TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu ve Cezası
MADDE 171.- (1) Taksirle;
- Yangına,
- Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına,
Neden olan kişi, fiilin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olması halinde, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza)
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Açıklama
765 sayılı ETCK’nun 383.maddesinin karşılığını oluşturan YTCK’nun 171. maddesinde “silahla ateş etme ve patlayıcı madde kullanma”nın dışında 170. maddedeki fiillerin taksirle işlenmesi suretiyle genel güvenliğin tehlikeye sokulması suça tanımlanmıştır.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Suçla Korunan Hukuksal Yarar
Bu suçla korunmak istenilen hukuksal yarar, kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlıklarının taksirli eylemlerle tehlikeye düşmesinin önlenmesi dolayısıyla kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Zira, bu suçun hukuksal konusu, mal veya şahsa yönelik yakın tehlikeden dolayı genel güvenliği derin ve yaygın şekilde sarsılmış olmasıdır.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Suçun Faili Ve Mağduru
Bu suçun faili, taksirli eylemiyle yangına, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan herhangi bir kimse olabilir.
Suçun mağduru ise failin taksirli eylemiyle somut bir tehlikeye maruz kalan toplumdur.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Suçun Maddi Unsuru
Suçun maddi unsuru, taksirli bir fiille yangına, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olunmasıdır. Ancak, bu fiiller dolayısıyla cezaya hükmedilebilmek için, kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından somut bir tehlikenin meydana gelmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, failin davranışının genelleştirilmiş bir bakış açısıyla tehlikeli olarak görülmesi ve bu davranışın korunan hukuksal yarar açısından zarar doğurabilme olasılığının bulunması yeterli olmayıp, eylemin münferit olayda saptanabilir ve gerçekten somut bir tehlikeye neden olması gerekir. Örneğin taksirli fiille neden olunan yangının 171.maddede tanımlanan suçu oluşturabilmesi için, kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından somut bir tehlikeyi meydana getirmeye elverişli olması gerekir. Evin mutfağında veya odasında meydana gelen ve büyümeden söndürülen, binanın aynına sirayet etmeyen bir yangının böyle bir somut tehlike oluşturması söz konusu olmadığından kanaatimizce suçun maddi unsuru oluşmaz. Bu durumda 170. maddenin 2.fıkrasında tanımlanan soyut tehlike suçu oluşabilir.
Suçun oluşması için, olayda bir zarar neticesinin meydana gelmesine gerek yoktur. Ancak, taksirli fiille neden olunan yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın sonucunda bir zarar neticesi de meydana gelmişse, meydana gelen zarar açısından örneğin taksirle öldürme (85.md.) veya taksirle yaralama (89.md.) suçu oluşabilir. Bu gibi durumlarda farklı neviden fikri içtima (44.md.) hükümlerinin uygulanması gerekir.
“Taksir”; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Failin taksirli fiilinin hareket unsuru yapma (icra) veya yapmama (ihmal) biçiminde olabilir. Suçun oluşabilmesi için, failin kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında, objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olmasına rağmen bu yükümlülüğe aykırı olein yapma veya yapmama biçimindeki davranışıyla suç tanımında belirlenen neticelerden birine (yangına, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına) kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı açısından somut (yakın) tehlike meydana getirecek şekilde neden olması, eylemiyle dış alemde meydana gelen bu somut tehlike arasında neden-sonuç ilişkisinin (nedensellik bağının) kurulabilmesi ve ayrıca kusurunun da sabit olması gerekir.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Suçun Manevi Unsuru
Suçun manevi unsuru, failin maddede belirlenen somut tehlikelere taksirle neden olması, yani somut olayda kusurlu bir biçimde hareket etmesidir.
Failin kusurlu olup olmadığı bakımından, somut olayda gerekli objektif dikkat ve özeni gösterip göstermediği araştırılacaktır. Bu dikkat ve özen yükümlülüğünün belirlenmesinde, failin kişisel yetenekleri göz önünde bulundurulmaksızın, objektif yani toplumda o anda yaygın olan ortak bir tecrübe esas alınarak sonuca varılmalıdır. Toplumsal yaşamın ortaya koyduğu zorunluluklarla, örneğin bir meslek veya sanat icra edilirken, vasıta veya makine kullanılırken, bir iş yapılırken gerekli tüm kurallara uyma, dikkati gösterme, tedbirleri alma ve objektif olarak beklenen özeni gösterme zorunluluğu kabul edilmiştir. Hiç kimse, hak ve hürriyetlerini kullanırken dilediği gibi davranma, özensiz ve dikkatsiz hareket etme hak ve yetkisine sahip değildir. İnceleme konusu suçun hukuki esasını da bu “dikkat ve özen yükümlülüğü” oluşturmaktadır. Dolayısıyla fail, gerekli tüm dikkat ve özeni gösterdiği, kurallara riayet ettiği durumlarda sorumlu sayılmayacaktır. Bu itibarla, failin kusurlu olup almadığı, kusurlu ise taksirinin yoğunluğu, dikkat ve özen yükümlülüğü öngören yasal düzenlemeler (Kanun, Tüzük, Yönetmelik gibi) de gözetilerek mahkemece normatif bir değerlendirme ile belirlenmelidir. Kuşkusuz mahkeme, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda uzman bilirkişilerden mütalaada alabilir.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Suça Etki Eden Nedenler
Bu suça özgü olarak cezayı artıran veya daha az verilmesini gerektiren özel bir hükme yer verilmemiştir. Ancak, bilinçli taksir (YTCK. 22/3.fıkra) söz konusu ise, bu durumda suçun failine verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılarak hükmolunacaktır.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Teşebbüs
Taksirli suçlarda netice önemli bir yer tutar. Bu nedenle netice gerçekleşmedikçe taksirli hareketin faili cezalandırılamaz. Bu itibarla bu suça teşebbüs mümkün değildir.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu İştirak
Taksirli suçlarda iradenin neticeye değil harekete yönelik olması, bir başka deyişle neticenin istenmemiş olması nedeniyle kasdi suçlara katılım düzeylerini belirleyen YTCK’nun 37-41.maddelerinin diğer taksirli suçlarda olduğu gibi 171.maddede tanımlanan taksirli suçta da uygulanması mümkün değildir. Buna karışhk bu suçun birkaç kişi tarafından işlenmesi mümkündür. YTCK’nun 22/5. fıkrası uyarınca, birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda herkes kendi kusuru gözönünde bulundurulmak suretiyle sorumlu tutulur. Bu gibi durumlarda neticenin oluşumu açısından her kişinin taksirli fiili dolayısıyla kusurluluğu bir diğerinden bağımsız olarak belirlenmelidir.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu İçtima
171.maddede tanımlanan suçun olması bakımından failin taksirli eyleminin suçla korunan hukuksal yarar açısından somut (yakın) bir tehlikeye neden olması, yeterli sayılmış ayrıca zarar neticesinin (ölüm veya yaralanmanın, malın zarar görmesinin) meydana gelmesi aranmamıştır. Somut olayda, örneğin ölüm veya yaralanmalar meydana gelmişse, bu durumda, farklı neviden fikri içtima (44.md.) hükümlerinin uygulanması gerekir.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Kovuşturma
Suçun soruşturma ve kovuşturması re’sen yapılır.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Görevli Mahkeme
5235 sayılı Kanunun 10.maddesi uyarınca bu suçtan dolayı açılan davaya bakma görevi sulh ceza mahkemesine aittir.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Suçun Yaptırımı
Üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. Hâkim, YTCK’nun 22/4. ve 61/l.maddelerindeki ölçütleri de gözeterek somut olayın özelliklerine ve taksirin yoğunluğuna göre temel cezayı alt ve üst sınır arasında belirleyecektir.
TCK m 171 Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması Suçu Dava Zamanaşımı
YTCK’nun 61/1-e bendi uyarınca dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.