Kira Sözleşmesine Kefil Nasıl İtiraz Eder?
Kefilin İtirazı
BK’nunda, kefalet adi kefalet ve müteselsil kefalet olmak üzere iki türlü düzenlenmiştir. Adi kefil ile müteselsil kefil arasındaki en önemli ayrım, kendilerine müracaat bakımındandır. Adi kefalette, alacağın kefilden istenebilmesi için, borçlunun iflas etmiş olması veya hakkında yapılan icra takibinin alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması, yahut borçlu aleyhinde, Türkiye’de takibat icrasının imkansız hale gelmesidir.
Müteselsil kefalette alacaklı borçluya başvurmaksızın kefil hakkında doğrudan doğruya takibata geçebilir.
Kiralayan, kira bedelinin ödenmesini güvence altına almak amacıyla, sözleşmeye kefilin de katılımını sağlamaktadır. Böylece kefil, kiracının borcundan dolayı, alacaklıya karşı ifadan sorumlu hale gelmektedir. Kefil kira borcundan dolayı, müteselsil kefil değil ise, adi kefildir. Adi kefalette, kefilin sorumluluğu ikincil niteliktedir. Bu nedenle, BK’nun 486.maddesi gereğince, adi kefilin borçtan sorumlu olabilmesi için, kefalet sözleşmesinden sonra borçlunun iflas etmesi, veya hakkında icra takibi yapılıp da alacaklının hatası olmaksızın semeresiz kalması yada borçlu aleyhinde, Türkiye’de takip yapılmasının olanaksız hale gelmesi gerekir.
Kira sözleşmesi bakımından, kefaletin geçerliliği için, bazı koşulların bilinmesinde yarar vardır. Kefilliğin geçerliliği için, yazılı olması ve ayrıca kefilin sorumlu olacağı tutarın gösterilmesi gerekir.
Kefilin sorumluluğu kira süresi ile sınırlıdır .
Kira süresinin 6570 sayılı Yasanın 11.maddesi gereğince, uzadığı hallerde, uzayan kira süresi bakımından, kefilin sorumluluğunun devam edebilmesi için, öncelikle bu hususun sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gereklidir. Bunun yanında, kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğu azami süreyle, ve hangi miktarla sınırlı olacağının da açıkça gösterilmiş olması şarttır. Aksi halde, kefilin kefaleti kira süresince ve sözleşmede yazılı miktarla sınırlı olur.
Borçlar Kanunu’nun 493.maddesi gereğince, kira sözleşmesinin sona ermesinden itibaren, bir aylık süre içinde takibe başlanmaması halinde, kefil borçtan kurtulur.
BK’nun 484.mad uyarınca, kefilin sorumlu olacağı tutarın sözleşmede belirlenmesi gerekir.Bu nedenle, başlangıçta miktarları belli olmayan, elektrik su bedeli ve cezalarının ve hor kullanmadan doğan tazmind miktarının ödenmesinden kefil sorumlu tutulamaz.