İcra Emri Nedir? Nasıl İtiraz Edilir?
Takip talebini (ve İlamı) alan icra dairesi, bir icra emri düzenleyerek bunu borçluya gönderir (m.24, 25, 25/a, 26, 30, 31, 31/a, 32) .
Takip talebini alan icra müdürü, alacaklının verdiği belgenin ilam veya ilam niteliğinde bir belge olup olmadığını kendiliğinden (re’sen) incelemekle yükümlüdür. Alacaklının verdiği belge ilam veya ilam niteliğinde bir belge değilse, icra müdürü, borçluya icra emri gönderemez; icra emri gönderirse, borçlu icra emrinin iptali için süresiz şikayet yoluna başvurabilir .
Alacaklının icra dairesine verdiği belge ilam veya ilam niteliğinde bir belge ise, icra müdürü, takip talebine ve ilama uygun biçimde, bir icra emri düzenlemek ve bunu borçluya göndermekle yükümlüdür.
İcra emrinde, alacaklının (ve varsa vekilinin) adı, soyadı ve adresinin, borçlunun (ve varsa vekilinin) adı, soyadı ve adresinin ve ilamı veren mahkemenin ismi, hükmolunan şeyin neden ibaret olduğu ve ilamın tarihi ve numarasının yazılması gerekir (m.24,II)
İcra emri ile, borçlunun ilamda yazılı borcu belli bir süre (genellikle yedi gün) içinde ödemesi veya teslim etmesi, buna uymazsa, ilam hükmünün icra dairesi tarafından zorla yerine getirileceği (icra edileceği) borçluya ihtar olunur.
İcra emri, genel haciz yolundaki ödeme emrine benzer. İcra emri ile (genel haciz yolundaki) ödeme emri arasındaki en önemli fark, borçlunun icra emrine karşı icra dairesine yapacağı bir itiraz beyanı ile, kendisine karşı yapılan ilamlı icra takibini durduramamasıdır. Yani, genel haciz yolundaki ödeme emrine itiraz müessesesi, ilamlı icrada mevcut değildir . İcra emrini alan borçlu, ancak bazı sebeplere dayanarak icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasını isteyebilir
Yukarıda da belirtildiği gibi, icra emri takip talebine ve icraya konulan ilama (veya ilam niteliğindeki belgeye) uygun biçimde düzenlenmelidir; misaller:
“İcra dairesi, ilamların hüküm bölümünü aynen infazla görevlidir. İcra mahkemesince de, hükümde yer almayan bir hususta yorum yoluyla sonuca gidilemez” .
“Hukuk Genel Kurulunun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. – 1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. O nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez”” .
“İlamların uyulması, uygulanması gereken kısmı, hüküm fıkrasıdır. İcra mahkemesi ilamın hüküm fıkrasının aynen uygulanmasını denetlemekle görevli olup, ilamda yazılı olmayan hususları yorum yoluyla ilave değerlendirmelerle değiştirip ilama “katkıda” bulunamaz. HGK’nun 8.10.1997, 1997/12-517 Esas ve 1997/776 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Mahdut yetkili icra mahkemesi, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir” .
İİK m.24,lV hükmü, yukarıdaki kuralın bir istisnasıdır .
İcra emrinin takip talebine ve ilama aykırı olması halinde, icra emrinin iptali için yapılacak şikayet, süreye tabi değildir (süresiz şikayet) .
İcra emri, borçluya tebliğ edilebileceği gibi, borçlunun (davalının) davayı takip etmiş (ilamda adı yazılı) olan vekiline de tebliğ edilebilir (HMK m.73/1 ) . Fakat Yargıtay, icra emrinin borçlunun davayı takip etmiş olan vekiline tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu, icra emrinin yalnız borçlunun kendisine tebliğ edilmesi ile (borçlu icra emrini vekiline vermiş olsa bile) ilamlı icra takibinin kesinleşmiş sayılamayacağı (icra emrinin tebliği işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği) görüşündedir.
İcra emri, vekilden başka borçlunun kendisine de tebliğ edilebilir. Hatta, borçlunun mal beyanında bulunma zorunluluğu nedeniyle, icra emrinin borçlunun kendisine de tebliğ edilmesi gereklidir.
Yukarıda belirtildiği gibi, icra emri ile, borçlunun ilamda yazılı borcu belli bir süre (genellikle yedi gün) içinde ödemesi veya teslim etmesi, buna uymazsa, ilam hükmünün icra dairesi tarafından zorla yerine getirileceği (icra edileceği) borçluya ihtar olunur.
Borçlu, icra emrinde yazılı süre içinde borcunu yerine getirmezse ve icra mahkemesinden (m.33, m.33/a), hükmün temyizi halinde Yargıtay’dan (HUMK m.443 ; İİK m.36), yargılamanın iadesi yoluna başvurulması halinde yargılamanın iadesi davasına bakan mahkemeden (HMK m.381) icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirmezse, ilam hükmü, icra dairesi tarafından zorla icra edilir. Mesela, ilamda yazılı para borcu için borçlunun mallan haczedilir, ilamda yazılı taşınır mal borçludan zorla alınarak alacaklıya teslim edilir veya borçlu ilamda yazılı taşınmazdan (mesela evden) zorla çıkarılarak, taşınmaz icra dairesi tarafından alacaklıya teslim edilir.
İlamların icrasının bitiminde, borçlu isterse, kendisine ilamın tamamen veya kısmen icra edilmiş olduğuna dair bedava ve pulsuz bir belge verilir (m. 144,111 ; Y m.52).
İlam alacaklısı, kendisi veya (ilamda ismi yazılı vekilden) başka bir vekil aracılığı ile ilamı icraya koyarsa, icra dairesi, takip talebinde bulunan tarafın (alacaklının) ilamda adı yazılı olan avukatına (vekiline), icra emri ile aynı zamanda düzenleyeceği bir bildiriyi (gideri takip talebinde bulunan alacaklıdan alınmak suretiyle) derhal tebliğ eder. Bu bildiri alacaklının ilamda adı yazılı olan avukatına tebliğ edilmedikçe, icranın sonraki safhalarına geçilemez (Avukatlık K. m. 166,111). Bu bildirinin alacaklının ilamda adı yazılı olan avukatına tebliğ edildiğini tespit eden icra dairesi, alacaklının yaptığı ilamlı icra takibine devam eder ve (alacaklının ilamda adı yazılı olan avukatı vekalet ücreti alacağı için ihtiyatî haciz kararı alıp bu ihtiyatî haciz kararını icra dairesine vermezse (karş: İİK m.261), ilam borçlusundan tahsil ettiği parayı ilam alacaklısına öder .