Temyiz Başvurusu Nasıl Yapılır?
Temyiz incelemesinde, kural olarak hükmün hukuka aykırı olup olmadığı araştırılabilir. Bu aşamada delillerin tekrar veya ilk kez ortaya konularak maddi vakıanın yeniden değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak dava konusu olayın maddi yönlerinin doğru belirlenmesi ve takdiri ile olaya ilişkin olarak uygulanan hukuk kuralları arasında genellikle sıkı bir ilişki bulunur. Olayın maddi yönü ile hukuki yönü arasındaki bu sıkı ilişkiden dolayı temyiz incelemesinde delil ortaya koyulup tartışılmamakla beraber mevcut delillerin doğru takdir edilip edilmediği kontrol edilerek olayın maddi yönüne ilişkin değerlendirme de dolaylı olarak yapılmaktadır. Buna genişletilmiş temyiz denir.
Temyiz kanun yoluna başvuruları Yargıtay inceler. Yargıtayda sayısı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca belirlenen sayıda ceza dairesi ve her dairede bir daire başkanı ile yeteri kadar üye bulunur (Yargıtay K. m.5,14). Yargıtay ceza dairelerine yapılacak temyiz başvuruları harca tabi değildir.
Temyiz Edilebilen Kararlar
Temyize konu olan kararlar şunlardır: 1) İstinafta verilen başvurunun reddi (ilk derece mahkemesinin kararını onama) kararı, 2) İstinafta duruşma sonunda verilen hükümler (CMK m.286).
Bölge adliye mahkemesinin ara kararları ancak hükümle birlikte temyiz edilebilir. Bunun için ara kararın hükme esas alınmış veya bu ara karara karşı başkaca kanun yolu öngörülmemiş olmalıdır (CMK m.287).
Temyiz Edilemeyen Kararlar
Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir. Ancak (CMK m.286);
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
- İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
- Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
- İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
- Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
- Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
- On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
- Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları, temyiz edilemez.
Bununla birlikte yukarıda sayılan temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile, aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz edilebilir:
- Türk Ceza Kanununda yer alan;
- Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
- Suç işlemeye tahrik (madde 214),
- Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
- Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
- Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),
- Silâhlı örgüt (madde 314),
- Halkı askerlikten soğutma (madde 318) suçları.
- Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
- Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.
Temyiz Nedeni
Temyiz ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır (CMK m.288). Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir (CMK m. 294/2). Bir hukuka aykırılığın aynı zamanda bozma sebebi yapılabilmesi için kural olarak o hukuka aykırılığın hükmü etkileyecek nitelikte olması gerekir (CMK m.302/2). Yargıtay hukuka aykırılığın hükmü etkileyecek nitelikte bir aykırılık olup olmadığını inceler. Bu tür hukuka aykırılıklar nispi temyiz nedenleri olarak adlandırılır. Ancak bazı hukuk kurallarına aykırılık vardır ki bu hâllerin hükmü etkilediği yasa koyucu tarafından karine olarak kabul edilmiştir. Bu tür hukuka aykırılıklar mutlak temyiz nedenleri olarak da adlandırılır. Bu hâller temyiz dilekçesinde ve layihasında gösterilmemiş olsa dahi bu tür hukuka aykırılık hâllerini Yargıtay re’sen (kendiliğinden) inceler.
Hukuka kesin aykırılık hâlleri şunlardır (CMK m.289):
- Mahkemenin yasaya uygun biçimde kurulmamış olması,
- Hâkimlik görevini yapmaktan yasal olarak yasaklanmış hâkimin hükme katılması, 3) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin yasaya aykırı olarak reddedilip hâkimin hükme katılması,
- Mahkemenin yasaya aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi,
- Cumhuriyet savcısı veya duruşmada yasal olarak mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması,
- Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi,
- Hükmün gerekçesiz olması,
- Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararıyla savunma hakkının sınırlandırılmış olması,
- Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
Temyiz Nedenlerinin Belirtilmesi
Yargıtay sadece temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar (CMK m.301). Bu nedenle temyiz eden hükmün hangi hukuk kurallarına aykırı olduğunu göstermek zorundadır. Temyiz başvurusunda temyiz nedenleri gösterilmemişse temyiz başvurusu için belirlenen sürenin bitmesinden veya gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde hükmü temyiz olunan bölge adliye mahkemesine bu nedenleri içeren bir ek dilekçe verilir. Temyiz sanık tarafından yapılmış ise ek dilekçe kendisi veya müdafii tarafından imza edilerek verilir (CMK m.295). Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.
Temyize Başvuru Süresi ve Temyiz Talebinin Etkisi
Temyiz süresi, hükmün açıklanmasından itibaren on beş gündür. Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa süre tebliğ tarihinden başlar (CMK m.291). Süresi içinde yapılan temyiz başvurusu, hükmün kesinleşmesini engeller. Hüküm, temyiz eden Cumhuriyet savcısına veya ilgililere gerekçesiyle birlikte açıklanmamışsa hükmün temyiz edildiğinin bölge adliye mahkemesince öğrenilmesinden itibaren gerekçe yedi gün içinde tebliğ edilir (CMK m.293).
Temyiz süresi kişinin kusuru olmaksızın kaçırılmış ise eski hâle getirme mümkündür ve eski hâle getirme süresi içinde temyiz süresi işler (CMK m.292).
İstinaf kanun yolundan farklı olarak temyiz kanun yolunda otomatik (re’sen) temyiz mümkün değildir. Davasız yargılama olmaz kuralı, temyiz kanun yolu için sıkı sıkıya uygulanmaktadır.
Temyiz İsteminin Hükmü Veren Bölge Adliye Mahkemesince Değerlendirilmesi
Temyiz istemi, yasal sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmiş veya temyiz edenin buna hakkı yoksa hükmü temyiz olunan bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin kararlarına karşı temyizin kanunla tanındığı istisnai hâllerde ilk derece mahkemesi bir kararla temyiz istemini reddeder (CMK m.296/1).
Temyiz eden ret kararının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde Yargıtaydan bu hususta bir karar vermesini isteyebilir. Bu takdirde, dosya Yargıtaya gönderilir. Ancak bu durum hükmün infazını ertelemez (CMK m.296/2).
Temyiz talebi hükmü temyiz edilen bölge adliye mahkemesince reddedilmemişse temyiz istemine ilişkin dilekçenin bir örneği, karşı tarafa tebliğ olunur. Karşı taraf, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevabını verebilir (CMK m.297/1). Cevap verildikten veya bunun için belirli süre bittikten sonra dava dosyası, bölge adliye mahkemesi tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir (CMK m.297/2).
Temyiz İsteminin Kabul Edilebilirlik Yönünden Yargıtay Tarafından İncelenmesi ve Temyiz Talebinin Reddi
Bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dosya, başsavcılıkça incelenir ve ileri sürülen hukuka aykırılıklara ilişkin başsavcılığın görüşlerine içeren bir tebliğname hazırlanır. Tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi hâlinde sanık veya müdafii ile katılan veya vekillerine, ilgili dairesince tebliğ olunur. İlgili taraf, tebliğden itibaren bir hafta içinde yazılı olarak cevap verebilir (CMK m.297/3).
Temyiz talebi önce usulden incelenir. Dosya kendisine ulaştırılan Yargıtay ceza dairesi, 1) süresi içinde temyiz başvurusunda bulunulmadığını, 2) hükmün temyiz edilemez olduğunu, 3) temyiz edenin buna hakkı olmadığını ya da 4) temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa temyiz istemini reddeder (CMK m.298).
Yargıtayın bir temyiz talebini esastan inceleyebilmesi, hükmün tüm ilgililere tefhim veya tebliğ edilmiş ve temyiz sürelerinin dolmuş olmasına bağlıdır.
Esasın İncelenmesi ve Duruşma
Temyiz talebinin reddini gerektiren nedenlerin bulunmadığı tespit edildiğinde esasın incelenmesine geçilir. Yargıtay incelemesi esas olarak dosya üzerinden yapılır. Ancak on yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde, Yargıtay, incelemelerini uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir. Bu hâlde duruşma gününden sanığa, katılana, müdafi ve vekile haber verilir. Sanık, duruşmada hazır bulunabileceği gibi kendisini bir müdafi ile de temsil ettirebilir. Sanık, tutuklu ise duruşmaya katılmak isteminde bulunamaz (CMK m.299/1).
Duruşmadan önce görevlendirilen üye veya tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor, üyelere açıklanır. Üyeler, ayrıca bizzat dosyayı incelerler. Bu hususlar gerçekleştikten sonra duruşma açılır (CMK m.299/2).
Duruşmada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya yerine görevlendirdiği Yargıtay Cumhuriyet savcısı, sanık, müdafii, katılan ve vekili iddia ve savunmalarını açıklar. Temyizi istemiş olan tarafa önce söz verilir. Her hâlde son söz sanığındır (CMK m.300).
Temyiz İncelemesi Sonunda Verilecek Karar Türleri
Temyiz talebi esas alınarak karar türleri adlandırıldığında, temyiz talebinin esastan reddedilmesinden ve esastan kabul edilmesinden söz edilebilir. Hükmü temyiz edilen bölge adliye mahkemesi esas alınarak karar türleri adlandırıldığında, bölge adliye mahkemesinin kararının onanmasından veya bozulmasından söz edilebilir.
Bölge adliye mahkemesinin temyiz olunan hükmünün Yargıtayca hukuka uygun bulunması hâlinde temyiz isteminin esastan reddine karar verilir (CMK m.302/1). Uygulamada bu karar türü onama kararı olarak da adlandırılmaktadır. Yargıtay, bölge adliye mahkemesinin kararını hukuka uygun bulur.
Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Yasa koyucu, temyiz isteminin esastan kabulüne ilişkin kararı “bozma” kararı olarak adlandırmıştır. Bozma kararı, bölge adliye mahkemesinin kararının hukuka aykırı olduğunu tespit eden bir karar çeşididir. Bozma nedenleri, ilamda ayrı ayrı gösterilir (CMK m.302/2).
Hüküm temyiz dilekçesinde gösterilen nedenlerle bozulduğunda, dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan bütün diğer hukuka aykırılık hâlleri de ilâmda gösterilir (CMK m.302/3). Hükmün bozulmasına neden olan hukuka aykırılık, bu hükme esas olarak saptanan işlemlerden kaynaklanmışsa bunlar da aynı zamanda bozulur (CMK m.302/4).
Hükmün bozulmasını gerektiren bazı hukuka aykırılıkların tespit edilmesi hâlinde Yargıtay önce hükmü bozar (CMK m.303/1) sonra düzelterek yeniden kurar (ıslah-iyileş- tirme kararı). Hükmün düzeltilerek yeniden kurulmasını gerektiren hukuka aykırılıklar şunlardır (CMK m.303/1):
- Olayın daha fazla aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunmasının gerekmesi,
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa yasada yazılı cezanın en alt derecesinin uygulanmasının uygun görülmesi,
- Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece yasanın madde numarasının yanlış yazılmış olması,
- Hükümden sonra yürürlüğe giren yasa, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma nedeni kabul edilmemiş veya yeni bir yasayla eylem suç olmaktan çıkarılmışsa ilk durumda daha az bir cezanın hük- molunmasının ve ikinci durumda hiç ceza verilmemesinin gerekmesi,
- Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın belirlenmesinde gerekli indirimin yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış olması,
- Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının belirlenmesinde maddi hata yapılmış olması,
- Türk Ceza Yasası m.61’deki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden eksik veya fazla ceza verilmiş olması,
- Harçlar Yasası ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanunu’na göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık bulunması.
Yargıtay örneğin suçun dava zaman aşımına uğraması, af kanunu kapsamında kalması veya bir muhakeme şartının gerçekleşmediğinin ve bundan sonra da gerçekleşmeyeceğinin tespit edilmesi hâlinde düşme kararı verebilir (CMK m.303/1-a). Yargıtay muhakeme şartlarının gerçekleşmemesi nedeniyle durma kararı veremez.
Yargıtay duruşmalı işlerde hükmünü, CMK m.231’de öngörülen ilk derece mahkemelerinin hükmünü açıklama usulüne (CMK m.231’e) göre açıklar. Buna olanak yoksa duruşmanın bitiminden itibaren yedi gün için karar verilir (CMK m.305).
Yargıtay ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulu karalarındaki yazıma ilişkin madde hataların düzeltilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ilgili ceza dairesi veya Ceza Genel Kuruluna başvurabilir (CMK Yürürlük K. m.8)
Temyiz incelemesi sonunda Yargıtay ilgili ceza dairesinin verebileceği kararlar nelerdir?
Dosyanın Esas Mahkemesine Gönderilmesi
Yargıtayca 302 nci maddenin birinci fıkrası veya 303 üncü madde uyarınca verilen kararlara ilişkin dosya, hükmü veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir. Bölge adliye mahkemesi, dosyayı Yargıtaydan geldiği tarihten itibarenyedi gün içinde gereğinin yapılması için ilgili ilk derece mahkemesine gönderir. Yargıtay, dosyayı 303 üncü maddede belirtilenlerin dışında kalan hâllerde yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere hükmü bozulan bölge adliye mahkemesine veya diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderir. Hüküm, mahkemenin hukuka aykırı olarak kendisini görevli veya yetkili görmesinden dolayı bozulmuşsa, Yargıtay aynı zamanda dosyayı görevli veya yetkili mahkemeye gönderir. İlk derece mahkemesi tarafından doğrudan temyiz yolu açık bulunan hükümlerle ilgili olarak verilen karara ilişkin dosya, hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir (CMK m.304).
Hükmün Bozulmasının Diğer Sanıklara Etkisi
Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşçasına hükmün bozulmasından yararlanır (CMK m.306).
Davaya Yeniden Bakacak Mahkemenin İşlemleri
Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar (CMK m.307/1).
Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin dosyada var olan adreslerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunduğu hâlde duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanlarının saptanamamış olması, duruşmaya devam edilerek davanın yokluklarında bitirilmesini engellemez. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise veya hüküm sanığın aleyhine bozulmuşsa her hâlde sanığın dinlenmesi gerekir (CMK m.307/2).
Yargıtay’dan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır. Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemez (CMK m.307/3). Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262 nci maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz (CMK m.307/4).
Temyiz Kanun Yolu ile İstinaf Kanun Yolu Arasındaki Farklar
Temyiz kanun yolu denetimi Yargıtayca, istinaf kanun yolu denetimi ise bölge adliye mahkemelerince yapılır. Yargıtay tüm ülkede tek iken bölge adliye mahkemeleri bölgelerde kurulduğundan birden fazladır.
Temyiz talebinde bulunan taraflar temyiz dilekçelerinde temyiz sebebi göstermek zorundadır. Yargıtay kural olarak gösterilen temyiz sebepleriyle bağlı bir denetim yapar. İs-
tinafta ise Cumhuriyet savcısı dışındaki süjeler istinaf sebebi göstermek zorunda değildir. Bölge adliye mahkemeleri istinaf nedeni olarak gösterilsin gösterilmesin dosyadaki tüm hukuka aykırılıkları denetler.
Bölge adliye mahkemelerinin ağır cezayı içeren bazı hükümleri otomatik olarak temyiz denetimine tabi tutulurken ilk derece mahkemelerinin tüm kararları davasız yargılama olmaz ilkesi gereğince talep üzerine temyiz denetimine tabi tutulabilir.
Temyiz mahkemesi olan Yargıtayın kararlarına karşı bölge adliye mahkemeleri ve doğrudan doğruya kararları temyiz edilebilen ilk derece mahkemeleri direnebilir. Oysa ilk derece mahkemeleri bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı direnemezler.
Temyizde hukuki denetim yapılır. Buna karşılık istinafta hem hukuki hem de maddi vaka denetimi yapılır. Diğer bir söyleyişle istinafta duruşma yapılması ve maddi meselenin yeniden yargılanması mümkündür.