TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVASINDA CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİ
T.C
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2018/2130
KARAR NO: 2018/4602
KARAR TARİHİ: 30.05.2018
>>TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİNDE CEZA ZAMAN AŞIMININ GÖZETİLMESİ GEREKTİĞİ–HAKSIZ FİİL NEDENİYLE TAZMİNAT DAVASINDA ZAMAN AŞIMI SÜRESİ
ÖZET: Davacının geçirdiği trafik kazası sonucu yaralandığı, kaza nedeniyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan ceza soruşturması yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Davaya konu olan uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup bu haksız fiil aynı zamanda suç teşkil etmektedir. Hal böyle olunca somut olayda ceza zaman aşımının gözetilmesi gerekir. Olay tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nazara alındığında zaman aşımı süresi sekiz yıldır. Eldeki davada, dava dilekçesi, kaza tespit tutanağı ve ceza dosyasına göre olay tarihi 08/05/2010 olup davanın açılma tarihi ise 01/07/2015 günüdür. Buna göre davanın açıldığı tarih itibarıyla ceza zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda; mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekir.
Davacı E. K. vekili Avukat C. Z. tarafından, davalı Saruhanlı Belediye Başkanlığı aleyhine 01/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair verilen 23/02/2016 günlü kararın taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma İstenilmekle tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleşmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/05/2017 gün ve 2017/20512 sayılı yazısıyla, hükmün HMK’nın 367/1 maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Davacı vekili; 08/05/2010 tarihinde dava dışı Ü. A.’ın sevk ve idaresindeki aracın yol üstünde bulunan çukura girerek devrilmesi sonucu davacının yaralandığını, davacının yaralanması sonucu malul kaldığını, Saruhanlı Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/670 soruşturma numaralı dosyasında davalının asli kusurunun tespit edildiğini, davacının sakatlığı nedeniyle iş göremez olduğunu, acı ve elem duyduğunu belirterek; oluşan maddi ve manevi zararın tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili; zaman aşımı definde bulunarak davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, KTK 109. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zaman aşımına uğrar” şeklinde düzenlenme bulunduğu, davacının iddia ettiği olayın 2010 yılında gerçekleştiği, Kara yolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesi uyarınca dava tarihi itibarıyla zaman aşımının dolduğu gerekçesi ile davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesinin 1. fıkrasında; haksız fiil nedeniyle tazminat davasının, zararın ve failinin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise; haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve ceza kanunlarında daha uzun zaman aşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu uzamış ceza zaman aşımı süreleri uygulanır. Suç teşkil eden eylemlerde ceza kanunlarında yer alan zaman aşımının uygulanmasına yönelik 818 sayılı BK’nın 60/2. maddesi ile aynı mahiyette bir düzenleme de 2918 sayılı Kara yolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesinde yer almaktadır. KTK’nın 109/2. maddesi ise “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi Öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının geçirdiği trafik kazası sonucu yaralandığı, kaza nedeniyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan ceza soruşturması yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Davaya konu olan uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup bu haksız fiil aynı zamanda suç teşkil etmektedir. Hal böyle olunca somut olayda ceza zaman aşımının gözetilmesi gerekir. Olay tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89. ve 66. maddeleri nazara alındığında zaman aşımı süresi sekiz yıldır. Eldeki davada, dava dilekçesi, kaza tespit tutanağı ve ceza dosyasına göre olay tarihi 08/05/2010 olup davanın açılma tarihi ise 01/07/2015 günüdür. Buna göre davanın açıldığı tarih itibarıyla ceza zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Şu durumda; mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HMK’nın 363/1.maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan nedenlerden dolayı kabulü ile; hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 30/05/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.