Emeklilik nedeniyle işten ayrılma ve kıdem tazminatı
İki tür emeklilik hakkı vardır. Bunlar;
1-İşçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması hali
2-15 yıl 3600 prim gününün doldurulması ve yaşın beklenmesi halidir.
4857 sayılı İş Kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır.
O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır.
Bundan başka, işçinin, bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir.
Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır.
Yargıtayca daha önce verilen kararlarda, derhal yapılan fesihlerde henüz ihbar tazminatı ödenmemişken ve yine ihbar öneli süresi içinde işçinin emeklilik için başvurması durumu, işçinin emeklilik suretiyle feshi olarak değerlendirilmekteydi.
Bu halde işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz ise de, kamu kurumlan bakımından kıdem tazminatı hesabında daha önce borçlanmış olduğu askerlik süresinin dikkate alınması gerekmekteydi. Kamu kurumu işyerleri bakımından askerlik borçlanmasının kıdem tazminatına yansıtılması noktasında işçi lehine olarak değerlendirilebilecek bu husus, işçinin ihbar tazminatına hak kazanamaması sebebiyle de işçinin aleyhinedir.
Yargıtay’ın, derhal feshin ardından önel içinde işçinin emeklilik için dilekçe vermesi halinde, feshin işçi tarafından gerçekleştirildiği görüşü, işe iadeyle ilgili iş güvencesi hükümleri de dikkate alındığında 4857 sayılı İş Kanununun sistematiğine uygun düşmemektedir.
Gerçekten açıklanan çözüm tarzında işveren feshi yerine işçinin emeklilik sebebiyle feshine değer verildiğinden, işçi iş güvencesinden de mahrum kalmaktadır. Bu nedenle, işverenin derhal feshinin ardından, işçinin ihbar tazminatı ödenmediği bir anda yaşlılık aylığı için tahsis talebinde bulunmasının işveren feshini ortadan kaldırmayacağı düşünülmektedir.
Yargıtayca, konunun bütün yönleriyle ve yeniden değerlendirilmesi sonucu, işverence yapılan feshin ardından ve henüz ihbar tazminatı ödenmediği bir sırada işçinin emeklilik için başvurusunun işçinin emeklilik sebebiyle feshi anlamına gelmeyeceği sonucuna varılmıştır.
4447 sayılı Yasanın 45 inci maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır.
Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.
Fesih hakkı işçiye ait olup, bu hak, emeklilik hakkının doğduğu günden itibaren her zaman kullanılabilir.
İşçi eylemli olarak sözleşmeyi feshedebilir. Herhangi bir fesih ihtarına lüzum yoktur. Ancak fesih iradesinin ortaya konulması açısından yazılı bildirimde bulunmakta fayda vardır. Feshin yazılı olması geçerlilik değil ispat şartıdır.
İstifa dilekçesi yazılacaksa emeklilik nedeniyle olduğu belirtilmelidir.
Emeklilik halinin ispatında da Sosyal Güvenlik Kurumundan prim gün sayısının ve yaşlılık aylığı almaya hak kazandığına dair yazı ile hak ispatlanacaklar. Bu başvuru sonrası emekliliğe hak kazandığına ilişkin yazı işverene bildirilirse bildirim tarihinden itibaren kıdem tazminatı faizine hak kazanılır. Bildirim yapılmadığında faiz başlangıcı dava tarihi olacaktır.
7. Hukuk Dairesi emeklilik şartları varsa işverenin işten ayrılma bildirgesinde 08 çıkış kodunu beyan etmesi halinde faiz başlangıcı bu tarih olarak kabul etmektedir.
Emeklilik nedeniyle fesih hakkı Yasa ile tanındığından işçinin ayrıldıktan hemen sonra başka bir yerde işe başlamasının bir önemi yoktur. Yargıtay’ın işçilik alacağına bakan Daireleri 2014 itibariyle tamamen bu uygulamayı benimsemiştir. Gerçekten de başka bir işyerinde çalışmak için emeklilik hakkı kullanılsa bile hak Yasa’dan kaynaklandığından kötü niyetten bahsedilemeyecektir. Bu tür davalarda ayrıldıktan hemen sonra başka yerde başladığının araştırılmasına gerek yoktur. Ancak, yukarıda da bahsedildiği üzere işçinin ayrılma sebebini emeklilik olarak açıklaması sebepsiz istifa ettiği şeklinde yorumlanmaması açısından faydalı olacaktır. Aksi taktirde haksız feshetmiş durumuna düşülecek ve emeklilik nedeniyle ayrıldığı iddiasına itibar cdilmeyebilecektir. Bu nedenle önce kuruma başvurulup emeklilik hakkı kazanıldığına ilişkin yazı alınmalı ve sözleşme bu şekilde feshedildikten sonra işten çıkılması daha uygun olacaktır.
İşçi, emeklilik nedeniyle kendi ayrılsa da kıdem tazminatına hak kazanır. İhbar tazminatına hak kazanılamaz. Feshe bağlı haklardan tüm çalışma süresince kullanılmayan yıllık izin süresine göre hesaplanacak yıllık izin alacağına hak kazanılır. Ödenmeyen alacaklar varsa feshe bağlı olmasa da talep edilmelidir. Zamanaşımı kıdem tazminatı ve yıllık izin (01.07.2012 sonrası fesihler açısından) alacağı için 10, ücret alacakları için 5 yıldır.