Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

AYIPLI ARACIN TESLİMİNDE ARAÇ ÜZERİNDE ENGELLERİN KALDIRILMASI GEREKİR

AYIPLI ARACIN TESLİMİNDE ARAÇ ÜZERİNDE ENGELLERİN KALDIRILMASI GEREKİR

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2015/15261
KARAR NO: 2017/16658
KARAR TARİHİ: 12.12.2017

>AYIPLI ARACIN AYIPSIZ MİSLİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİNDE, AYIPLI ARACIN ÜZERİNDE MÜLKİYETİ ENGELLEYEN SINIRLANDIRILMALAR DAN ARINDIRILARAK SATICIYA TESLİM EDİLMESİ GEREKİR.

Taraflar arasında görülen ve yukarda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı … vekili ve davacı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR

Borçlular vekili, İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; dayanak ilamın karşılıklı edimler içerdiğini, ayıplı aracın mülkiyeti engelleyici sınırlandırmalardan ari teslime hazır olması halinde taraflarından araç bedelinin talep edilebileceğini, İcra Müdürlüğünce aracın değeri belirlenmeden müvekkillerine gönderilen muhtıra ile araç bedeli olarak 120.577,50 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, İcra Müdürlüğünce aracın kıymet takdirinin yapılması taleplerinin karşılanmadığını belirterek İcra Müdürlüğü kararının kaldırılmasını ve kıymet takdirinin yapılmasını istemiştir.

Mahkemece, “Kıymet takdirine itirazla ilgili talebin reddine, 5. İcra Hukuk Mahkemesinde aynı konuda şikayetle ilgili 2013/1138-2014/221 E.K. sayılı kararı bulunduğundan bu konuda gerekli işlem yapılması gerektiğinin tespitine, devam eden hacizlerin ayıpsız misli üzerine veya bedelinin İcra Müdürlüğüne yatırıldığı takdirde para üzerine hacizlerin İcra Müdürlüğünce aktarılmasına, buna aykırı İcra Müdürlüğünün 05/09/2014 tarihli kararının iptaline,” karar verilmiş, hüküm, borçlular vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

Şikayete konu takip dosyasının incelenmesinde; takip dayanağı 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14.03.2014 tarih ve 2013/5 E-2013/168 k sayılı kararının hüküm bölümünün 1. bendinde;“… davaya konu aracın ayıptan ari misli ile değiştirilmesine, davacı elinde olan ayıplı … Plaka sayılı aracın mülkiyeti engelleyen sınırlandırmalardan arındırılarak davalılara teslimine,” hükmedildiği, alacaklı vekilinin şikayeti üzerine 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 26.02.2014 gün ve 2013/1138 Esas, 2014/221 Karar sayılı ilamı ile verdiği “… icra müdürlüğünce … plaka sayılı araç üzerine haciz koyan kurumlardan haczin devam edip etmediği ve haciz devam ediyor ise mahkeme kararı gereğince hacizlerin davaya konu aracın ayıpsız misli üzerine veya bedeli icra dosyasına yatırıldığı takdirde haczin para üzerine aktarılıp aktarılamayacağı konusunda görüş sorularak işlem yapılmasına,” dair kararın dairemizin 01.06.2015 gün ve 2014/11228 Esas, 2015/12181 Karar sayılı ilamında belirtilen “ ayıpsız araç alacaklısının hüküm fıkrasında ayıplı aracın teslimi yükümlülüğü koşul olarak getirilmediğinden takibini başlatmasında bir engel bulunmamakta ise de kendisine yüklenilen edim yerine getirilmeden takibe devam etme olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda ayıplı aracın teslim yükümlüsü şikayetçinin, araç üzerindeki sınırlamaları bizzat kaldırması gerektiğinden İcra Müdürlüğü’nün işleminde hukuka uymayan bir yön bulunmamaktadır. İlama uygun olmayan, takyidatların yeni araca geçirilmesi veya bu takyidatların bedele yansıtılması talepleri de kabul edilebilir değildir.” gerekçeleriyle bozulduğu anlaşılmaktadır.

Açılanan sebeplerle icra dosyasına dayanak ilamda hüküm altına alınan ayıplı aracın takyidatlardan ari olarak iadesi edimi yerine getirilmediği sürece karşılıklı edim yükleyen ilam sebebiyle ayıplı araç iade borçlusunun para alacağının tahsili yönünde takibe devam olanağı bulunmamaktadır.

Bu durumda mahkemece; ayıplı aracın teslimi usulüne uygun gerçekleştirilmeden çıkarılan muhtıranın bu sebeple iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi doğru değildir.
Kabule göre de; ayıpsız aracın değeri aşağıdaki şekilde yapılır;

İİK’nun 24. maddesinin 1, 3, 4 ve 5. fıkralarında, taşınır teslimine dair ilam icra dairesine verilince, icra müdürünün icra emri tebliği ile 7 gün içinde o şeyin teslimini emredeceği, hükmolunan taşınır veya misli borçlu yedinde bulunursa zorla alınıp alacaklıya verileceği, yedinde bulunmazsa ilamda yazılı değerinin alınacağı, vermezse ayrıca icra emrine gerek kalmaksızın haciz yoluyla tahsil olunacağı, taşınır malın değeri ilamda yazılı olmadığı veya ihtilaflı bulunduğu taktirde icra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunacağı belirtildiği gibi, hükmolunan taşınırın değerinin borsa ve ticaret odalarından, olmayan yerlerde icra müdürü tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin olunacağı belirtildikten sonra, maddenin son fıkrasında “ilgililerin bu hususta icra mahkemesine şikayet haklarının olduğu” hükmüne yer verilmiştir.

Yine son fıkrada yer verilen düzenlemenin, icra müdürünün belirlediği taşınır değerinin taraflarca şikayet konusu edilmesi halinde, İcra Mahkemesine denetleme yetkisi de tanıdığı, bu denetlemenin de icra hakimi tarafından uzman bilirkişiden yardım alınmak suretiyle gerçekleştirileceğinin kabulü gerekir.

Bu durumda mahkemece, davaya konu ayıplı aracın teknik donanımını gösteren bilgi ve belgelerin ( araç kataloğu, kitapçığı vb) temin edilerek bu araçtaki özellikler ile haczin yapıldığı tarihteki aynı marka ve model ( sıfır kilometre) aracın yine teknik donanımını gösteren bilgi ve belgelerin ( araç kataloğu, kitapçığı vb) getirtilerek ( bilirkişi incelemesiyle) fiyata etkili teknik donanımlarının karşılaştırılması, bu suretle ayıplı araçta bulunmayan özelliklerin değerleri tespit edilip, bu karşılığın haciz tarihindeki sıfır kilometre aracın değerinden mahsubu suretiyle ayıpsız araç yerine talep edilebilecek miktarın bulunması gerekir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlular vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK’nun 366. ve 6100 Sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istenmesi halinde temyiz eden davacılara ayrı ayrı iadesine, 12.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.