Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

AVUKATIN VEKALET ÜCRETİ ALACAĞINDA FAİZİN BAŞLANGIÇ TARİHİ

AVUKATIN VEKALET ÜCRETİ ALACAĞINDA FAİZİN BAŞLANGIÇ TARİHİ

YARGITAY 13. Hukuk Dairesi
Esas: 2013/17061
Karar: 2013/24797
AVUKATIN VEKALET ÜCRETİ ALACAĞINDA FAİZİN BAŞLANGIÇ TARİHİ

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının vekili olarak dava ve icra dosyalarını takip ettiğini, vekalet ücretlerinin ise ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, M… 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/236 Esas sayılı dosyası için 1.100,00 TL, M… 4.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/637 E. sayılı dosyası için 1.100,00 TL, M… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2006/1 Esas sayılı dosyası için 550,00 TL ve M… 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/2249 Esas sayılı icra takip dosyası nedeniyle de 29,63 TL masraf olmak üzere toplam 3.488,99 TL alacağının, ihtar tarihi olan 20/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın 2.200,00 TL üzerinden kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili istemine ilişkin olup, davacı takip etmiş olduğu her bir dava nedeniyle dava dilekçesinde belirtmiş olduğu miktarlar üzerinden olmak üzere toplam 3.488,99 TL’lik alacağının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece kararın gerekçesinde “bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre davanın 2.200,00 TL üzerinden kabulü ile 7.11.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmesi gerektiği belirtmiş, kararın hüküm kısmında da “davanın 2.200,00 TL üzerinden kabulüne” karar verilmiştir. Ne var ki söz konusu miktarın nasıl tespit edildiği, davacının hangi davalara ilişkin ve hangi miktardaki ücret talebinin kabul edildiği anlaşılamadığı gibi, gerekçede atıf yapılan bilirkişi raporunda tespit edilen vekalet ücreti miktarının da hüküm altına alınan miktardan farklı olduğu, yine gerekçede alacağa 7.11.2006 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği belirtildiği halde, hüküm kısmında faizle ilgili herhangi bir hükmün bulunmadığı görülmektedir.
Oysa ki, Anayasanın 141/III maddesi gereğince mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiği gibi, HMK’nun 297/2.ve 298/2. maddelerinde de, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine uyumlu olması gerektiği belirtilmiştir. O halde mahkemece az yukarda açıklanan hususlar göz ardı edilerek, hüküm altına alınan miktarın nasıl tespit edildiği konusunda gerekçe yazılmadan, öte yandan kararın gerekçesiyle hüküm fıkrası arasında çelişki doğuracak şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 08.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.