TCK m 145 Malın Değerinin Az Olması
MADDE 145.- (I) (Değişik: 29.06.2005-5377/16.md.) Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de gözönünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
TCK m 145 Malın Değerinin Az Olması Açıklama
Yeni TCK.nun 145.maddesinde yer alan hırsızlık suçunun konusunu oluşturan “malın değerinin azlığı”na ilişkin düzenleme, 765 sayılı eski TCK.nun 522. maddesinde öngörülen “pek hafif değer”in kısmen değişik bir karşılığını oluşturmaktadır.
Bilindiği üzere, eski Ceza Kanunumuzun “müşterek hükümler” içerisinde yer verdiği 522,maddesinde, mükerrir suçlular ve yağma suçları dışındaki malvarlığına karşı işlenen diğer suçlarda suçun konusu olan şeyin veya meydana getirilen zararın değerinin “hafif” veya “pek hafif” olması genel bir hafifletici sebep, “pek fahiş” olması ise genel bir ağırlatın neden sayılmış, indirim ve artırım oranları gösterilmiş, kıymet tayini bakımından failin elde ettiği menfaatin hesap edilmeksizin suçun konusu olan şeyin veya oluşan zararın işlendiği zamandaki değerinin göz önüne alınacağı hükme bağlanmıştı.
Yeni Ceza Kanunumuzun 145.maddesine hırsızlık suçlarını konu alan maddeler arasında yer verilmiş, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin fazlalığı, ağırlatıcı sebep olarak kabul edilmemiş, değerin azlığı halleri eski Kanundaki “hafif” ve “pek hafif” şeklindeki düzenlemeden farklı olarak aşamalı olarak sayılmamış, değerin azlığının hangi kriterlere göre belirleneceği açıklanmamış, verilecek cezada indirim yapılabileceği açıklanmakla birlikte indirimin miktarı belirlenmemiş, ayrıca suçun işleniş şekli ve özellikleri de gözetilerek, ceza vermekten de vazgeçilebileceği bir yenilik olarak öngörülmüştür.
145.maddede öngörülen “malın değerinin azlığı” ile eski Kanunun 522. maddesinde yer verilen “pek hafif” deyimleri eşanlamlı olmayıp aralarında önemli bir farklılık bulunmaktadır. Madde metninde ve gerekçesinde malın değerinin azlığı durumunun hangi kriterlere göre belirleneceği açıklanmamıştır.
Erdem’e göre, 145.maddenin uygulanması bakımından, malın değerinin belirlenmesi, hâkimin takdirine bağlı ise de bunun zarar görenin durumundan bağımsız olarak objektif bir biçimde tespit edilmesi gerekmektedir. Bu itibarla mağdurun fakir veya zengin olması, hükmün uygulanması bakımından gözönünde bulundurulmaz. Suçun konusunu oluşturan malın değerinin tespit edilememesi durumunda, değerin az olarak kabul edilmesi gerekir. Yazara göre, malın değeri, suçun işlendiği an göz önünde bulundurularak belirlenmelidir; bu yüzden suçun işlenmesinden sonra malın değerinde meydana gelecek değişiklikler, 145.maddenin uygulanması bakımından göz önüne alınmamalıdır. İştirak halinde işlenen suçlarda ise her şerikin hissesine düşen miktar değil, malın tüm değeri göz önüne alınmalıdır.
Kaylan’a göre hırsızlık suçunun konusunu oluşturan “malın değerinin azlığı” kavramından bir-iki ekmek, bir paket sigara, birkaç meyve gibi miktarların anlaşılması gerekir.
Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı suçun oluşmasını engellemez. Değerin azlığı halinde hâkime verilecek cezada indirim yapabilme veya suçun işleniş şekli ve özelliklerini de gözönünde bulundurarak, ceza vermekten vazgeçebilme konusunda seçenekli bir takdir yetkisi verilmiştir. Hâkim, cezadan indirim yapma seçeneğini tercih ettiğinde, bu durumda Kanunun 61.maddesinde öngörülen biçimde belirleyeceği cezadan 145.maddeye göre yapacağı indirim miktarım da kendisi tayin ve takdir edecektir. Kuşkusuz hâkime tanınan bu geniş takdir yetkisi keyfilik anlamında olmayıp Yargıtay denetimine tabidir. Ceza vermekten vazgeçme yönünde takdirini kullanan hâkim, bu kararı verirken “suçun işleniş şekli ve özeliklerini” gözönünde bulunduracaktır. Malın değerinin azlığına ilişkin belirleyici kriterler Yargıtay’ın yeni kararlarında gösterilmiştir. Buna göre, daha çoğunu alabilme olanağı varken, yalnızca gereksinmesi kadar (örneğin; birkaç meyve veya ekmek, yiyecek; bir-iki defter, kalem; sigara, bira ve benzeri) değer olarak da az olan şeyi alma durumunda olayın özelilği ve sanıkların kişilikleri de değerlendirilerek 5237 sayılı TCK.nun 145.maddesinin uygulama koşulları bulunup bulunmadığı mahkemece değerlendirilecektir.