Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Nedir? Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Cezası Ne Kadar?

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Nedir? Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunun Cezası Ne Kadar?

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ

MADDE 116.- (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdu­run şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık
bir razıya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerle­ri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı ay­dan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

(3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması duru­munda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygu­lanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.

(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU SUÇLA KORUNAN HUKUKSAL DEĞER:

Konut dokunulmazlığının ihlali, kişinin kendisine özgü barış ve sükununu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Yasa koyucu, bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükunu ihlal eyleyen konut dokunulmazlığının ihlali fiillerini, “Hürriyete karşı işlenen suçlar” arasında bir suç olarak tanımlanmıştır.

Ceza Kanunu, konut dokunulmazlığını ihlal fiilini suç sayarken konu­tu değil, bir yeri konut olarak edinmiş olan kimsenin hürriyetini korumaktadır. Ceza Hukuku bakımından konut, kişi hürriyetinin oluşması için bir yer koşuludur.

Konut dokunulmazlığının ihlali fiillerinin suç olarak tanımlanmasıyla korunan hukuksal yarar, kişilerin oturdukları mahallerde huzurlu, güvenli ve sakin bir or­tamda dilediği gibi hareket etme ve yaşama hak ve özgürlüğünün korunmasıdır. Yasa koyucu, 116/2.fıkrada “İşyeri dokunulmazlığının ihlalini”de belirli koşul­larda suç sayarak yaptırım altına almakla ayrıca kişinin huzurlu, güvenli ve sakin bir ortamda dilediği gibi iş yapma ve çalışabilme özgürlüğünü korumayı da amaçlamıştır.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU SUÇUN KONUSU:

Bu suçun maddi konusunu, 116/l.fıkradaki suç tanımında “konut” ve “eklenti”, 116/2.fıkradaki suç tanımında ise, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan “işyerleri ve eklentileri” oluşturmaktadır.

Ceza Kanunumuzda konut (mesken) kavramının ne anlama geldiği açıklanmamıştır.

Bir yerin konut olarak kabul edilebilmesi için, aile hayatını ya da bireysel hayatın, yeme içme, yatma gibi temel yaşamsal faaliyetlerin kısmen veya tamamen, ser­bestçe yerine getirilmesi için kullanıma tahsis olunması gerekir. Bu itibarla, kahve­hane, sinema, tiyatro ve benzeri umuma açık yerler, umuma açık oldukları sürece konut niteliğinde değildirler, ancak yasal kurallara göre umuma açık bulunmaya­cakları belirlenmiş olan zamanlarda bu yerler de konut niteliğini kazanabilirler. Bir yer konut olarak ayrılmışsa, bu yerin günün tamamında veya birkaç saatinde kulla­nılmasının bu yerin konut sayılıp sayılmaması yönünden önemi yoktur. Geçici olarak da kalınsa diğer koşulların varlığı halinde bu yer konut sayılır. Gece istiraha­tına ayrılmamış fakat diğer ihtiyaçlardan bir veya bir kısmının (yemek yeme, misa­fir kabul etme gibi) yerine getirildiği yerin de konut olarak kabulü gerekir.

Oturmaya tahsis edilmiş, oturulmaya başlanmış, yapımı bitmiş bir ev konut sa­yılır. Ancak konut kavramı evle sınırlı değildir. Bir yerin konut sayılması için ta­şınmaz niteliğinde bulunması, yapısı, genişliği, niteliği ve biçimi önem taşımaz. Bu nedenle oturulan yerin “bina” biçiminde olmasına gerek olmadığı gibi, üstünün açık veya kapalı olması da önem taşımaz. Başkalarının girmesine rıza gösterileme­yeceğini belirtecek şekilde dış dünyadan ayrıları yerler, örneğin karavan, çadır, çöp bidonu, gemi kamarası, kayık, yataklı vagon kompartımanı, otel odası 116.madde anlamında konut sayılır.

Resmi daire niteliğinde olan binalar kural olarak konut sayılmaz, ancak resmi binanın kişilerin yatması, ikamet etmesi için ayrılması veya bir bölümünün (örneğin hastanenin bir odasının doktorun ikametine tahsis edilmesi) böyle bir amaçla tahsis edilmesi halinde bu yer veya bölümler konut sayılır.

116/2.fıkradaki suçun konusunu oluşturan yerlere, izinle girilebilen avukatlık bürosu ve özel muayenehaneler örnek olarak gösterilebilir. Buna karşılık herkesin kolaylıkla girip çıkabileceği yerlere, örneğin, kapalı otoparka, marketlere, alışveriş merkezlerine halka açık oldukları zamanlarda girilmesi bu suçu oluşturmaz. Ancak, bu yerlere mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi halinde yine bu suç oluşur.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU SUÇUN FAİLİ VE MAĞDURU:

Suçun Faili: Bu suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Ancak bu suçun kamu görevlisi tarafından “kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle” işlenmesi 119/1-c bendinde cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak kabul edilmiştir. Ev sahibinin mülkiyet hakkının bulunması, kiracının konut dokunulmaz­lığının ihlaline hak vermediğinden ev sahibi bu suçun faili olabilir. Bir dairenin bağımsız odalarında yaşayan kişilerin birbirlerinin odalarına rıza hilafına girmeleri halinde giren kişinin eylemi bu suçu oluşturur. Evlilik birliği devam ettiği ve veril­miş bir ayrılık kararı bulunmadığı sürece eşlerin yekdiğerinin bağımsız konutuna girmeleri suç oluşturmaz, ancak fiilen ayrılarak ana-babasının veya yakınlarının evinde oturan eşin bulunduğu eve girilmesi ile bu suç oluşur.

Suçun Mağduru: Bu suçların mağduru konut veya işyeri dokunulmazlığı ih­lal edilen herhangi bir kişi olabilir.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU SUÇUN MADDİ UNSURU.

a) 1.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: 116/1. fıkrada, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun temel şekli düzenlenmiştir. Bu suçun maddi unsuru, failin, hak sahi­binin rızası dışında konuta veya eklentisine “girmesi” veya rıza ile girdikten sonra buradan “çıkmaması”dır.

Konut ve eklentisine yönelik dışarıdan yapılan hareket­ler, dışarıdan evin gözetlenmesi, camın tıkırdatılması, dış kapı zilinin çalınması, telefon edilmesi diğer unsurları da mevcutsa TCK.nun 123.maddesine uyan “kişi­lerin huzur ve sükununu bozma” suçunu oluşturabilirce de bu tür eylemler konut dokunulmazlığının ihlali sayılmaz.

Failin rıza ile girdiği konuttan “çıkmama” fiilinin suçu oluşturabilmesi için, hak sahibinin kendisini söz, hareket ve tavırlarıyla çıkmaya davet etmesine rağmen failin bu yerden ayrılmamış olması gerekir.

Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun oluşabilmesi için, yetkili kişinin konuta girme konusunda “rızasının olmaması” gerekir. Konut sahibinin konuta girildiğin­den haberdar olmaması, aynı zamanda rızasının da olmaması anlamına gelir. Bu nedenle konuta gizlice veya hileyle girilmiş olması halinde suç oluşur. Sahibinin rızasına dayalı olarak konuta girildikten sonra, bu rızanın geri alınması halinde konutun terk edilmesi gerekir. Belirtilen nedenlerle, konut sahibinin rızasının olmaması, bu suçun bir unsurunu oluşturmaktadır. Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun hukuka aykırılık vasfını ortadan kaldıran rızanın, hukuken geçerli rıza olması gerekir. Kişinin konuta girme konusunda rıza açıklamaya yetkili olmasının yanı sıra, açıklanan rızanın da örneğin hile dolayısıyla sakatlanmamış olması gere­kir. Rızanın bulunmadığı açık veya örtülü (zımni) olarak belirtilebilir. Hak sahibi iradesini yazılı veya sözlü açıklayabileceği gibi bazı işaret ve maddi engellerle (ör­neğin bahçenin etrafını yüksek duvarlarla çevirmek, bahçe kapısına zil, kilit takmak gibi) de açıklayabilir. Ancak suçun gerçekleşmesi için mutlaka engellerin bulunması ve failin bunları aşması şart değildir. Nitekim konutun veya eklentisinin kapısı açık olsa da, hak sahibinin rızası yoksa suç oluşur. Konut dokunulmazlığını ihlal fiili­nin gerçekleştirildiği sırada hak sahibinin konutta bulunup, bulunmaması suçun oluşumunu etkilemez. Konuta, kişinin aldatılarak (hile ile) girilmesi, örneğin failin kendisini sahte isim ve sıfatla tanıtarak, elektrikçi, su tesisatçısı şeklinde tanıtarak konuta girmesi halinde hak sahibinin rızası sakatlanmış olduğundan eylem bu suçu oluşturur.

b) 2.Fıkradaki Suçun Maddi Unsuru: 116.maddenin 2.fıkrasında, birinci fıkrada belirtilen fiillerin “açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi”, suçun daha az cezayı gerektiren nitelikli unsuru olarak tanımlanmıştır,

Şu halde herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği örneğin, lokanta, banka şubesi, sinema, tiyatro, kahvehane, market gibi umuma açık yerlere, halka açık oldukları sırada girildiği takdirde suç oluşmayacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar. Ancak bu sayılan umuma açık yerlere, halka açık olmadıkları zamanlarda, örneğin açılma saati gelmeden veya mesai saatleri dışında, işhanı veya işyerinin kullanılış amacına göre herkesin girmesine izin verilmeyecek konuma getirildikten sonra rıza hilafına girilmesi halinde de bu suç oluşacaktır. Keza, avukatlık bürosu, şirket binası ve özel muayenehane gibi izinle veya randevu alınarak girilebilen yerlere rıza hilafına girilmesi veya rızayla girildikten sonra çık­maya davet edildiği halde çıkılmaması bu suçu oluşturacaktır.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU SUÇUN MANEVİ UNSURU:

Konut dokunulmazlığının ihlali suçu, kasten işlenebilir. Kanunda failin belirli bir saikle hareket etmesi aranmadığından bu suçun manevi unsuru bakımından genel kast gerekli ve yeterlidir. Aynca özel kast aranmaz, failin saiki önem taşımaz. Buradaki kast, failin, başkasının konut veya eklentisine kendisini oradan çıkarmak hakkını haiz kimsenin rızası olmadığını bildiği halde isteyerek girmek veya rızasıy­la girdikten sonra çıkmamak iradesidir. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU SUÇUN HUKUKA AYKIRILIK UNSURU:

Bu suça özgü özel bir hukuka uygunluk nedeni öngörülmemiştir. Ancak, kanu­nun hükmü ve amirin emri (24.md.), meşru savunma ve zorunluluk hali (25/1-2md.) bu suçlar bakımından hukuka uygunluk nedeni oluşturabilir.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU SUÇA ETKİ EDEN NEDENLER:

a) Cezayı Artıran Nitelikli Unsurlar:

Konut dokunulmazlığını ihlal suçuna ilişkin cezayı artıran nitelikli unsurlar 116/4.fıkrada ve hürriyete karşı işlenen bazı suçlar için “ortak hüküm” olarak dü­zenlenen 119.maddede yer almaktadır.

aa) 116/4.fıkrada yer alan nitelikli unsurlar: Bunlar fiilin cebir veya tehdit kul­lanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesidir.

Fiilin cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi: Bu nitelikli unsurun mevcut sayılabilmesi için cebir veya tehdidin konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işleyebilmek için kullanılması, yani konuta rıza hilafına “girmek” veya rızaya dayalı olarak girdikten sonra çıkmaya davet edilmesine karşın “çıkmamak” için cebir veya tehdide başvurulmuş olması gerekir. Cebir veya tehdidin birlikte olması gerekmez, bunlardan biriyle suçun işlenmesi yeterlidir.

Fiilin gece vakti işlenmesi: konut dokunulmazlığını ihlal suçunun gece vakti işlenmesi cezayı artıran nitelikli bir unsurdur.

TCK.nun 6/1-e bendine göre, ceza kanunlarının uygulanmasında “gece vakti” deyiminden, güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi anlaşılır.

bb) 119/1.maddede yer alan nitelikli unsurlar: “Ortak hüküm” başlıklı 119/1. fıkrada konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cezasının artırılmasını gerektiren nitelikli unsurlar gösterilmiştir. Bunlar, suçun; silahla, kişinin kendisini tanınmaya­cak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanıl­mak suretiyle bu suçun işlenmesidir. Bu nitelikli unsurlardan birinin veya birkaçı­nın gerçekleşmesi halinde 116.madde uyarınca verilecek olan ceza, 119/l.fıkra hük­müne göre bir kat artırılacaktır. 116/4, ve 119/1.fıkralardaki nitelikli hallerden bir­den fazlasının varlığı halinde ayrıca 61.madde uyarınca temel ceza belirlenirken bu durumun teşdit nedeni olarak gözetilmesi gerekir. Bu nitelikli haller bakımından 119.maddede yapılan açıklamalara bakılmalıdır.

KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ SUÇU KOVUŞTURMA, GÖREVLİ MAHKEME, SUÇUN YAPTIRIMI VE DAVA ZAMANAŞIMI:

Kovuşturma: Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun basit (temel) şekillerinin (116/1 ve 2.fıkradaki suçların) soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Şikâyet hakkı, fiil neticesinde konut dokunulmazlığı ihlal edilen kişilere aittir. Bun­lardan birinin 73.madde uyarınca fiilin ve failin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren ancak zamanaşımı süresini geçirmemek koşuluyla altı aylık sürede şikâyet­te bulunması gerekir. Maddenin 4.fıkrası ile 119/1.fıkranın uygulanmasını gerekti­ren nitelikli hallerde soruşturma ve kovuşturma C.Başsavcılığınca genel hükümlere göre re’sen yapılır. CMK’nun 6.12.2006 tarih ve 5560 sayılı Kanunun 24.maddesi ile değişik 253/lb-3.alt bendi uyarınca şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın konut dokunulmazlığının ihlali (116.md.) suçunda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulu­nulması gerekir. TCK.nun 142.maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen 4.fıkra hükmü uyarınca, hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlali suçunun işlenmesi halinde bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz. Bu durumda, suçun C.Başsavcılığınca re’sen soruşturularak takibi gerekir.

Görevli Mahkeme: Maddenin 1. ve 2.fıkralarındaki suçlara bakma görevi sulh ceza mahkemesine, 4.fıkradaki nitelikli halde ise asliye ceza mahkemesine aittir (5235 s.K. 10-ll.md.).

Suçun Yaptırımı: 1.fıkradaki suçun yaptırımı altı aydan iki yıla kadar hapis, 2.fıkradaki suçun yaptırımı altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. 116/4.fıkradaki nitelikli unsurların varlığı halinde suçun yaptırımı ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. 119/1 .fıkrada yer alan nitelikli hallerden birinin veya birkaçının varlığı halinde temel ceza bu nedenle bir kat (bir defa olmak üzere) artırılacaktır. Birden fazla nitelikli halin 61.madde uyarınca temel cezanın belirlenmesi sırasında teşdit nedeni olarak gözetilmesi gerekir.

Dava Zamanaşımı: Bu suçların dava zamanaşımı süresi 66/1-e bendi uyarınca sekiz yıldır. Ancak 116/4.fıkrada yer alan nitelikli unsurların yanı sıra 119/1. fıkradaki nitelikli hallerin de birlikte uygulanması halinde 66/3.fıkra hükmü uyarınca dava zamanaşımı 66/1-d bendi gereğince onbeş yıllık süreye tabi olacaktır.