İnfazın Durdurulması Nedir? Nasıl Yapılır?
İnfazın durmasından kasıt, başlamış olan infazın bir süre devam etmemesidir. Durma süresi sona erince infaz kaldığı yerden başlar.
İnfazın ertelenmesi veya geri bırakılmasını gerektiren haller 5275 sayılı Kanunun da açıkça hükme bağlanmasına rağmen, infazın durdurulmasını gerektiren hallerin neler olduğu hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. İnfazın durması sonucu doğuran sebeplerden bir kısmı Anayasa da, diğer kısmı ise CMK.nu ile diğer özel kanunlarda hükme bağlanmıştır.
Söz konusu infazın durdurulmasına dair hükümler genel niteliğe sahip olup; belirtilen hallerin gerçekleşmesi durumlarında her zaman verilebilir. Özel kanunlarda bazı istisnai hallerde ve geçici bir dönem için kabul edilen durumlarda infazın durdurulmasına karar verilir. Kabul edilen istisnai hallerin ve/veya geçici sürenin sonunda infazın durdurulmasına karar verilemez. Örneğin 5941 sayılı Çek Kanunun Geçici 2. maddesi gereğince 3167 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde tanımlanan suçtan dolayı, 1/11/2009 tarihi itibarıyla kesinleşmiş bir hükümle mahkûm olan kişilerin; Şikâyetçi ile belirledikleri miktarın belirli vadelerde ödenmesi hususunda anlaşmaya varmaları ve anlaşmanın bir nüshasının şikâyetçi veya yasal temsilcisi tarafından Cumhuriyet başsavcılığına veya mahkemeye verilmesi hâlinde, anlaşmada öngörülen süre kadar hükmün infazının durdurulmasına karar verilir. Bu anlaşma veya taahhütnamenin en geç 1/4/2010 tarihine kadar düzenlenmiş ve mercilerine verilmiş olması şarttır. Hükmün infazının ertelenmesi veya durdurulması hâlinde ise ceza zamanaşımı işlemez. Anlaşmanın gereği gibi ifa edilmiş veya bu Kanunun 6 ncı maddesi hükmüne göre ödenmesi gereken miktarın ödenmiş olması hâlinde; hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir. Şikâyetçinin başvurusu üzerine, anlaşma veya taahhüde uyulmadığının tespiti hâlinde, hükmün infazına devam edilir. Hükmün infazı durdurulan kişi hakkında CMK.nun 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan adlî kontrol tedbirine karar verilebilir.
Söz konusu madde hükmünde de anlaşılacağı gibi; 5941 sayılı Kanunun Gemici 2. maddesinin, 01.04.2010 tarihinden sonra uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile 01.04.2010 tarihinden sonra, Geçici 2. maddesine uygun borç taahhüdünde bulunulmuş olsa dahi, bu madde hükmüne dayanılarak infazın durdurulmasına karar verilemez.
İnfazın durdurulması kararı, daha çok hükümlünün ileride telafisi mümkün olmayan zarar göreceğinden korkulan hallerde verilir.
Söz konusu kararı verilebilmesi için hükümlünün infaz kurumunda olması şart değildir. İnfazın devam ettiği sırada da bu karar verilebilir. Genellikle infazın durdurulması kararı, hükümlünün infaz kurumunda bulunması halinde verilir.
Hapis cezası, adli para cezası ve/veya güvenlik tedbirlerinin infazı da durdurulabilir.
İnfazın durdurulmasına dair karar, bazı hallerde hükmü veren mahkeme veya hükmü veren mahkemeye eş bir mahkeme tarafından, diğer bazı hallerde ise Cumhuriyet savcısınca verilir.
İşte bu başlık altında, yukarıda ana hatları ile açıklanan infazın durdurulmasını gerektiren haller inceleme konusu yapılacaktır.
Yargılamanın Yenilenmesi İstemlerinde İnfazın Durdurulması
CMK.nun 312. maddesi uyarınca: yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez. Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir.
Yukarıda da ifade edildiği gibi; hükümlü infaz kurumunda bulunmuyor ise infazın geri bırakılmasına, hükümlü infaz kurumunda bulunması halinde infazın durdurulmasına karar verilebilir.
İnfazın durdurulmasına, yargılamanın yenilenmesi talebini inceleyecek olan mahkemece verilir. Mahkemece bir karar verilmemesi halinde, Cumhuriyet savcılığınca infazın durdurulmasına talep üzerine veya re’sen karar veremez. İnfazın durdurulmasına karar verilmiş ve hükümlü infaz kurumunda ise infaz durdurularak, hükümlü derhal infaz kurumundan tahliye edilir.
İnfazın durdurulmasına dair karar, yargılamanın yenilenmesi yargılamasının her aşamasında verilebilir.
Yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine, infazın durdurulmasına karar verile bilmesi için, yenileme sebeplerinin inandırıcı olduğuna mahkemenin kanaat getirmesi gerekir. Başka bir ifade ile önceki kesinleşen karar değiştirilerek veya ortadan kaldırılarak hükümlü lehine karar verileceğine dair kanaat getirilmesi hallerinde infazın durdurulmasına karar verilebilir. Uygulamada, infazın durdurulmasına karar verilmemesi halinde ileride telafisi mümkün olmayan zararların doğması kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, infazın durdurulması gerektiği genel bir ilke olarak kabul edilmiştir.
Kanun Yararına Bozma Başvurularında İnfazın Durdurulması
Hükümlü infaz kurumunda bulunmasına karşın, infaza konu karar aleyhine kanun yararına bozma yoluna başvurulmuş ise soyut kanun yararına bozma işleminde bulunulmuş olması, infazın durdurulmasını gerektirmez. Bu halde hükmü karar veren mahkemeye başvurularak, başvuru sebepleri bildirilmek suretiyle infazın durdurulması talep edilir. Talep üzerine mahkeme, başvuru sebeplerini ciddi görmesi halinde, infazın durdurulmasına karar verilebilir.
Mahkumiyet Hükmünün Yorumunda veya Çektirilecek Cezanın Hesabında Duraksama Hallerinde İnfazın Durdurulması
Mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilmeyeceği ileri sürülecek olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. Bu şekilde yapılan başvurular cezanın infazını durdurmaz. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın durdurulmasına karar verilebilir (5275 sayılı K. m. 98, I-III.) Bu konu ileride inceleme konusu yapılacağından, tekrardan kaçınmak amacıyla o kısma atıf yapmakla yetiniyorum.
Leh ve Aleyhe Değerlendirme Yargılamasında İnfazın Durdurulması
Sonradan yürürlüğe giren kanun hükmünün, hükümlünün lehine olursa, yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir. Bu şekilde yapılan başvurular cezanın infazını durdurmaz. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın durdurulmasına karar verilebilir (5275 sayılı K. m. 98, I-III). Bu konu ileride inceleme konusu yapılacağından, tekrardan kaçınmak amacıyla o kısma atıf yapmakla yetiniyorum.
Yasama Dokunulmazlığı Nedeniyle İnfazın Durdurulması
Anayasa’nın 83. maddesinin 3. fıkrası uyarınca; Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Ceza hükmünden kasıt, hapis cezaları ile adli para cezalarını ifade eder. Burada hükmedilmiş cezanın nevi ve miktarı önemli değildir.
Hükümlü infaz kurumuna girmeden önce milletvekili seçilirse cezanın infazın geri bırakılmasına, eğer kişi infaz kurumunda ise infazın durdurulması ile ceza infaz kurumundan derhal tahliyesi sağlanır.
İnfazı yürüten Cumhuriyet savcısı, hükümlünün milletvekili seçildiğini öğrenmesi üzerine “cezanın üyelik sıfatının sona ermesine kadar” infazın durdurulmasına karar verir. İlam bu tarihe kadar infazı durdurma kararı veren Cumhuriyet savcılığında bekletilir.
Anayasa’nın 84. maddesi uyarınca; üyelik sıfatının düşmesine Meclisçe karar verilen veya üyenin yeniden seçilememesi suretiyle meclis ile ilişiği kesilen hükümlü hakkındaki hürriyeti bağlayıcı cezalar da dahil olmak üzere diğer cezaların (adli para cezasının) infazına başlanır.
Askerlik Nedeniyle İnfazın Durdurulması
Yukarda da ifade edildiği gibi; 1111 sayılı Askerlik Kanunun 39 maddesinde hükme bağlanan cezaların infazı terhis tarihine kadar geri bırakılır. İnfazın geri bırakılmasına dair karar daha çok asker sayılan kişinin infaz kurumuna alınmadan önce verilir.
Hükümlü, askere gitmeden önce işlediği suçtan dolayı, genel mahkemelerce verilmiş 1 yıl ve daha az süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın infazına başlanmış ve hükümlü ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada askere çağrılmaları halinde, infazın durdurulmasına karar verilemez. Tahliyelerine kadar askere sevk edilemez. Bunlardan askerlikle ilişiği olanlar tahliyelerinde serbest bırakılmayarak, ilgili kolluk kuvvetlerince askerlik şubelerine teslim edilirler.