Disiplin Soruşturması Ve Ceza Soruşturması Ayrıdır
T.C
DANIŞTAY
5.DAİRE BAŞKANLIĞI
ESAS NO: 2016/10141
KARAR NO: 2016/4886
KARAR TARİHİ:24.10.2016
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Adalet Bakanlığı
Karşı Taraf (Davacı) : …
İstemin Özeti : Samsun 1. İdare Mahkemesinin 15.01.2015 tarih ve E:2014/1261, K:2015/19 sayılı kararının, dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
ÖZET: Her ne kadar adli soruşturma aşamasında alınan tanık ifadelerinin soruşturma dosyasına eklendiği görülmüş ise de; disiplin hukuku ile ceza hukuku soruşturma ve yargılama usulleri, verilen cezanın niteliği, bu cezanın doğurduğu sonuçlar ve etkileri ile ceza ve suçların tanımı ve konuluş amaçlarının birbirinden farklı özellikler gösterdiği, bu durumda, disiplin soruşturması kapsamında davacı lehine ve aleyhine olan tüm deliller araştırılmadan, tanık ifadelerine başvurulmadan, eksik incelemeye dayalı soruşturma raporuna dayalı tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği hakkında.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava, Samsun E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünde infaz koruma memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 1. fıkrasının (C) bendinin (d) ve (ı) alt bentleri uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 27.09.2013 tarih ve 18 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
Samsun 1. İdare Mahkemesinin 15.01.2015 tarih ve E:2014/1261, K:2015/19 sayılı kararıyla; olayda, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Onkoloji Servisinde 13.02.2013 – 18.4.2013 tarihleri arasında yatan mahkum hastanın yanında bulunan ve eşine ait olan telefondan davacının telefonunun arandığı belirtilmekte ise de; bu durumun, mahkumun eşinin, hasta mahkumun durumunu öğrenmek amacıyla aramış olmasından kaynaklandığı, görüşme olduğuna dair açık bir tespit bulunmadığının davacının yargılandığı Samsun 6. Asliye Ceza Mahkemesindeki dava kapsamında alınan ifadelerden de anlaşıldığı, davacının yalan beyanda bulunduğundan söz edilemeyeceği, hizmet içinde güven duygusunu sarsacak eylemde bulunduğuna dair yeterli delil olmadan varsayıma göre ceza tesis edildiği, bu nedenle davacının 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin (C) bendinde aylıktan kesme, “Memurun, brüt aylığından 1/30-1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.” şeklinde tanımlanmış, (d) alt bendinde; “Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak”, (ı) alt bendinde ise, “Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,” aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 13.02.2013 ve 18.04.2013 tarihleri arasında Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji servisinde tedavi gören Bafra Açık Ceza İnfaz Kurumu hükümlüsü …’nin yanında bulundurulması ve kullanılması yasak olan cep telefonunun bulunduğunun 18.04.2013 tarihli tutanak ile tespit edilmesi üzerine, belirtilen tarihler arasında nöbet tutan davacının da aralarında bulunduğu infaz koruma memurlarının mahkumun telefon bulundurmasına göz yumduğu iddialarıyla disiplin soruşturması başlatıldığı, soruşturma neticesinde hazırlanan raporda özetle; hükümlünün cep telefonu ile 8 defa davacıyı aradığı, telefon kayıtlarında görüştüklerinin tespit edildiği, idareyi yanıltıcı, yalan beyanda bulunduğu, cep telefonunu görmediği yönündeki iddiasının inandırıcı bulunmadığı belirtilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125. maddesinin 1. fıkrasının (C) bendinin (d) ve (ı) alt bentleri uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması gerektiği yönünde teklif getirildiği, getirilen teklif doğrultusunda 27.09.2013 tarih ve 18 sayılı davaya konu işlem ile davacının 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılması üzerine anılan işlemin iptali istemiyle temyizen İncelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da zorunludur. İsnad olunan olayla ilgili olarak soruşturma emri verilmesi, bağımsız, üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilerek soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının gerekliliği ve yasal süre içerisinde isnad olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması, disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenliğin bir gereğidir.
Olayda, yukarıda yer verilen disiplin ilkeleri doğrultusunda, kusurlu halin tespitinden sonra yasal süreler içerisinde ilgili memur hakkında disiplin soruşturması açıldığı, bağımsız bir muhakkik tayin edilerek yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen soruşturma raporu değerlendirilerek yetkili disiplin amiri tarafından bir disiplin cezası tesis edildiği görülmüş ise de; davacıya isnat edilen eylemle ilgili tanık ifadelerine başvurulmadığı, (yanında cep telefonu bulunan hükümlü, hükümlüyle hastanede aynı odada kalan kişilerin ifadeleri gibi..) yalnızca cep telefonuna ilişkin görüşme detaylarının değerlendirilmesiyle yetinildiği görülmüştür.
Öte yandan, her ne kadar adli soruşturma aşamasında alınan tanık ifadelerinin soruşturma dosyasına eklendiği görülmüş ise de; disiplin hukuku ile ceza hukuku soruşturma ve yargılama usulleri, verilen cezanın niteliği, bu cezanın doğurduğu sonuçlar ve etkileri ile ceza ve suçların tanımı ve konuluş amaçları birbirinden farklı özellikler göstermektedir.
Bu durumda, davacı lehine ve aleyhine olan tüm deliller araştırılmadan, eksik incelemeye dayalı soruşturma raporuna dayalı tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, anılan işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise belirtilen gerekçe ile hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile Samsun 1. İdare Mahkemesinin 15.01.2015 tarih ve E:2014/1261, K:2015/19 sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.