temel ölçüt, fiilin, gerçekleştiği koşullar itibarıyla belirli olma­yan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olmasıdır. Örneğin, bir kişinin yaptığı telefon konuşmalarını kaydederek diğer tarafın rızası olmaksızın bir başka­sına dinletmesi halinde bu suç oluşmaz ise de, sözkonusu telefon konuşması kaydı­nı basın ve yayın mensuplarına vererek yayınlanmasını sağlaması veya diğer tarafın bilgisi ve rızası dışında bu konuşmanın içeriğini kağıda yazıp herkesin ortasında okuması yada örneğin apartmanın ilan panosuna asıp başkalarının okumasını sağ­laması hallerinde anılan suç oluşacaktır.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Manevi Unsuru

Bu suçların manevi unsurunun gerçekleşmesi için failde doğrudan veya en azın­dan olası kast bulunması gerekir. Failin bu fiilleri hangi saikle işlediği önemli değil­dir. Bu suçların taksirle işlenmesi mümkün değildir.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Hukuka Aykırılık Unsuru

Bu suçlar bakımından Kanunun verdiği bir yetkinin kullanılması (24/1.md.), ör­neğin CMK’nun 126. ve 129.maddeleri uyarınca postada elkoyma veya aynı Kanu­nun 135.maddesi uyarınca iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması adli so­ruşturma ve kovuşturmalar bakımından Kanunun verdiği bir yetkiye dayalı olarak yapıldığından, keza 5275 sayılı CCTİK’nun 68/2.maddesi uyarınca hükümlülerin mektuplarının açılıp okunmak suretiyle denetlenmesi yine Kanunun hükmü uya­rınca yapıldığından bu eylemler suç oluşturmaz. İlgilinin rızası (26/2.md.) da fiilleri hukuka uygun hale getirir.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçuna Teşebbüs

Maddede tanımlanan suçlar, salt hareket suçu niteliğinde oldu­ğundan, ancak icra hareketlerinin bölünebilmesi ve icra hareketlerine başlanmasına karşı failin elinde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamaması halinde teşebbüs söz konusu olabilir.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçuna İştirak

Bu suçlara iştirakin her hali (37-39.md.) mümkündür.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda İçtima

Maddede içtima konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, içtima sorununun genel hükümler (42-44.md) çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Örne­ğin, haberleşme içeriğinin ifşa edilmesi halinde, fiil aynı zamanda hakaret suçunu (125.md.) da oluşturuyorsa, gerçek içtima kuralları uyarınca her iki suçtan ceza tayini gerekir. Fail, hukuka aykırı olarak öğrendiği haberleşme içeriğini ifşa edeceği tehdidiyle haksız bir çıkar sağlamışsa bu durumda fiilin işleniş biçimine göre failin hem 132/1 ve hem de yağma veya şantaj suçundan gerçek içtima kurallarına göre cezalandırılması gerekir.

Haberleşme gizliliğinin ihlali suçlarının zincirleme suç (43.md.) şeklinde işlen­mesi mümkündür.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçuna Etki Eden Nedenler

132.maddenin 4.fıkrası uyarınca haberleşme içeriğinin “basın ve yayın yolu ile yayınlanması” halinde, 132.maddenin 2. ve 3.fıkralarına göre verilecek olan ceza yarı oranında artırılır.

Maddede tanımlanan tüm suçların, kamu görevlisi tarafından ve görevinin ver­diği yetki kötüye kullanılmak suretiyle yada belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi 137.madde uyarınca nitelikli hal sayıl­dığından, bu durumlarda faile verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

Bu suçlar bakımından daha az ceza verilmesini gerektiren herhangi bir nedene maddede yer verilmemiştir.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Kovuşturma

 139.madde hükmü uyarınca, bu suçların soruşturması ve kovuş­turulması şikayete bağlıdır ve bu suçlar CMK’nun 253. ve 254.maddeleri uyarınca uzlaşma kapsamındadır.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Görevli Mahkeme

Maddenin 1.fıkrasının 1.cümlesinde ve 3.fıkrasında yer alan suçlarda sulh ceza mahkemesi, 1.fıkranın 2.cümlesi ile 2.fıkrada yer edan suç­larda ise asliye ceza mahkemesi görevlidir. Ancak 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 27/1.maddesi uyarınca, 3.fıkradaki suçun basın yoluyla işlenmesi halinde görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Yaptırımı

132/1.fıkranın birinci cümlesindeki “kişiler arasındaki ha­berleşmenin ihlali” suçunun yaptırımı altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır. Bu suçun haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle işlenmesi halinde (132/1 ,f.2.cümle) faile verilecek ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır.

Maddenin 2.fıkrasında tanımlanan “kişiler arasındaki haberleşmeyi ifşa” suçu­nun yaptırımı bir yıldan üç yıla kadar hapistir.

Maddenin 3.fıkrasındaki “kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini alenen if­şa etmek” suçunun yaptırımı ise altı aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezasıdır.

Bu suçların işlenmesi dolayısıyla 60.maddedeki koşulların varlığı halinde tüzel kişiler hakkında bunlara özgü “iznin iptali” ve “müsadere” güvenlik tedbirlerine hükmolunur (140.md.).

TCK m 132 Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Dava Zamanaşımı

YTCK.nun 66/1-e bendi uyarınca maddede tanımlanan suçların dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır. Ancak, 66/3.fıkra uyarınca dava zama­naşımı süresinin belirlenmesinde suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri gözönünde bulundurulacağından, 132/2.fıkrasmdaki suç bakımından bu maddenin 4.fıkrasındaki ve 137.maddedeki nitelikli hallerin mevcudiyeti durumunda bu suçun Kanunda yer alan yukarı sınırı artırımlar nedeniyle 5 yılın üzerine çıkacağından, bu durumda dava zamanaşımı süresi 66/1-d bendi uyarınca onbeş yıldır.