İdare Hukukunun Konusu Nedir?
İdare hukukunun konusunu genel anlamda idari faaliyetler oluşturmaktadır. Ancak bu şekilde bir belirleme yetersiz kalabilir. Çünkü idari faaliyetlerin yürütülmesi için bir idari teşkilata, personele, taşınır ve taşınmaz mallara ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca idari faaliyetlerin yürütülmesi sonucunda ortaya çıkan idari işlem ve eylemler vardır. Dolayısıyla bu alanı düzenleyen bir hukuki rejime ihtiyaç duyulmaktadır. Nitekim kamu hukukunun dallarından bir olan “idare hukuku” bu ihtiyacı gidermek adına belli özelliklere ve ayrıcalıklara sahip bir hukuk dalıdır.
İdare hukukunun alanı veya konusu bakımından doktrinde çeşitli tanımlamalara rastlamak mümkündür;
Lütfi Duran, İdare hukukunun gövdesini, hiç kuşkusuz, İdare Cihazı teşkil eder. Ancak bu gövde ne durağan ne de kendisi için var olan bir kurumdur. İdare, sürekli işleyen ve halka hizmet ve edim sunan bir cihazdır. İdari faaliyetler bir bakıma siyasi erklerin (yasama ve yürütme) ve yargı mercilerinin görevlerini kolaylaştırmak ve tamamlamakla beraber, bunların asıl konusu ve amacı, toplumun ve bireylerin günlük yaşamını sağlayan ve sürdüren idare işlevidir.
Aydın Gülan, İdare hukuku idarenin hukuku ile eş anlamlı değildir. İdare hukukunu idari faaliyetlere uygulanan özellikli hukuk olarak algılamak gerekir.
Akyılmaz Vd., Kamu hukukunun düzenleme alanı içinde yer alan Devlet aynı zamanda idare hukukunun konusudur. … Geniş anlamda yürütme içinde yer alan kuruluşlar idari teşkilatı oluştururlar. Bu teşkilatın yapısı, faaliyetleri ve denetimi idare hukukunun inceleme alanına girer.
Ali Ulusoy, İdare hukukunun konusu, yani “uğraş alanı” kamu idaresinin yapılanması (teşkilatlanması), işlemleri, personeli ve malvarlığı ile faaliyetlerinin hukuki rejimidir.
Kemal Gözler, İdare hukuku, idarenin kuruluş ve işleyişini düzenleyen kamu hukuku kurallarının bütünüdür. Diğer bir ifadeyle idare hukuku, idare organı ve fonksiyonunu düzenleyen özel hukuk kurallarını aşan hukuk kurallarının bütünüdür.
Yukarıdaki tanımlardan anlaşılacağı üzere İdare hukukunun belli bir karakteri yani bir hukuki rejimi vardır. Türkiye Kıta Avrupası hukuk sistemini benimsemiştir. Bu sisteme göre idare özel hukuktan farklı bir yapıya tabidir. Bu sistem idareye “kamu gücü” ayrıcalıkları ve yetkileri vermektedir. Aynı zamanda idarenin faaliyetlerin “kamu yararı” ve “kamu düzeni” amacına yönelik olması gerekliliği vardır. Bu yetkiler idareyi özel hukuk kişileri karşısında üstün kılmaktadır. Aynı zamanda idari faaliyetlerden kaynaklanan davalar adli yargıdan bağımsız olarak teşkilatlanan “idari yargı” mercilerinde (istisnalar hariç) görülmektedir.