TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf
MADDE 160.- (1) Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyedliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Açıklama
5237 sayılı TCKnun 164.maddesinde düzenlenen “kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu”, yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCK.nun 511.maddesinin karşılığı olup, her iki düzenleme arasında, bazı ifade farklılıkları dışında, esaslı bir farklılık bulunmamaktadır. Ancak, eski Kanunun 511/son fıkrasında yer alan ve failin eşyanın sahibini bildiğinin ortaya çıkması halinde cezanın artırılmasını öngören hükme yeni Kanunun 160.maddesinde yer verilmemiştir. Suçun takibi önceden olduğu gibi şikâyete bağlı tutulmuştur. Önceki düzenlemede bir yıla kadar hapis ile birlikte para cezası öngörülmüştü. Yeni düzenlemede ise yine bir yıla kadar hapis cezası öngörülmekle birlikte seçimlik olarak adil para cezasına da yer verilerek bu konuda hâkime takdir yetkisi tanınmıştır.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçla Korunan Hukuksal Değer
Bu suçla korunan hukuksal değer “malvarlığı”dır. Kaybedilmiş olması nedeniyle sahibinin zilyetliğinden çıkmış olan yada hata sonucu ele geçirilen eşyanın iade edilmesi veya yetkili mercilerin durumdan haberdar edilmesi Medeni Kanunun 769.maddesinde yasal bir yükümlülük olarak öngörülmüştür. Bu itibarla TCK.nun 160.maddesinde kaybedilmiş veya hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunulması hukuka aykırı bir davranış olarak değerlendirilmiş ve suç olarak tanımlanmıştır.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçun Konusu
Suçun maddi konusunu taşınır nitelikteki “eşya” oluşturur.madde metninden anlaşılacağı üzere bu taşınır eşya kaybedilmiş (yitik) olmalı yada hata sonucu failin eline geçmelidir. Hukuki konu bakımından bu suç her türlü malvarlığına veya zilyetliğe karşı değil mülkiyete karşı işlenen bir suçtur.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçun Faili Ve Mağduru
Bu suçun faili herkes olabilir, yasada bu açıdan bir özellik gösterilmemiştir. Ancak failin kaybedilmiş yada hata sonucu eline geçmiş olan eşya üzerinde maddede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeden malik gibi tasarrufta bulunması gerekmektedir.
Suçun mağduru ise kaybedilmiş yada hata sonucu elde edilmiş olan eşyanın maliki bulunan gerçek veya tüzel kişiler olabilir.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçun Maddi Unsuru
160.maddede kaybedilmiş, hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde failin malik gibi tasarrufta bulunması cezalandırılmak suretiyle iki suç tipi öngörülmüştür. Bunlar;
Kaybedilmiş eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak
Kaybedilmiş eşyanın fail tarafından bulunması ve alınması suçun oluşması için yeterli değildir. Suçun oluşabilmesi için failin bulduğu eşyayı iade etmemesi veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunması gerekir.
Eşyanın kaybedilmiş sayılabilmesi için, başkasının maliki olduğu bir eşyanın zilyedinin elinden iradesi dışında çıkmış olması ve bu eşyanın nerede bulunduğunun bilinmemesi veya maliki tarafından bu eşyaya ulaşılabilmesinin olanaksız olması gerekir. Nitekim suçun maddedeki tanımından “kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyetliğinden çıkmış olan” denildiğinden, bu tanım çerçevesinde ve Yargıtay’ın bu tanıma uygun olan geçmişteki uygulamalarına göre bir eşyanın kaybedilmiş olarak kabulü için, malın nerede olduğunun sahibi tarafından bilinmemesi; malın sahibinin kullanma alanı dışında olması, failde mal edindiği eşyanın kaybedilmiş olduğu inancının bulunması gerekmektedir. Eşya, malikinin zilyetliğinden çıkmış ve başka bir kişinin egemenlik alanına girmiş olsa dahi, eşyaya her zaman kolaylıkla ulaşabilme olanağı mevcut olduğu takdirde eşya kaybedilmiş sayılmaz. Örneğin, ev içinde bulunduğu yer bilinmeyen; arkadaş evinde unutulan; bir nakil aracında bırakılan; lokantada unutulan eşyaya malikinin her zaman kolaylıkla ulaşabilme olanağı mevcut olduğundan “kaybedilmiş eşya” sayılmaz. Buna karşılık, herkesin girip çıktığı bir yerde, yere düşürülmüş olan bir eşya kaybedilmiş sayılır.
4721 sayılı Medeni Kanunun 769-773.maddelerinde kaybedilmiş eşya bulan kişiye bir takım yükümlülükler yüklenmiştir. Buna göre;
Kaybedilmiş bir şeyi bulan kimse, malın sahibine, sahibini bilmiyorsa kolluk kuvvetlerine, köylerde muhtara bildirmek veya araştırma yapmak ve gerektiğinde ilan etmek zorundadır. Bulunan şey önemli ölçüde değerli ise, her halde kolluk kuvvetlerine veya muhtara bildirmek gerekir. Oturulan bir evde veya işyerinde veya kamu hizmeti görülen yerde denetim ve gözetim ile görevli olanlara teslim etmek zorundadır (769.md.).
Bulunan şeyin özenle korunması gerekir. Korunması aşırı gideri gerektirir veya çabuk bozulabilir bir nitelik taşır yada kolluk kuvvetleri veya kamu kurumu tarafından bir yıldan fazla saklanmış olursa, bulunan şey satılabilir. Satış bedeli, bulunan şeyin yerine geçer (77O.md.).
Bulunan şeyin maliki, ilan veya kolluk kuvvetlerine yada muhtara bildirme tarihinden başlayarak beş yıl içinde ortaya çıkmazsa; bulan kimse yükümlülüklerini yerine getirmiş olmak koşuluyla o şeyin mülkiyetini kazanır (771/l.md.).
M.K.’nun 772.maddesinde, bilimsel değer taşıyan eşyaya ilişkin hükümler saklı olmak üzere, definenin içinde bulunduğu taşınmaz veya taşınır malın malikinin olacağı; 773.maddede; bilimsel değeri olan sahipsiz doğal şeylerin ve eski eserlerin bulunması halinde özel Kanun hükümlerinin uygulanacağı; 774.maddesinde ise; su, rüzgar, çığ veya diğer doğal güçlerin etkisiyle veya rastlantı sonucunda taşınır mallar veya hayvanlar kimin egemenlik alanına girerse o kişinin, kaybolan eşyayı bulanın haklarına ve yükümlülüklerine sahip olacağı hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla failin, Medeni Kanunda ayrıntılı biçimde düzenlenen ve suç tanımında “iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin” sözcükleri ile ifade edilen yükümlülüklerini yerine getirmeden eşya üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunması halinde kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf suçu oluşacaktır.
“Malik gibi tasarrufta bulunma” deyiminden, failde sahiplenme iradesinin bulunması, diğer bir deyişle, bir malın ancak maliki tarafından yapılabilecek olan satma, saklama, rehnetme ve tüketme gibi fiillerin fail tarafından yapılması anlaşılır.
Hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak
Bir eşyayı hata sonucu ele geçiren kişi bunu iade etmek veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmek yükümlülüğü altındadır. Kişinin, bu yükümlülüğe aykırı davranarak eşya üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunması ile suç oluşmaktadır. Burada eşya eline geçerken failin herhangi bir hile veya desisesi bulunmamakta, eşya üçüncü kişinin hatası sonucu failin eline geçmektedir. Örneğin, bir kimsenin mobilya içerisinde para sakladığını unutarak mobilyayı satmış olması ve alan kimse tarafından paranın ele geçirilmesi; elbise cebinde unutulan paranın temizleyici tarafından alınması; banka görevlisinin gaflet ve hatası sonucu, fazla ödenen meblağın sanık tarafından sahiplenilmesi; sanığın yanlışlıkla hesabına kaydedilen paraya ait bildirimi aldıktan sonra, böyle bir paranın gelmeyeceğini bildiği halde hesabından para çekmesi, kargo görevlisinin koliyi ilgilisi yerine yanlışlıkla başkasına bırakması veya satın alınan malın mağaza görevlisi tarafından satın alan kişinin evi yerine bir başkasının evine bırakması hallerinde hata sonucu bırakılan bu eşyaların elde eden- lerce sahiplenilmesi hallerinde 160.maddede öngörülen suç oluşur.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçun Manevi Unsuru
Failin hata sonucu eline geçen veya kaybedilmiş eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak kastının varlığı halinde suçun manevi unsuru gerçekleşir.
Yargıtay, “olay zamanında bankada veznedar olarak çalışan katilarım hata sonucu, sanığa açıldığı bildirilen kredi miktarından daha fazla ödemesi ve sanığın da bilerek alıp temellük etmesinin, “Sürüsüne karışan sahibini bilmediği keçileri satan sanığın eyleminin”, “Müştekinin kahvehanenin tuvaletinde unuttuğu cep telefonunu alıp başkasına satmaktan ibaret eyleminin”, “Sanığın yolda bulduğu altınları sahiplenmesinin” suçu oluşturduğuna karar vermiştir. Buna karşılık, “Suça konu köpeğin arazide hayvan otlatırken tanık tarafından bulunarak köye getirilmesi sonrasında sanığın evine geldiği ve sanığın da çocuğunun istemesi ve terkedilmiş olduğu zannıyla bu köpeği alıp beslediğinin anlaşılması karşısında, yöresel koşullarda dikkate alındığında “suç kastı”nın varlığından söz edilemeyeceği ve beraatine karar verilmesi gerektiğine”, “Müştekinin bindiği taksi içinde unutmuş olduğu çantanın kaybedilmiş sayılamayacağı, sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğuna”, “Katlanarak Pazar yerinde bırakılan suça konu brandayı bu yerden alıp diğer sanığa satmaktan ibaret eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğuna”, “Seyyar satıcı bulunan sanığın, kendisinden alışveriş yapan müştekinin tezgahta unuttuğunu gördüğü çanta ve parasını rıza dışında ve faydalanmak için aldığı oluşa uygun olarak kabul edilmesine göre, suça konu çanta ve paranın kaybolmuş eşya sayılmasının mümkün olmadığına ve eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğuna” karar verirken bu suçun kast unsuru bakımından hırsızlık suçundan ayrımına ilişkin kriterleri vurgulamıştır.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçun Özel Görünüş Biçimleri
Bu suça teşebbüs mümkün değildir. Suça iştirak (37-41.md.) ve suçların içtimai (42-44.md.) bakımından genel hükümler uygulanır.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Kovuşturma
TCK.nun 160.maddesinde öngörülen suçun soruşturulması ve kovuşturulması suçtan zarar gören kişinin şikâyetine bağlıdır. Ayrıca bu suç, CMK’nun 253. ve 254.maddelerinde belirtilen “uzlaşma” kapsamındadır. Fail ve mağdur uzlaştıklarında kamu davası açılmaz, açılmış olan davanın düşürülmesine karar verilir.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Görevli Mahkeme
Bu suçtan açılan davaya bakma görevi, 5235 sayılı Kanunun 10.maddesi gereğince Sulh Ceza Mahkemesine aittir. Suç tarihinde 18 yaşını doldurmayan failin davası, 5395 sayılı ÇKK.nun 26.maddesi gereğince çocuk mahkemesinde görülür.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçun Yaptırımı
TCK.nun 160.maddesinde seçimlik ceza öngörülmüş ve hâkime bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmedebilme hususunda takdir yetkisi tanınmıştır. Hapis cezasının alt sınırı TCK.nun 49/l.madde ve fıkrası uyarınca 1 aydır. Adli para cezası ise aynı Kanunun 52.maddesinde öngörülen biçimde hesaplanıp tayin edilecektir.
TCK m 160 Kaybolmuş Veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Dava Zamanaşımı
Bu suçun gerektirdiği asli dava zamanaşımı, TCK.nun 66/l-(e) bendine göre 8 yıldır. Çocuklarla ilgili olarak 66/2.fıkrada öngörülen biçimde dava zamanaşımı süresi hesaplanacaktır.