MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVALARINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
1.) Süreye tabi değildir her zaman açılabilir, TMK 606 m. Süre uygulanmaz.
2.) vekaletnamede mirasın reddine içeren özel yetki bulunması gerekir.
3.) maktu harca tabidir.
4.) Kabul veya reddi halinde de maktu vekalet ücretine hükmedilir. (HMK madde 326)
5.) yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir.
Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür.
6.) Görevli Mahkeme, asliye hukuk mahkemesi görevlidir (HMK m. 2/1).
7.)Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması, terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasbırakanın ödemeden aczi, ölüm tarihine göre belirlenir.
8.) İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir.
T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2015/16925
KARAR NO.2016/8339
KARAR TARİHİ.12.10.2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.08.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddedildiğinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Dava TMK’nın 605/2 maddesi uyarınca terekenin borca batık olduğunun tespiti ve mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacıların kardeşi mirasbırakan …’ün borçları nedeniyle icra müdürlüklerince icra takipleri yapıldığını, mirasbırakanın faizler hariç toplam 130.000,00 TL borcu bulunduğunu, borcun işleyen faizlerle birlikte 200.000,00 TL’ye ulaştığını; terekenin borca batık olduğunu ileri sürerek mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davalı …Kooperatifine olan borcun, davacı tarafından kapatılması nedeniyle, bu davalı yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı …Kooperatifi cevap dilekçesiyle, borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın husumetten reddini savunmuştur.
Davalı …, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Miras bırakanın ölüm tarihinde, ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. (TMK m. 605/2) Mirasçılar, TMK’nın 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça, yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman mirasbırakanın ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. TMK’nın 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür.
Mirasın hükmen reddinde terekenin borca batık olduğunun tespiti gerekir. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması, terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunu gösterir. Mirasbırakanın ödemeden aczi, ölüm tarihine göre belirlenir.
Ölüm tarihi itibariyle mirasbırakanın tüm malvarlığı aktifini, tüm borçları ise pasifini oluşturur. Bu amaçla mirasbırakana ait tüm malvarlığının eksiksiz olarak araştırılması, borçlarının eksiksiz tespiti ve sonucunda terekenin borca batık olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Bu davada yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca TMK’nın velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tüzüğün 39/2 bendi gereğince vekaletnamenin, vekilin mirasın reddi yetkisini içermesi zorunludur.
Açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya gelince; Davalı …Kooperatifi borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın husumetten reddini savunmuştur. Bu durumda mahkemece Türk Medeni Kanununun 610. maddesi uyarınca, davalı kooperatife mirasçılar tarafından bir ödeme yapılıp yapılmadığı, terekenin sahiplenilip, sahiplenilmediğinin araştırılması gerekir. Belirtilen husus gözardı edilerek sonuca gidilmesi doğru değildir.
Ayrıca Hukuk Mahkemeleri Kanununun 312/1 maddesinde, feragat veya kabul beyanında bulunan tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerine hükmedileceği öngörülmüştür. Davacı vekili, davalı kooperatif aleyhine açtığı davadan feragat ettiğini bildirdiği halde, davalı kooperatifin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması isabetsizdir.
Öte yandan murisin ölümü anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması sonucunu doğuran “mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak kanun gereği kazanırlar” şeklindeki (TMK m. 599/1). yasal kuralının istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türüdür. Bu niteliği gereğince maktu harca tabidir. Kabul veya reddi halinde de maktu vekalet ücretine hükmedilir. (HMK madde 326) Mahkemece maktu harç alınması gerekirken, nispi harca hükmedilmesi doğru değildir.
Bunun yanısıra, mahkemece davalının vekiline verdiği vekaletnamede mirasın reddine içeren özel yetki bulunmadığı anlaşmıştır. Davacı vekilinin özel yetkiyi içeren vekaletname ibraz etmesi için süre verilmeden ve bu eksiklik tamamlattırılmadan; diğer eksik hususlar üzerinde durulmaksızın noksan incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki nedenlerle davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.
T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2015/2918
KARAR NO.2016/4100
KARAR TARİHİ.05.04.2016
MAHKEMES : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.03.2013, 21.10.2013 ve 28.01.2014 günlerinde verilen dilekçeler ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 15.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, TMK’nın 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacıların murisi …’un borçlarından dolayı mirasçıları aleyhine ….. İcra Müdürlüğünün 2013/1822 Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, murisin terekesinin borca batık olduğunu, mirası reddettiklerini belirterek bu beyanlarının tespit ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılardan Yapı Kredi Bankası vekili davanın süresinde açılmadığını, davacıların murislerinin borçlarını karşılayacak kadar malvarlığının bulunduğunu, murisin malvarlığının muvazaalı işlemler ve TMK’nın 618. maddesi uyarınca davacıların sorumlu olduğu değer olup olmadığı yönünden incelenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, murisin tüketici sıfatından kaynaklanan borçlarının olduğu ve bu nedenle davaya bakma görevinin tüketici mahkemesinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Davacılar vekili asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu ileri sürerek hükmü temyiz etmiştir.
Mirasın hükmen reddi davasının özelliği gereği ölüm tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca TMK’nın Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2 bendi gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m. 33). Dava dilekçesi içeriğine göre dava, ölüm tarihinde murisin ödemeden aczinin tespiti isteğine ilişkindir (TMK m. 605/2). Uyuşmazlık davacıların mirasçılık sıfatından doğan bir davadır. 6502 sayılı Tüketcinin Korunması Hakkında Kanun, sadece tüketici işlemleriyle tüketicilere yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Görülmekte olan davada ise 6502 sayılı Kanunun uygulaması ile ilgili bir ihlilaf söz konusu olmadığı gibi bu tür uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu konusunda bir düzenleme de bulunmamaktadır.
23.12.1942 günlü ve 24/29 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme borç miktarına göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihten önce yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise asliye hukuk ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olup olmadığını tayin ve tespitte dava konusunun değeri ve miktarı ölçüsünü kaldırmış, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır (HMK m. 2/1).
Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.
Tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2015/2607
KARAR NO.2015/9898
KARAR TARİHİ.05.11.2015
MAHKEMESİ : İvrindi Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2013/26-2013/193
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı E.. A.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, muris A.. E..’nin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, terekenin borca batık olduğunun tespitine, mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı E.. A.. vekili temyiz etmiştir.
Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır. ( TMK md. 605 )
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
Murisin ölümü anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması sonucunu doğuran “mirasçılar, mirabırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereği kazanırlar” yönündeki (TMK. m. 599/1) yasal kuralın istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türüdür. Bu niteliği gereğince maktu harca tabidir ve kabul veya reddi halinde de maktu vekalet ücretine hükmedilir.
Ayrıca, TMK’nın 605. maddesi gereğince mirasın reddini talep edilebilmesi için Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğünün 39. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca vekilin vekaletnamesinde mirasın reddi yetkisi bulunması gerekli olup, dosya içerisindeki davacı vekilinin vekaletnamesinde mirasın reddi davası açma yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığından öncelikle bu eksikliklerin giderilerek davanın esasına girilmeli, Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda bir karar verilmelidir.
Mahkemece, murisin ölümü tarihi itibariyle borcu net olarak tespit edilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş belirtilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı E.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2016/2553
KARAR NO. 2016/8639
KARAR TARİHİ. 24.10.2016
>MİRASIN HÜKMEN REDDİ DAVASINDA, DAVA TÜM ALACAKLILAR GÖSTERİLMEK SURETİ İLE AÇILMALIDIR.
DAVA : Davacılar vekili tarafından, 14.12.2015 gününde verilen dilekçeyle mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.01.2016 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davacıların murisi …’ın 31.03.2015 tarihinde vefat ettiğini, terekede herhangi bir malvarlığı bırakmadığını,…4. İcra Dairesinin 2015/7700 Esas sayılı icra takibine konu borç sebebiyle murisin terekesinin borca batık olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, murisin mirasının davacılar tarafından yasal ret süresi geçtikten sonra reddedildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak Türk Medeni Kanunu’nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça, her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumetyöneltilerek görülür.
Somut olayda mahkemece, üç aylık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de bu gerekçe yerinde değildir. Talep TMK 605/1. maddesi gereğince mirasın gerçek reddine dair olmayıp TMK 605/2. maddesi gereğince terekenin borca batık olduğunun tespiti (hükmen ret) istemine ilişkindir. TMK’nın 605/2. maddesindeki davalar herhangi bir süreye tabi değildir. Bu itibarla tüm alacaklılara husumet yönetilerek ve tarafların gösterdiği deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken talep yanlış nitelendirilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istenmesi halinde yatıran tarafa iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.