Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Velayetin kaldırılması hakkında bilinmesi gerekenler

Velayetin kaldırılması hakkında bilinmesi gerekenler

Aile mahkemesi  hâkimi, çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa velâyetin kaldırılmasına karar verir.
Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:

– Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velâyet görevini gereği gibi yerine getirememesi.

– Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.

Çocuğun kendisine teslimi için sürekli bir çaba içinde olan kişi için ise kural olarak velâyetin kaldırılmasına karar verilemez.

Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır. Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.

743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 275 inci maddesine göre velâyeti haiz olan ana ve baba yeniden evlenirse, gereken durumda çocuğa bir vasi tayin edilir.

743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 149 uncu maddesinde söz konusu olan velâyetin kaldırılması değil velâyetin değiştirilmesidir. Başka bir anlatımla 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsinin 149 uncu maddesi hükümleri uygulandığında sonuç olarak çocuk yine velâyet altında kalmaya devam eder ve velâyete ilişkin hükümlerin uygulanması söz konusudur.

Oysa 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 275 inci maddesi hükümleri uygulandığında çocuk artık bundan böyle vesayet altında bulunacağından vesayete ilişkin hükümler uygulanacaktır. Başka bir anlatımla hâkim velâyeti kaldırıp bir vasi atanmasını sağlayacaktır.

Yargıtay’ın yeniden evlenme durumunda velâyetin nez’i için 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsinin 275 inci maddesi dururken 274 inci maddesi koşullarım gözettiği gözlenmektedir.

Oysa yeniden evlenme hâlinde velâyetin kaldırılabilmesi için 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 274 üncü maddesi koşullarının gerçekleşmesi zorunlu değildir. Nitekim 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 275 inci maddesinde açıkça icap ettiği hâlde denilmektedir.

İcap eden hâlin 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 274 üncü maddesinde yer alan “nüfuzunu ağır surette suistimal eden veya fahiş ihmalde bulunan ana baba “ya karşılık olmadığı açıktır. Başka bir anlatımla nüfuzunu ağır surette suistimal etmese bile çocuğa vasi tayini icap eden hâl gerçekleşebilir.

OĞUZMAN/DURAL, çocuğun vesayet altına konulduğunda velâyet hakkının kendiliğinden sona ereceği bu sebeple ayrıca velâyetin nez’İ kararına gerek olmadığı görüşündedir . Böyle bir durumda Türk Medenî Kanununun Velâyet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzüğün 3 üncü maddesine göre velâyet hakkının nez’i çocuğun vesayet altına alınmasın icap ettiriyorsa Aslîye mahkemesi, hükmün kesinleşmesi üzerine çocuğa vasi tayini için keyfiyeti sulh hâkimine haber verir.

O halde yapılacak iş 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 275 inci maddesine göre velâyeti haiz olan ana ve baba yeniden evlenirse nez koşullarının kanıtlanması durumunda hâkim velâyetin kaldırılmasına karar vererek çocuğa “bir vasi” atanması için sulh hukuk mahkemesine durumu bildirmekle yetinecektir.

Sulh hâkimi 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 275 inci maddesine göre karı kocadan birini vasi atayabilecektir. Başka bir anlatımla velâyet hakkı kaldırılan ana ya da babanın da 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 274 üncü maddesinden farklı olarak vasi olarak atanması olanaklıdır.

Amaç çocuğun vesayet hükümlerine tâbi kılınmasıdır. Yeniden evlenen ana ya da babanın eşinin de vasi olarak atanması olanaklı ise de velâyetin kaldırılmasına sebep olan bir yerde bu kişi olduğundan uygulamada vasi olarak atanması neredeyse olanaksız durumdadır.

Velâyetin kaldırılması için çocuğun güvenliğinin gerçek anlamda tehlikeye düşmesi gereklidir. Yargıtay’ın bu konuda getirdiği örnekleri hatırlatmak isterim: Ana ya da babanın uyuşturucu madde kullanan ya da imâl eden veya saldırgan bir deli ile evlenmesi hâlinde 743 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 275 inci maddesi uygulanabilir .

4721 sayılı Türk Medenî Kanunu ın. 349 hükmüne göre velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi kural olarak velâyetin kaldırılmasını gerektirmez.

Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesinin çocuğun yararını zedelediği belirlenirse aile mahkemesi hâkimi tarafından; velâyet sahibi değiştirilebilir, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.

Durum ve koşulların velâyetin kaldırılmasını gerektirip gerektirmediği her olayda aile mahkemesi hâkimi tarafından takdir edilecektir.

Çocuğa vasi atanmışsa öncelikle vesayete ilişkin karar usulüne uygun biçimde kaldırılmadan velayetin tevdine ilişkin dava incelenemez.

Koşulları yoksa velayetin kaldırılmasına karar verilemeyeceği gibi çocuğun yerleştirilmesine de karar verilemez.

Velâyetin kaldırılması hâlinde ana ve babanın çocuklarının bakım ve eğitim giderlerini karşılama yükümlülükleri devam eder.

Ana ve baba ile çocuğun ödeme gücü yoksa bu giderler Devletçe karşılanır. Nafakaya ilişkin hükümler saklıdır.

Velâyetin düzenlenmesine ilişkin davalarda aile mahkemesi görevlidir.

Ceza Mahkemesinin boşanma davasına konu olan eylem hakkında maddi olayı tespit eden kararı hukuk hakimini bağlar. Aile mahkemesi  hâkimi tarafından boşanma  davasında velâyet  düzenlenmesini ilgilendiren ceza davasının sonucu beklenmeli, deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.

Başka bir anlatımla ceza mahkemesinin boşanma davasına konu olan eylem hakkında maddi olayı tespit eden kararı hukuk hakimini bağlayacağından ceza davasının sonucu beklenerek deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm kurulmalıdır.

Boşanma davasında gerçekleştirilen velâyet  düzenlemesi boşanma davası içinde (boşanmanın eki olarak) talep edilmişse harca bağlı değildir.
Velâyet  düzenlemesi isteği boşanma davası ile birlikte talep edilmeyerek bağımsız bir dava ile istenilmişse harca bağlıdır.