Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu ve Cezası

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu ve Cezası

MADDE 98.- (1) Yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka her­hangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve ko­şulların elverdiği ölçüde yardım etmeyen ya da durumu derhal ilgili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

(2) Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Açıklama

Yardım ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunu düzenleyen 98.madde, ETCK.nun 476.maddesinin karşılığı olup yeni düzenlemede “yardım ve bildirim yükümlülüğü” tüm vatandaşlara özgü bir görev olarak kabul edilmiştir.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Suçla Korunan Hukuksal Yarar

Bu suçla korunmak istenilen hukuksal yarar, kişilerin yaşam hakkı ve vücut bü­tünlüğünün korunmasının yanı sıra, toplumda birlikte yaşayan bireylerin, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla yada başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye “ahlaki ve sosyal bir ödev” olan yardım ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve toplumsal dayanışmanın yaşa­tılmasının sağlanmasıdır. Diğer bir anlatımla, bu suç tipi ile yasa koyucu, bireylerin birbirine yardımını ve kişilerde yardım düşüncesinin gelişerek ödev olarak algı­lanmasını amaçlamaktadır. Failin bu konumdaki ihmali davranışı nedeniyle ceza­landırılması, yardımın ve bildirimin yapılmaması ile failin ahlaki kötülüğünü gös­termiş olmasından değil, yardım ve bildirimden kaçınmanın eylem olarak taşıdığı hukuka aykırılıktan kaynaklanmaktadır.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Suçun Faili Ve Mağduru

Suçun faili, herhangi bir kimse olabilir.

Suçun mağduru ise herhangi bir kimse olmayıp “yaşı, hastalığı veya yaralanma­sı dolayısıyla yada başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan” bir kimsedir.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Suçun Maddi Unsuru

l.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru

98.maddenin 1.fıkrasında tanımlanan su­çun maddi unsuru, yaşı, hastalığı veya yaralanması dolayısıyla yada başka herhan­gi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde “yardım etmemek” yada “durumu derhal ilgili makamlara bil- dirmek”tir.

Failin “yardım etmemek” nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için yardımın fail a- çısından bir tehlike veya zarara uğramayı gerektirmemesi, bu yardımın failin yete­nek ve gücüyle orantılı biçimde hal ve koşullara göre mümkün olması gerekir. Be­lirtilen durumlarda bulunan kişilere gerekli müdahalenin yapılabilmesine yönelik olarak bir teşkilatlanmanın olduğu yerlerde, kişilerin yardım için girişimde bulun­maması veya bu yardımın yapılmasının fail açısından bir tehlike ve zarar oluştur­ması ihtimalinin bulunduğu durumlarda 98/1.fıkradaki suç oluşmaz. Ancak bu durumlarda dahi, ilgili makamların bu durumlardan haberdar olmaması halinde, kişilerin durumu derhal ilgili makamlara bildirme yükümlülüğü bulunduğundan bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde de 98/1.fıkradaki suç oluşur. Belirti­len durumlarda bulunan bir kimseyle karşılaşan failin hal ve koşullara göre yardım etmesi mümkünse öncelikle yardım etmesi, mümkün olmadığı takdirde bu durumu “derhal” ilgili makamlara bildirmesi gerekir.maddedeki “derhal” ibaresi ile bu konuda gecikme halinin dahi ceza sorumluluğunu gerektirdiği vurgulanmıştır. Diğer bir deyişle, fail durumu zaman geçtikten ve belirtilen durumdaki kimse zara­ra maruz kaldıktan sonra ilgili makamlara bildirse bile bu ihmali davranışı ile suç oluşur. “İlgili makamlar” dan maksat, soruşturmayı yapmakla görevli adliye ve kolluk makamları ile bu durumu adli makamlara bildirmekle yükümlü diğer resmi makamlardır

Yardım yükümlülüğünün varlığı için, hal ve koşulların yardıma elverişli olması gerekir. Yardım yükümlülüğünün, suçla mücadele veya suçun işlenmesine engel olma gibi bir yükümlülük şeklinde anlaşılmaması gerekir. Örneğin, cebir, şiddet veya tehdit kullanılarak gerçekleştirilen bir fiilin işlendiğini gören bir kimsenin tehlikede olan mağdura bu esnada özel bir yardım yükümlülüğü yoktur. Herhangi bir kimseden olanakları dışında gayret göstererek kendisini veya başkasını tehlike­ye atarak herhangi bir şahsa yardım etmesi beklenemez. Failden beklenen yardım, aynı zamanda failin kendisini veya bir başkasını tehlikeye sokmadan olanakları ve gücü içerisinde bulunan yardımı yapmasıdır. Yardımın hal ve koşullara göre ya­pılmasının mümkün olup olmadığı, yapılabilecek ise biçimi ve kapsamı, her somut olayın özelliklerine, failin kişisel ve fiziksel özellikleri ile deneyimi, bilgisi, sahip olduğu araçlar, tehlikenin boyutu gözetilerek mahkemece takdir edilecektir. Failden beklenen yardım, mağdur için halen var olan zarar ve tehlikenin genişlememesine yönelik ve buna uygun olan koruyucu faaliyetler olabilir. Yapılacak yardım, örne­ğin yaralının en yakın sağlık kuruluşuna intikalini sağlamaktır. Failin yardıma muktedir olmaması durumunda, örneğin, intihar için suya atlayan bir kimseyi ken­disi yüzme bilmeyen failin kurtarması mümkün olmadığından ona yardım etme­mekten dolayı sorumlu tutulması mümkün değildir.

Failin yardım ve bildirim yükümlülüğünün ihmalinden dolayı sorumluluğu ba­kımından, mağdurun yardımı reddetmesinin önemi yoktur. Belirtilen durumdaki kimse istemese de ona yardıma muktedir olan kimsenin yardım etmemesi halinde 98/1.fıkradaki suç oluşur.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 82.maddesinde “trafik kazalarında yaralılara” kaza yerinden geçmekte olan veya kazaya dahil olanlann “yardım yü­kümlülüğü” bulunduğu belirtilmiştir.

98/1.fıkradaki yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu bakımından, işlenmekte olan bir suçun varlığı zorunlu değildir. Mağdur herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olabilir. Bir kimsenin “kendini idare edemeyecek durumda olması”, bir başkasının yardımı olmadığı takdirde, hayatına, sağlığına veya vücut bütünlüğüne yönelik ağır bir tehlikenin bulunduğu bir halde olması şeklinde anlaşılmalıdır. Yardıma muktedir olan failin bu yardımı yapmamakla birlikte, işlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmemesi durumunda kanaatimizce hem 98/1. ve hem de 278.maddede tanımlanan “suçu bildirmeme” suçu oluşur. Suçu bildirmeyen failin kamu görevlisi veya adli kolluk görevlisi olması ve işlenmekte olan bu suçun kamu adına soruşturma ve kovuştur­mayı gerektirmesi ve failin bu suçu göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de bildir­memesi durumunda 279.madde; herhangi bir suçu görevini yaptığı sırada öğre­nen sağlık mesleği mensubunun suçu bildirmemesi durumunda ise 280.madde uygulanacaktır.

Suçun Netice Sebebiyle Ağırlaşmış Hali

98.maddenin 2.fıkrasında, netice sebebiyle ağırlaşmış suç haline ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre yar­dım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi dolayısıyla kişinin ölmesi durumunda faile 2.fıkradaki ağırlaştırılmış ceza uygulanacaktır. Ancak failin bu ağırlaşmış neticeden (ölümden) sorumlu tutulabilmesi için 23.madde anlamında en azından meydana gelen ağır sonuç açısından taksirle hareket etmesi gerekir. Burada failin olası kastı bulunup bulunmadığı da değerlendirilmelidir. Eğer olası kastla, sonucu öngörmesine rağmen yardım veya bildirimde bulunulmadığı takdirde olası kast (21/2.md.) hükümleri çerçevesinde failin cezalandırılması gerekir. Ancak, doğ­rudan kastı söz konusu ise faile 98/2.fıkradaki ceza tayin olunur.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Suçun Manevi Unsuru

98.maddede tanımlanan suçun manevi unsuru failin yardım veya bildirim yü­kümlülüğünü yerine getirmemeyi hal ve koşulların elverişli olmasına rağmen bile­rek ve isteyerek yani doğrudan kastla gerçekleştirilmesi ile oluşur. Failin saikinin önemi yoktur. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Maddenin 2.fıkrasmdaki ağırlaşmış netice bakımından failin olası kastla veya doğrudan kastla hareket etmesi mümkündür.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Teşebbüs

Suç “tehlike suçu” olmasının yanısıra “ihmali suç” niteliğinde bu­lunduğundan ve ihmal kesintisiz bir nitelik taşıdığından, diğer yandan sonuca ulaş­mamış bir ihmali hareketi değerlendirebilmek ve hangi sonuca yöneldiğini çınlaya­bilmek imkânı bulunmadığından44, teşebbüs mümkün değildir.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu İştirak

Bu suça ancak azmettirme (38.md.) suretiyle şerik sıfatıyla iştirak mümkündür. Yardım veya bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen veya bu konuda hal ve koşulları elverişli olmasına rağmen yardımdan kaçman kimse esasen suçun müşterek faili (37.md.) konumundadır.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu İçtima

Suçun kesintisiz ihmale dayalı bir suç niteliğinde olması nedeniyle, zincirleme suç (43.md.) hükümlerinin kanaatimizce uygulanması mümkün değildir. Öngelen tehlikeli durum nedeniyle mağdurun kendini idare edemeyecek duruma gelmesine failin kendisi neden olmuşsa ve mağdura yardım yükümlülüğünü yerine getirmemişse eylem 44.madde (fikri içtima) uyarınca, ölümün gerçekleşmesi duru­munda 83.maddede tanımlanan ihmal suretiyle kasten öldürme suçunu oluşturur. Örneğin failin trafik kazası yaparak yaraladığı kişiyi olay yerinde bırakarak uzak­laşması halinde mağdur ölmüşse, 83.maddeye uyan suç söz konusudur.

Birden fazla mağdurun kendini idare edemeyecek durumda olması ve failin bu mağdurlara yardım veya bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde mağdur sayısınca değil, tek suç oluşur.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Kovuşturma

98.maddedeki suçun soruşturulması ve kovuşturulması re’sen yapılır.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Görevli Mahkeme

Maddenin 1.fıkrasındaki suç bakımından görevli mah­keme sulh ceza, 2.fıkradaki neticesi itibariyle ağırlaşmış suç hali bakımından görevli mahkeme ise asliye ceza mahkemesidir. (5235 s.K.’nun 10 ve ll.md.)

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Suçun Yaptırımı

Maddenin 1.fıkrasındaki suç için seçimlik yaptırımlar öngö­rülmüştür. Buna göre faile 1 aydan az (49/1.md.) olmamak ve bir yıldan fazla olma­mak kaydıyla hapis veya adli para cezalarından biri tercih edilerek uygulanacaktır.

Maddenin 2.fıkrasındaki suçun yaptırımı ise bir yıldan üç yıla kadar hapis ceza­sıdır.

TCK m. 98 Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Dava Zamanaşımı

66/1-e maddesi uyarınca, maddede tanımlanan suçların dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.