BOŞANMA SONUCUNDA VERİLEN TAZMİNAT KARARININ KESİNLEŞMEDEN İCRAYA KONULAMAYACAĞI
YARGITAY 8. Hukuk Dairesi
2017/11899 E.
2017/7826 K.
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, icra takibinin dayanağı boşanma ilamı kesinleşmeden nafaka hariç diğer alacak kalemlerinin talep edilemeyeceğini, işlemiş ve işleyecek faize itiraz ettiklerini belirterek icra emri ve takibin iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, takibin dayanağı ilamın maddi ve manevi tazminata ilişkin kısmının ilam kesinleşmeden icra takibine konu edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile icra emrinden maddi ve manevi tazminat talebi ile bunlara işletilmiş faiz ve ücreti vekaletin çıkartılmasına, icra emrinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş olup hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
HUMK’nun 443/4.(HMK’nun 367/2.) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan alacak kalemleri de aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir.
Somut olayda takip dayanağı ilamda; hükme bağlanan maddi-manevi tazminat ve diğer alacaklar ilamın ferileri niteliğinde olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile takibe konulabilir hale gelirler.
Bu durumda boşanma hükmünün 18.03.2015 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle feri kalemler yönünden 13.07.2015 tarihinde yapılan takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece diğer şikayet nedenlerinin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali doğru olmamıştır.
SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2016/22431
KARAR NO: 2017/1479
KARAR TARİHİ: 8.2.2017
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu aleyhine verilen tedbir nafakasına dair ara kararına dayalı olarak genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, alacaklının, borçlunun çalışmakta olduğu kuruma icra müdürlüğünce muhtıra gönderildiğini, ancak daha sonra icra müdürlüğünce, nafaka yönünden kesinleşme tarihinin 22.12.2015 olması sebebiyle 13.01.2016 tarihli maaş haciz müzekkeresinin dikkate alınmaması yönünden yazı yazıldığını, aile mahkemesi kararında ayda 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, hükmün kesinleşmesi halinde bu nafakanın 400,00 TL iştirak nafakasına dönüştürülmesine karar verildiğini, mahkemece verilen karar 14/03/2008 tarihinde kesinleştiğinden hükmolunan tedbir nafakasının bu tarihte sona ereceğini, dolayısı ile bu tarih itibariyle hükmolunan 400,00 TL iştirak nafakasının muaccel hale geldiğini ileri sürerek icra müdürlüğünce verilen 13/01/2016 tarihli işlemin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmektedir.
HUMK’nun 443/4. (HMK’nun 367/2.) maddesi gereğince, aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının “eklentisi” olan tazminatlar da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla, boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için eklentiler yönünden de kararın kesinleşmesi gerekmez.
Somut olayda, takibe konu … … 3. Aile Mahkemesi’nin 2012/290 Esas -2014/357 Karar sayılı tarafların boşanmalarına dair hükmün, boşanma dışındaki yönlerden temyiz edildiği, boşanma yönünden kararın 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği, boşanma ve velayet dışındaki hükmün ise 22.12.2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinden anlaşılmakta olup, boşanma kararı 09.09.2014 tarihinde kesinleştiği için, iştirak nafakası bu tarihten itibaren istenebilir.
O halde mahkemece yukarda belirtilen ilkeler uyarınca şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, icra müdürlüğünce yapılan işlemin doğru olduğu gerekçesi ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.