YEDİEMİNE MUHTIRA TEBLİĞ EDİLMEDEN MALLARI HACİZ EDİLEMEZ
ÜÇÜNCÜ ŞAHSA BIRAKILAN MALLAR:
Üçüncü şahıs icraca haczolunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden istendiği anda evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir.
Bu suretle eline bırakılan malların kendisine atfolunamıyacak bir sebepten dolayı telef veya ziyaını ispat edemiyen üçüncü şahıs hakkında ceza takibinden başka evvelce tesbit edilmiş olan kıymetler, hükme hacet kalmaksızın icra dairesince re’sen tanzim ettirilir.
Bu kıymetleri tanzim ile mükellef olanlar, icra dairesinin bu baptaki talep ve kararına karşı icra mahkemesine 16 ncı maddede tayin edilen müddet içinde şikayette bulunabilirler.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2014/30660
KARAR NO: 2014/29855
KARAR TARİHİ: 9.12.2014
>İCRA MÜDÜRLÜĞÜNCE YEDİEMİN MUHTIRASI TEBLİĞ EDİLMEDEN YEDİEMİNİN MALLARI HACİZ EDİLEMEZ, BÖYLE BİR DURUM KARŞISINDA İCRA MEMURUNUN İŞLEMİ ŞİKAYET YOLU İLE İPTAL EDİLİR.
2004/m.358
ÖZET : Dava, icra memur işleminin iptali istemine ilişkindir.
İİK’nun 358. maddesi hükmü gereğince 3. şahıs, icra müdürlüğünce haczolunup yediemin olarak kendisine bırakılan malları, icra dairesince talep edildiğinde evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir. Ancak yasanın bu hükmünün uygulanabilmesi, yediemine usulüne uygun tebligat yapılıp, malların hazır edilmesi istenilen yerin kendisine usulüne uygun bir şekilde bildirilmesine bağlıdır. Somut olayda takip dosyasının incelenmesinde; haciz tutanağına göre yediemin olarak tayin edilip hacizli mallar kendisine teslim edilen şahsa bu hususla ilgili yediemin muhtırası gönderilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce usulüne uygun yediemin muhtırası tebliğ edilmeden İİK’nun 358/2. maddesi hükmü uyarınca re’sen yedieminin malları haczedilemez. Bu nedenle, şikayetin kabulü ile icra memur işleminin iptaline karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : 1- )Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde ;
Alacaklı tarafa, gerekçeli karar ile borçlu tarafın temyiz dilekçesi 24.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra, 12.05.2014 tarihinde verilip kaydettirilmiştir.
Süre aşımı nedeniyle temyiz dilekçesinin ( REDDİNE ),
2- )Şikayetçinin temyiz itirazlarına gelince;
Alacaklı tarafından borçlu K. Y. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, 12.05.2008 tarihinde haczedilen menkullerin yediemin olarak şikayetçi N. Y.’ya teslim edildiği, daha sonra bir kısım mahcuzların yerlerinde bulunmadığının tespit edilmesi üzerine, İzmir 7.Sulh Ceza Mahkemesi’nin 06.06.2013 tarih ve 2012/1220 E.-2013/695 K. sayılı kararı ile şikayetçinin muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan ceza aldığı, bunun üzerine alacaklı tarafın İİK’nun 358. maddesi uyarınca yedieminin menkul ve gayrimenkulleri üzerine haciz konulmasını istediği , icra müdürlüğü tarafından talebin yerine getirilmesi üzerine şikayetçi icra mahkemesine başvurusunda; sair itirazları ile birlikte kendisine İİK’nun 358. maddesi kapsamında muhtıra gönderilmediğini ileri sürerek 16.09.2013 tarihli memur işleminin iptalini talep etmiştir.
İİK.nun 358. maddesi gereğince; üçüncü şahıs icraca haczolunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden istendiği anda evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir.Bu suretle eline bırakılan malların kendisine atfolunamıyacak bir sebepten dolayı telef veya ziyaını ispat edemiyen üçüncü şahıs hakkında ceza takibinden başka evvelce tesbit edilmiş olan kıymetler, hükme hacet kalmaksızın icra dairesince re’sen tazmin ettirilir.
Buna göre İİK’nun 358. maddesi hükmü gereğince 3. şahıs, icra müdürlüğünce haczolunup yediemin olarak kendisine bırakılan malları, icra dairesince talep edildiğinde evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir. Ancak yasanın bu hükmünün uygulanabilmesi, yediemine usulüne uygun tebligat yapılıp, malların hazır edilmesi istenilen yerin kendisine usulüne uygun bir şekilde bildirilmesine bağlıdır.
Somut olayda takip dosyasının incelenmesinde; haciz tutanağına göre yediemin olarak tayin edilip hacizli mallar kendisine teslim edilen N. Y.’ya bu hususla ilgili yediemin muhtırası gönderilmediği görülmüştür.
Bu durumda icra müdürlüğünce usulüne uygun yediemin muhtırası tebliğ edilmeden İİK’nun 358/2. maddesi hükmü uyarınca re’sen yedieminin malları haczedilemez.
O halde, mahkemece şikayetin kabulü ile icra memur işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda ( 2 ) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA , bozma nedenine göre şikayetçinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO. 2016/6109
KARAR NO. 2016/7841
KARAR TARİHİ. 14.6.2016
2004/m.16, 358
6098/m.49
ÖZET : Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Üçüncü şahıs, icraca haciz olunup kendisine bırakılan malları evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir. Eline bırakılan malların kendisine at folunamayacak bir sebepten dolayı telef ve zi-yaını ispat edemeyen üçüncü kişiye hükme hacet kalmaksızın icra dairesince re’sen tazmin ettirilir. İcra dairesi işlem yapmakla yetkili olup buna karşı da ic-ra mahkemesinde şikayet yolu açıktır. Adli yargıda böyle bir davanın açılma-sının yasal dayanağı bulunmamaktadır.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.3.2013 gününde verilen dilekçeyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 10.11.2015 tarihli kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
KARAR
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece görevsizlik sebebiyle davanın reddine dair olarak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne dair olarak verilen ilk karar, Dairemizin kararıyla “Alacaklı sıfatıyla takip yapan davacı, haczedilen ve yediemin olarak davalıya teslim edilen menkul eşyaların bedelinin ödetilmesi isteminde bulunulmuş; mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Görev sorunu, öncelikle irdelenmelidir. “Üçüncü şahıs, icra-ca haczolunup kendisine bırakılan malları icra dairesinden istendiği anda evvelki vaziyetinde iade ile mükelleftir. Bu surette eline bırakılan malların kendisine atfolunamayacak bir sebepten dolayı telef ve ziyaını ispat edemeyen üçüncü kişi hakkında ceza takibinden başka evvelce tespit edilmiş olan kıymetler, hükme hacet kalmaksızın icra dairesince re’sen tazmin ettirilir. Bu kıymetleri tazmin ile mükellef olanlar, icra dairesinin bu baptaki talep ve kararlarına karşı icra mahkemesine, 16. maddede tayin edilen müddet içinde şikayette bulunabilirler.” (İİK m. 358).Maddenin yukarıdaki açık hükmü karşısında, icra dairesi işlem yapmakla yetkili olup; buna karşı da icra mahkemesi nezdinde şikayet yolu açıktır. Adli yargıda böyle bir davanın açılmasının yasal dayanağının bulunmadığından davanın usulden reddi yerine uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir” gerekçesi ile bozulmuştur. Yerel mahkemece, bozma kararına uyulmasına karar verilmiş; ancak, davanın görev yönünden usulden reddine, görevli ve yetkili olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Mahkemece, Dairemizin sayılı kararı bozması gereğince adli yargıda Asliye Hukuk Mahkemesinde böyle bir davanın açılmasının yasal dayanağının bulunmadığından dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken bozma kararına uygun olmayan şekilde yazılı gerekçeyle, davanın görev yönünden usulden reddedilmiş olması doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, 14.06.2016 tarihinde oy-birliğiyle karar verildi.