Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Hapis Cezalarının Bölünerek İnfaz Edilmesi Nasıl Yapılır?

Hapis Cezalarının Bölünerek İnfaz Edilmesi Nasıl Yapılır?

(5275 sayılı Kanunun m. 17, II)

5275 sayılı Kanunun 17. maddesi’nin 2. fıkrası ile infaz hukukuna yeni bir kurum olarak, hapis cezalarının bölünerek infaz edilebilmesi olanağı getirilmiştir. Hapis cezalarının bölünerek infaz edilebilmesi için aşağıda belirtilen zorunlu ve çok ivedi hallerde, cezanın infazına Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ay geçmeyen sürelerle ara verilerek infazına imkan tanınmıştır.

Hapis cezalarının bölünerek infaz edilmesi kurumu, hükümlünün istemiyle in­fazın ertelenmesi kurumundan farklıdır. Erteleme süresi ve nedenleri bakımından bir birinden farklı olan bu iki kurumun temel amacı, ertelemeye konu cezanın nevi bakımından ise benzerlik gösterir.

Hemen belirtmek isterim ki; hükümlünün istemiyle infazın ertelenmesi kuru­mu ile ilgili olarak yapılan açıklamalar, hapis cezasının bölünerek infazı kurumu bakımından da geçerlidir. Bu nedenle, daha önce yapılan açıklamaların geçerli ol­duğu hallerde o kısma atıf yapılacaktır. Örneğin Cumhuriyet savcısı re’sen hapis cezasının bölünerek ertelenebilmesine karar veremez. Erteleme kararı verilebilmesi için hükümlü tarafından bu yönde talebinin bulunması zorunludur. İşte talep şartı ile ilgili olarak daha önce yapılan açıklamalar bu kısım içinde geçerlidir.

Erteleme Kararına Konu Ceza (Hapis Cezası) ve Süresi

İnfazın bölünerek yapılabilmesi için, infaza konu cezanın hapis cezası olması şarttır. Hapis cezasının süresi ise ÜÇ YIL VE DAHA AZ SÜRELİ olması gerekir. Hapis cezasının süresi, üç yıldan fazla ise infaz bölünerek yerine getirilemez.

Mazeret Şartı ve Araştırılması

Hapis cezasının bölünerek infaz edilebilmesi için, Kanunun 17. maddesinin 2. fıkrasında açıkça belirtilen nedenlerden en az birinin bulunması şarttır. Söz konusu nedenler sınırlı sayıda olmayıp; maddede hükme bağlanmayan her hangi bir neden zorunlu ve çok ivedi olmak şartı ile erteleme nedeni olarak kabul edilebilir. Örne­ğin yüksek okulu yeni bitiren bir hükümlü, okuldan mezun olmak için 10 aylık sta­jını tamamlamak için 3 yıl veya daha az süreli hapis cezasının bölünerek infazın yapılmasını talep etmesi ve Cumhuriyet savcısı bu halin zorunlu ve çok ivedi oldu­ğuna kanaat getirmesi halinde infazın bölünerek yerine getirilmesine, aksi halde talebin reddine karar verilir.

5275 sayılı Kanunun 17, II maddesi uyarınca hapis cezasının bölünerek infaz edilebilmesi için şu nedenlerden biri veya bir kaçının talep halinde var olması gerekir. İleri de böyle bir neden meydana geleceğinden bahisle infazın bölünerek yerine getirilmesi talep edilemez. Talep halinde, usulüne uygun olmayan talebin reddine karar verilir.

Şu hallerde hapis cezasının bölünerek infaz edilmesi için talep edilebilir:

  • Hükümlünün yüksek öğrenimini bitirebilmesi
  • Hükümlünün ana, baba, eş veya çocukların ölümü,
  • Hükümlünün ana, baba, eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malûl­lükleri nedeniyle ailenin tarım topraklarının işlenebilmesinin olanaksız hale gelme­si
  • Hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi.

Belirtilen bu haller sınırlı değildir. Zorunlu ve ivedi diğer hallerde de hapis cezası bölünerek infaz edilebilir. Örneğin erkek hükümlünün eşinin yeni doğum yaptığını ve ailesine bakacak kimsenin bulunmadığını, kendisinin infaz kurumuna girmesi halinde ailesine bakacak kimsenin bulunmadığını beyan ederek infazının bölünerek yerine getirilmesini talep etmesi halinde, yapılan araştırmada talebin doğru olduğu anlaşılması halinde hükümlüye ait hapis cezasının bölünerek yerine getirilmesine karar verilebilir.

Yukarıda açıklanan örnekleri çoğaltabiliriz. Kanunun 17, II maddesi uyarınca verilecek infazın ertelenmesine dair karara esas olacak mazeretin, somut olayın özelliklerine, hükümlünün sosyal hayatı ile ekonomik durumu gözetilerek değer­lendirilmesi gerekir.

Hemen belirtelim ki; hükümlü tarafından gösterilen mazeret, Kanunun 17, II maddesi kapsamında değerlendirilmesi halinde başka bir şart mesela hükümlünün erteleme kararından sonra kaçacağı, mukim adresinin bulunmaması, süresinde tes­lim olmayacağı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi usule aykırı olur. Be­lirtilen hususları varlığı halinde hükümlüden güvence gösterilmesini isteme veya başka şarta bağlama meselesi ile ilgilidir.

Cumhuriyet savcılığına yapılan infazın ertelenmesi başvurusu üzerine, başvu­ruda belirtilen mazeretin tahkiki için hükümlünün ikamet adresine göre kolluğa gönderilmesi şarttır. Kolluk araştırılması yapılmadan, sırf beyana dayanılarak infa­zın ertelenme talebinin reddine veya kabulüne karar verilmesi usule aykırıdır. Ya­pılan araştırmayı yeterli görmeyen Cumhuriyet savcısı diğer kamu kurumlan veya kuruluşlarından da bilgi alabilir, bu kapsamda tanık dinleyebilir.

Hükümlü talep dilekçesine ekli bir şekilde mazeretini ispata yeter derecede belge ve bilgiyi Cumhuriyet savcılığına sunması gerekir. Örneğin hükümlünün yüksek öğrenimini bitirebilmesi için infazın ertelenmesini istemesi halinde, fiili durumda hangi yüksek okulda öğrenim gördüğünü belgeleyen belge ve bilginin baş­vuru sırasında verilmesi şarttır.

Aynı şekilde hükümlünün ana, baba, eş veya çocukların ölümünün resmi nüfus kayıtları ile ispat edilmesi gerekir.

Hükümlünün ana, baba, eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malûllükleri nedeniyle ailenin tarım topraklarının işlenebilmesinin olanaksız hale geldiğim mazeret gösteren hükümlünün dilekçesine ekli olarak nüfus kayıt örneği, resim doktor raporu ile tarım topraklarının varlığını gösterir tapu kayıtlarına ait bilgi veya belgenin başvurusu sırasında Cumhuriyet savcılığına verilmesi zorunludur. Bu halde Cumhuriyet savcılığı kolluk vasıtasıyla araştırma yaptırılarak hükümlünün ana, baba, eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya mallükleri nedeniyle ailenin tarım topraklarının işlenebilmesinin olanaksız hale gelip gelmediğini tahkik ettirmesi gerekir. Toplanan tüm bilgi ve belgeler birlikte gözetilerek talep hakkında olumlu ve­ya olumsuz bir karar verilir.

Hükümlünün hastalığının sürekli tedavi gerektirmesi mazeretinin ise doktor raporları ile ispat edilir.

Yukarıda verilen örnekler dışında gösterilen mazeretlerin ise zorunlu ve çok ivedi olduğunun ispat ve belgelendirilmesi gerekir.

Hükümlünün göstermiş olduğu mazeretinin doğruluğu araştırılmadan ve bel­gelendirilmeden olumlu veya olumsuz karar verilmesi Kanuna aykırıdır.

Talep Şartı ve Süresi

Hapis cezansın bölünerek infaz edilmesine Cumhuriyet savcısı re’sen karar veremez. Bu yönde talebin varlığı şarttır.

Hükümlü, hakkında verilen 3 yıl veya daha az hapis cezasının infazının bö­lünmek suretiyle infaz edilmesini Cumhuriyet savcılığına hitaben yazılan bir dilek­çe ile talep edilir. Talep dilekçesine ertelemenin ne amaçla istendiğini doğruluğunu ispat eden bilgi ve belgelerin eklenmesi şarttır.

Daha önce de vurgulandığı gibi Cumhuriyet savcılığından kasıt, infazı bizzat yürüten Cumhuriyet savcılığıdır. Örneğin hırsızlık suçundan hükümlüye ait 10 ay­lık hapis cezası, Lüleburgaz Cumhuriyet Başsavcılığının infazına kayıtlı ve adres itibariyle bizzat davetiye çıkartılmış ise infazın ertelenmesine dair dilekçe de Lüle­burgaz Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesi gerekir. Söz konusu ilam başka bir yer (mesela Of) Cumhuriyet Başsavcılığınca gönderilip gönderilmemesi önemli değil­dir. Hükümlü söz konusu dilekçeyi Of Cumhuriyet savcılığına vermesi halinde, ta­lep hakkında bir karar verilmek üzere dilekçe Lüleburgaz Cumhuriyet savcılığına gönderilmesi gerekir. Aksine bir davranışla infaz evrakları taşra Cumhuriyet savcı­lığına göndermesi nedeniyle kendisinde bulunmayan Cumhuriyet savcılığınca veri­len infaz erteleme kararı kanuna aykırı olacaktır.

Hal ve şahsi yapısı dolayısıyla kendisini ifade edemeyecek, sorununu anlata­mayacak bir durumda olan hükümlünün sözlü beyanın infaz katibi ile birlikte tuta­nağa geçirilmek suretiyle de talep alınabilir.

İnfazın ertelenmesine dair talep, hükümlü tarafından bizzat yapabileceği gibi yetkili vekili tarafında da yapılabilir. Yetkili vekili dışında kalan hükümlünün ka­nuni temsilcisi olmayan eşi, babası, annesi, arkadaşı, amcası, dayısı gibi kişiler hü­kümlü adına erteleme talebinde bulunamazlar.

İnfazın ertelenmesine dair talepler, hapis cezasının infazına yönelik çıkartılan davetiyenin hükümlüye tebliğ tarihinden itibaren ON GÜN içinde yapılması şarttır. On gün geçtikten veya hakkında yakalama emri çıkarıldıktan sonra infazın erte­lenmesi talep edilemez.

Yakalama emri gereğince yakalanan hükümlü, infazın ertelenmesini talep edemez. Talep olsa dahi infazın ertelenmesine karar verilemez.

Bu konu ile ilgili olarak daha önce yapılan açıklamalar bu kısım için de geçer­li olup; tekrardan kaçınmak amacıyla o bölüme atıf yapmakla yetiniyorum.

5275 sayılı Kanunun 17, I maddesinde hükme bağlanan altı aylık erteleme süresinden sonra, hükümlü aynı maddenin 2. fıkrasında düzenlenen infaza ara verme talebinde bulunup bulunmayacağına dair açıkça bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle Kanunun 17, I maddesi hükmünden faydalanan hükümlü, şartların bulun­ması halinde aynı maddenin ikinci fıkrası gereğince hapis cezasının bölünerek in­faz edilmesini talep edebilir. Ancak bu talebin infazdan kaçmak amacıyla yapılıp yapılmadığının somut olayın özellikleri de dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Örneğin 6 ay hapis cezası, hükümlünün talebi doğrultusunda 6 ay sü­reyle ertelenmesi karar verildikten sonra ve erteleme süresinin bitiminden önce kendisinde bulunan hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirdiğinden bahisle 15 gün veya 1 ay infazın 5275 sayılı Kanunun 17, II maddesi uyarınca ertelenmesini talep edilmesi ve buna ilişkin doktor raporu sunulması halinde rapor içeriği ile hükümlü­nün şahsi ve sosyal durumu birlikte değerlendirilerek talebin kabul veya reddine karar verilmesi gerekir.

Talebin Reddi veya Kabulü

Talebin reddi

Hapis cezası üç yıldan fazla olması, gösterilen mazeretin zorunlu ve ivedi ol­madığı, talebin süresi içerisinde yapılmadığı, yetkili temsilcisi olmayan bir kişi ta­rafından talepte bulunulduğu veya hükümlü hakkında yakalama çıkartıldığı gibi nedenlerden biri bulunması halinde infazın bölünmek suretiyle yerine getirilmesi talebinin reddine karar verilir. Talebin reddine dair karar kesin olup, bu karara karşı itiraz edilemez.

Talepte bulunan hükümlü hakkında adli para cezasına ait başka bir ilamın bulunması, infazın ertelenmesi talebinin reddine gerekçe yapılamaz. Başka bir ifade ile adli para cezasına ait ilam, infazın bölünerek yerine getirilmesine engel teşkil etmez.

Talebin kabulü

İnfazın ertelenmesi dilekçesi üzerine yapılan kolluk araştırması sonunda gös­terilen mazeretin zorunlu ve ivedi olduğu ve talebin süresi (davetiye tebliğinden 10 gün) içerisinde yapıldığı anlaşılır ise üç yıl veya daha az hapis cezasının infazının bölünerek yerine getirilmesine karar verilir.

Erteleme isteminin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir koşula bağlanabilir (5275 sayılı K. m. 17, III). Güvence veya koşulla ilgili olarak daha önce yapılan tüm açıklamalar bu kısım için de geçerlidir. Tekrardan kaçınmak amacıyla o kısma atıf yapmakla yetiniyorum.

Aynı şekilde güvencenin hükümlüye iadesi veya Devlet Hâzinesine gelir kayıt edilmesi ile ilgili açıklamalar da bu kısım için geçerlidir.

İnfazın Bölünerek (ara vermek) Yerine Getirilmesi Kararı

Talebin kabul edilmesi halinde Cumhuriyet savcılığınca infazın bölünmek (ara vermek) suretiyle yerine getirilmesine karar verir. İnfaz altı ayı geçmeyen sürelerle ara verilerek (bölünerek) yerine getirilir.

Ancak bu ara verme iki defadan fazla olamaz. Örneğin 11.11.2011 tarihinde infazın altı ay süreyle ertelenmesine karar verilmiş ise birinci erteleme süresi 11.05.2012 tarihinde sona erer. İkinci altı aylık erteleme süresi ise 11.05.2012 tari­hinde başlar ve 11.11.2012 tarihinde sonra erer.

İnfazın ara verilerek yerine getirilmesi hallerinde altı aylık erteleme süreleri birleştirilerek aynı kararda verilemeyeceği gibi ikinci altı aylık süre talep olmaksı­zın re’sen verilemez. Ayrıca ikinci altı aylık sürenin verilebilmesi için, ilk altı aylık erteleme kararına esas alman mazeretin ivedi ve zorunlu özelliğinin devam etmesi şarttır. Söz konusu şartların bulunmaması halinde ikinci altı aylık süre verilemez.

Dikkat edilecek olursa, ara vermek suretiyle infaz (en fazla iki kez) toplam bir yıl süreyle ertelenmiş olur. Bir yıllık süre azami süre olup; bu maddeye dayanılarak bir yıldan fazla hapis cezası ertelenemez.

Hükümlü talep dilekçesinde infazın dört ay ertelenmesini talep etmiş ise hapis cezası talep doğrultusunda ancak dört ay ertelenebilir. Bu halde geri kalan iki aylık süre ile ikinci altı aylık süreden hükümlünün vazgeçtiği anlamına gelmez. Dört ay­lık sürenin sonunda, ilk altı ayı geçmemek şartıyla 2. ve 3. kez infazın ertelenmesi­ni talep edebilir. Başka bir ifade ile hapis cezasının infazı (ilk kez) altı aydan az sü­reyle ertelenmiş olan bir hükümlünün, yeniden müracaatı üzerine, infazın ertelen­mesini gerektiren aynı sebeplerin devam ettiği anlaşılırsa, önceki erteleme süresi ile birlikte toplam altı ayı geçmemek şartıyla 2. veya 3. ertelemenin yapılmasında kanunen bir engel bulunmamaktadır. Ek süre istenmesi halinde yapılan araştırmada hükümlünün mazeretinin devam ettiği anlaşılması halinde talep edilen ek süre veri­lebilir. Her bir erteleme için talep olması, her erteleme için Cumhuriyet savcılığın­ca erteleme kararı yazması, imzalaması ve savcılık mührüyle mühürlemesi şarttır. Her bir erteleme için ek teminat istenebileceği gibi önceki alman teminatla da yeti­nilebilir.

İnfazın ertelenmesine dair kararda sadece ilk altı aylık süre ile ilgili olarak ka­rar verilir. Bu halde talep olsa dahi ikinci altı aylık süre ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi kanuna aykırı olacaktır. İkinci altı aylık süre için hü­kümlü ayrıca talepte bulunması, ikinci altı ay infazın ertelenmesini gerektiren aynı sebeplerin devam ettiğine dair bilgi ve belgelerin sunulması, yapılan araştırma so­nunda gösterilen mazeretin ivedi ve zorunlu olduğuna dair olumlu kanaate varılma­sı gerekir. İşte bu süreçlerde yapılması gereken hususlar yerine getirilmeden ilk ta­lep üzerine infazın ilk altı ay ertelenmesine, bu sürenin bitiminden sonra, ikinci altı aylık erteleme sürenin başlamasına karar verilemez.

Cezanın hangi süre içerisinde ertelendiği ve hangi tarihte teslim olması gerek­liğinin bildirilmesi amacıyla, infazın ertelenmesine dair karar, hükümlü veya yet­kili vekiline tebliğ edilmesi şarttır.

Erteleme karan ve tebliğ mazbatası infaz dosyasının içerisinde saklanır. Ayrı­ca erteleme süresi ile infazın başlayacağı tarih kayıtlara ve infaz dosyası üzerine işaret edilir.

Daha önce de belirtildiği gibi erteleme süresi, erteleme kararı veya kararın tebliği tarihinde değil, hükümlünün başvuru tarihinden itibaren başlar.