Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Vergi Davalarında Dava Dosyalarının Tekemmül Sürecini Etkileyen Özel Durumlar

Vergi Davalarında Dava Dosyalarının Tekemmül Sürecini Etkileyen Özel Durumlar

Usul Kararları

Dava dosyası tekemmül edinceye kadar, başlangıçta (ilk in­celeme safhasında) tespit edilemeyen ilk inceleme hususlarında­ki aykırılıkların farkcdilmesi ya da davanın kabulü veya dava­dan feragat edilmesi hallerinde, dosyanın tekemmül etmesi bek­lenmeksizin, duruma göre ya 2577 sayılı Kanunun 15. maddesi­nin ilgili bentleri uyarınca usuli bir karar (Görev Ret, Yetki Ret, Mercine Tevdi, Ehliyet Ret, İncelenmeksizin Ret, Süre Ret, Ha­sım Düzeltme, Dilekçe Ret) ya da “Davanın Esası Hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına” karan verilebilir.

Yine bu süreçte mükerrerlik nedeniyle “İncelenmeksizin Ret”, harç ve posta ücretindeki eksiklikler ya da tebliğ imkan­sızlığı nedeniyle 2577 sayılı Kanunun ilgili maddeleri gereğince “İşlemden Kaldırma” ve akabinde “Davanın Açılmamış Sayıl­masına” kararları verilebilir.

Tebliğ İmkansızlığı

Davalı savunma dilekçesi, dava dilekçesinde gösterilen adrese, Tebligat Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca tebliğe çıkarılmış ve ancak tebliğ edilememiş ise bazı mahkemeler, 2577 sayılı Kanunun 26/3. maddesi uyarınca “Dosyanın İş­lemden Kaldırılmasına” ve dosya işlemden kaldırıldığı tarih­ten itibaren bir yıl içerisinde, dosyanın işleme konulmasının istenmemesi durumunda da “Davanın Açılmamış Sayılması­na” karar vermektedir. Esasında, 7201 sayılı Kanun’un 21. ve 35. maddeleri, 11/01/2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunun ilgili maddeleri ile değişmezden önce tüm mahkemeler bu kararları vermekteydi. Fakat belirtilen değişiklikten sonra mahkemeler, hangi Kanun hükümlerinin uygulanacağı hususunda görüş ayrılığına düşmüştür.

Bu konuda Mahkemelerinin çoğunluğunun görüşü ve uygu­laması, Tebligat Kanununun değişen 21. ve 35. maddelerinin tatbik edilmesi doğrultusundadır.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesinde, “… Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o ye­rin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesel­lüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştınldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır…”, aynı Kanun’un 35. maddesinde ise “… Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres ka­yıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdir­de, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır. Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır…” hükümlerine yer verilmiştir.

Anılan yasa hükümleri uyarınca, davacı, gerçek kişi ise MERNÎS adresi (bu adres tespit edilemez ise eski adresi), tüzel kişi ise ilgili ticaret sicil müdürlüğünün bildirdiği adres esas alınmak suretiyle, savunma dilekçesinin/dilekçelerinin tebliği gerçekleştirilir. Dilekçeler dışında mahkeme kararlarının, baş­kanlık yazılarının tebliği de bu şekilde yapılır.

Görev İtirazı

Taraflar, savunma dilekçesi ve sonrasında verilen dilekçeler ile, görev itirazında bulunmuşlar ise, mahkemece bu itiraz ile ilgili olarak karar alınması gerekmektedir.

Dilekçelerde, davanın görüm ve çözümünde vergi mahke­melerinin değil adli ya da askeri yargı mercilerinin görevli ol­duğu itirazında bulunmuş ve bu itiraz mahkemece yerinde gö­rülmemiş ise “Görevlilik Kararı” verilir.

Anılan kararın tebliği sonrasında olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması durumu söz konusu olabilir. Bu konuya ilişkin usul ve esaslar, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. ve devamı maddelerinde düzen­lenmiştir. Nihayetinde, konu, Uyuşmazlık Mahkemesi’ne intikal etmiş ise görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’ncc bir karar verilinceye kadar davanın görülmesi geri bırakılır.

Bağlantı Talebi

Savunma dilekçesi veya davacı tarafından verilen ek beyan dilekçesi ile bağlantı (Aynı maddi veya hukuki sebepten doğan ya da biri hakkında verilecek hüküm, diğerini etkileyecek nite­likte olan davalar bağlantılı davalardır.) isteminde bulunulmuş ise mahkemece “Bağlantı Kararı” verilebilir. Taraflar istemese de mahkeme, bu kararı verebilir.

“Bağlantı Kararı” verilmesi akabinde dava dosyası, 2577 sayılı Kanunun 38/3,4,5. maddesi uyarınca ilgisine göre, Da­nıştay ya da ilgili bölge idare mahkemesine gönderilir. Adı ge­çen mahkemelerce, dosyalar arasında bağlantı bulunduğuna ya da bulunmadığına karar verilir ise dosya ilgili mahkemeye gönderilir.

Dava dosyasına bakan mahkemece, bağlantı istemi kabul edilmez ise bu hususta bir ara karar verilir ve taraflara tebliğe çıkarılır. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde söz ko­nusu karara karşı, ilgisine göre, Danıştay ya da ilgili bölge idare mahkemesine itiraz edilebilir.

Danıştay ve bölge idare mahkemelerince, bağlantının bulu­nup bulunmadığı yolunda verilen kararlar kesindir.

Bağlantının varlığı yolunda idare ve vergi mahkemelerince veya bu konuda yapılacak itiraz üzerine bölge idare mahkemesi veya Danıştay’ca bağlantı hakkında karar verilinceye kadar usuli işlemler durur. Bağlantı hakkında karar verildikten sonra davala­ra, bırakıldığı yerden devam edilir.

Taraflar, dava dosyası ile ilgili nihai karar verilinceye kadar bağlantı isteminde bulunabilirler.

Merci Tayini

Vergi mahkemelerinde nadirde olsa tatbik edilebilen bir müessesedir.

2577 sayılı Kanunun “Merci Tayini” başlıklı 44. maddesini yorumsuz aktaralım.

“1. Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hu­kuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırla­rında tereddüt edildiği veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hallerde dava dosya­ları, tarafların veya mahkemelerin istemi üzerine merci tayini için:

  1. a) Uyuşmazlığın aynı yargı çevresindeki mahkeme veya mahkemeler arasında çıkması halinde, o yargı çevresindeki böl­ge idare mahkemesine,
  2. b) Sair hallerde Danıştay’a,

gönderilir. Danıştay ve bölge idare mahkemesi görevli ve yetkili mahkemeyi kararlaştırır. Danıştay ve bölge idare mahkemesinin bu konuda vere­ceği kararlar kesindir.”

Tarafların Kişilik ve Niteliğinde Değişiklik

’25’1’1 sayılı Kanunun 26. maddesinde, “1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteli­ğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü ha­linde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar ve­rilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz ka­lır. 2. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir. … 4. Dosyaların işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına dair kararlar diğer tarafa tebliğ edilir.” hükümlerine yer verilmiştir.

Maddenin birinci fıkrasının, kaleme alınış şekli nedeniyle, anlam karışıklığı yarattığı ortadadır. Yine maddenin lafzında, taraflar, ibaresine yer verilmiş ise de kuralın mahkemelerde tat­biki, davacı tarafın kişilik ve niteliğinde değişiklik olması halin­de mümkün olmaktadır.

Konuyu, tüzel kişiler ve gerçek kişiler yönünden ayrı ayrı inceleyelim.

Tüzel Kişiler

. Ticaret şirketlerinin birleşmeleri veya tür değiştirmeleri,

. Ticaret şirketlerinin tasfiyeye girmeleri veya şirketlerin if­laslarına karar verilmesi,

Durumlarında, davaya bakan mahkemece, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurusuna kadar, “Dosyanın İşlem­den Kaldırılmasına” kararı verilir. Bu karar, karar numarası alır ve dosyanın işleme konulması istenildiğinde yeniden esasa kay­dedilir, yargılama yenilenen dosya üzerinden yürütülür.

Davayı takip hakkı kendisine geçen kişi, birleşilen, tür de­ğiştiren veya Tasfiye Halinde/îflas Halinde şirketlerdir. Bu şir­ketler, yürütme organları (yönetim kurulu, mtidürü/müdürler, tasfiye memuru, iflas masası) eliyle veya bunların verecekleri vekaletnamelere istinaden avukat vasıtasıyla, dosyanın işleme konulmasını isteyebilir ve yargılamaya dahil olabilirler.

Dava esnasında, şirketin tasfiyenin sona ererek ticaret sici­lindeki kaydının silinmesi durumunda ise şirketin kanuni tem­silcisi veya tasfiye memuru adına takip yenileninceye kadar (Kurumlar Vergisi Kanununun 17/9. maddesi kapsamında) dos­yanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Bu karar niteliği iti­barıyla “Ara Karar” mahiyetinde olmasına karşın, dosyasının uzun süre sürüncemede kalmaması için karar numarası alınarak dosya kaydı kapatılır. Ancak belirtilen durumda, bazı mahkeme­ler, kanunun lafzından hareketle, takip hakkı kendisine geçe­nin/ geçenlerin başvurusuna kadar dosyanın işlemden kaldırıl­masına kararı vermektedir. Buradan anlaşılacağı üzere konuya ilişkin görüş birliği bulunmamaktadır.

Gerçek Kişiler

  • Davacı gerçek kişiye vasi, kayyım, müşavir atanması, veli­nin değişmesi,
  • Davacı gerçek kişi hakkında iflas kararı verilmesi,
  • Davacı gerçek kişinin ölmesi ya da hakkında gaiplik kararı verilmesi,

Durumlarında, davaya bakan mahkemece, davayı takip hakkı kendisine geçcnin/geçenlerin başvurusuna kadar, “Dosya­nın İşlemden Kaldırılmasına” kararı verilir.

Dosya kaydının kapatılması, dosyanın yeniden işleme ko­nulması ve yeni esas numarası alması hususlarında bir üst baş­lıkta yapılan açıklamalar burada da geçerlidir.

Davacı gerçek kişiye vasi, kayyım, müşavir atanması, ve­linin değişmesi durumlarında davanın tarafında bir değişiklik olmamakta, davanın yasal temsilci vasıtasıyla yürütülmesi veya bu sıfatla yürüten kişinin değişmesi söz konusu olmak­tadır.

Davacı gerçek kişi hakkında iflas kararı verilmiş ise iflas idaresi, ölüm ya da gaiplik durumlarında ise yasal mirasçılar, davanın kendi adlarına yeniden işleme konulmasını talep edebi­lirler.

Yalnız öleni ilgilendiren davalarda (mükellefiyet tesisi, kod listesine alınma vs.) ise “Dosyanın İşlemden Kaldırılmasına” kararı verilmez. Bu davalarda, “Dava Dilekçesinin İptaline” ka­rarı verilir.

“Yürütmenin Durdurulması İsteminin Kabulüne” kararı ve­rilen dosyalarda, yukarıda ki durumların mevcudiyeti nedeniyle “Dosyanın İşlemden Kaldırılmasına” kararı verilmiş ve dört ay içerisinde dosyanın işleme konulması istenilmemiş ise “Yürüt­menin Durdurulması İsteminin Kabulüne” kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.